YazarGonca Sude Kıvrak

Ankara’da Sonbaharın Perdeleri Açıldı!

Yazın bitmesiyle tropik kokulu kremler eşliğinde okunan kitaplar raflara kalktı. Güneşin tadını çıkarırken dinlenen serinletici şarkıların sesi kısıldı. Havanın tadını çıkarmak için terk edilen sinema salonları dolmaya başladı. Bütün bunlar bir yana yazın bitmesiyle tiyatroların perdeleri açıldı. Oyunların kulislerindeki heyecan katsayısı arttı. Bu yüzden bu yazıda Eylül’ün gelmesiyle birlikte açılan tiyatro sezonunu birlikte kutlayacağız. Yeni
Devamı

Ferhad ile Şirin Bilkent’te: Mert Fırat Röportajı

Nazım Hikmet’in Ferhad ile Şirin eseri yeni bir yorum ile 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Bilkent Odeon’da seyirciyle buluştu. Bilkent Senfoni Orkestrası’na Mert Fırat ve Aslı Tandoğan’ın anlatıcı olarak eşlik ettiği bu senfonik piyeste müzik Arif Melikov, proje ve uyarlama ise Yelda Cavga ve Aydın Mecid’e ait. Dünya Barış Günü’nde bir aşk hikâyesinin insanlığa ve umuda
Devamı

Kısayolu Olmayan Hayalleriniz Var Mı?

Eylem karakterdir. Sanırım bu hiçbir şey yapmazsak hiç kimse olamayacağımız anlamına gelir. Türkçe’ye “Aşk Dersi” ismiyle çevrilen 2009 yapımlı “An Education” İngiliz gazeteci Lynn Barber’in anılarından uyarlanan bir dram. Başrollerini Carey Mulligan ve Peter Sarsgaard’ın paylaştığı bu film her ne kadar “Aşk Dersi” olarak anılsa da aşktan kendini sıyırmış mesajlar içerdiğini düşündüğüm bir hikâye. Filmin
Devamı

Fazıl Say Bilkent’te: “Hermias-Yunus Sırtındaki Çocuk”

Tarih 29 Mayıs 2018, yer Bilkent Odeon, saat 21.00. Dışarıda hafif bir yağmur, içeride müthiş bir kalabalık var ve dört bin kişi bütün Odeon’un ayakta alkışlayacağı konseri bekliyoruz. Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki bu konser son zamanlarda gittiğim en anlamlı konserlerdendi. Belki de benim gibi yüzlerce seyirci de konserden çıktıktan sonra “iyi ki” dediler. Fazıl
Devamı

Tiyatroya Perdelerinizi Açma Vakti!

Son günlerde fark ettim ki hepimiz bir bahane bulmuşuz ve onun arkasına sığınıp devam ediyoruz hayatımıza. “İnan ki hiç zamanım yok, aslında tiyatroyu çok severim ben!” diyenler ile “Bu oyunları çok takip edemiyorum, sen nereden öğreniyorsun?” taraftarları bir rekabet içindeler sanırım. Anladığım kadarıyla “güzel” oyunlara yalnızca belirli kişiler gidiyor ve diğerlerine yer kalmıyor. İşte bu
Devamı

Bildiğin Kızlardan Değil!

Şu dünyaya bir daha gelsem tekrar kız olmak ister miydim? Büyük ihtimalle cevabım “evet” olurdu. Biz kızların omzunda erkeklerinkine göre daha fazla yük varmış, öyle diyorlar. Bazılarına göre de erkekler kızları taşırmış omuzlarında. Hayatta en nefret ettiğim şeylerden birisi iki cinsiyet arasındaki bu bitmeyen rekabettir. Hâlbuki hepimizin birbirinden farklı ama bir o kadar da aynı
Devamı

Plaklar Üzerine Bir Sohbet: Gürkan Plak Evi

Hayatımıza kaset ve CD’lerin girmesiyle birlikte plaklara ve pikaplara küsmeye başlamıştık. Unutulmaya yüz tutan bir sektör küllerinden yeniden doğdu ve önlenemez bir yükselişe geçti. Son zamanlarda plaklara artan bu rağbeti, yeni neslin plak ya da pikap alırken nelere dikkat etmesi gerektiğini ve Ankara’nın mutlaka ziyaret edilmesi gereken plakçılarından olan Gürkan Plak Evi’ni Gürkan Gürbüz ile
Devamı

Alışkanlıklara İsyan: Rock’n Roll

Guillaume Canet ve Marion Cotillard’ın başrollerinde olduğu Rock’n Roll isimli filmin afişini ilk görüşümde bile çok heyecanlanmıştım. Fransız çiftin birlikte başrollerini paylaştığı üçüncü film olmuş bu. Filmin fragmanından anladığım kadarıyla filmi izlediğimde yaklaşık on senedir birlikte olan ve iki çocuk sahibi bu çiftin günlük hayatlarına ve Fransız film sektöründeki eğlenceli dakikalara şahit olacağımı sanmıştım. Ancak
Devamı

2017’yi Geride Bırakırken: Yılın Tiyatro Oyunları

Her sene bu zamanlar içimde tanımlayamadığım bir his olur. Biten bir yılın getirdiği sakinlik ve telaş dahil bu hisse. Kafamın içinde durmadan yeni yıla ne kadar hazır olduğumu soran sesler de yerlerini almış. Fakat asla cevaplamayı beceremediğim bir soru daha var aklımda. Tarih atarken yaptığımız bu ufacık değişiklik, bizde de gerçekten bir şeyler değiştirmek zorunda
Devamı

Boyun Eğmeyen Bir Öykü: “Antigone”

Antik Yunan’dan bu güne kadar ismi metinlerden silinmeyen bir efsanenin yazısı bu. Onun gerçek olduğuna inananlar da var, o dönemde bu kadar güçlü bir kadının sivrileceğine inanmayıp bunun Sophokles’in hayal ürünü olduğunu savunanlar da. Bana sorarsanız, gerçek ya da kurgu olması değil tartışılması gereken nokta. Çünkü benim için önemli olan; iki bin dört yüz yıl önce
Devamı

İkinci Katil De Uykuyu Öldürdü!

”Kimseler uyumasın artık! Macbeth uykuyu öldürdü!” Evet, masum uykuyu, Kaygılar yumağını çözen uykuyu, Her günkü hayatın ölümünü, Yorgunlukları yıkayan suyu, Yaralı canların merhemini. Yüce tabiatın baş yemeği, Hayat sofrasının cana can katan ziyafeti.“ William Shakespeare’in en akılda kalan eserlerinden birisi olan Macbeth’ten hatırlamaya değer birkaç sözle başladım bu yazıya. Aslında Macbeth’in gölgesinde kalmış birinin ama
Devamı

Olduğu Gibi, Olduğum Gibi

Yıllardır istemeden de olsa her yerde ısrarla duyduğumuz bir şey var. Herkesin ispatlamak istediği bir şey… Herkes durmadan kendine hatırlatıyor ve etrafındakilere öğütlüyor benliğimizin karmaşık varoluşunu. Buna “ben böyleyim” akımı bile denebilir. “Ben böyleyim ve kimse için değişmem!” diye sesini duyurmaya çalışanlar milyonları aştı. Peki gerçekten bunu mu kastediyor bunu savunan herkes? Gerçekten bunu üstüne
Devamı

Antik Yunan’dan Günümüze Tiyatro

Beni tiyatro oyunlarından daha çok etkileyen bir şey varsa o da tiyatro salonlarıdır. Her defasında fuayede beklerken oradan daha önce geçmiş oyuncuları, kostümleri, replikleri, seyircileri, beklentileri, kahkahaları ve hayal kırıklıklarını düşünürüm. Herhangi bir tiyatro oyununu izlemek için gitmesem de bir sahnenin yanından geçmek veya onun varlığını hissetmek bana inanılmaz bir güven verir. Bunun sıradan olmasına
Devamı

Elinizden Gelenin En İyisi Bu Mu?

Yetenek şanstır. Bu hayattaki en önemli şey cesarettir. Paris-Manhattan Geçtiğimiz günlerde aldığım bir duyuma göre bazı yaraları kapatmakta kitapların üstüne yokmuş. Hatta bazı hastalıkların tek tedavisi güzel bir filmmiş. Bunları bana Paris Manhattan adlı film söyledi. Hiç beklemiyordum ondan böyle cümleler ama söyleyiverdi işte. Paris’e ve Woody Allen’a olan ilgimden dolayı bu filmi görür görmez
Devamı

Tümüyle Bir Sahne Mi Yaşam?

Derler ki bir tiyatro sahnesi hayatın aynasıdır. Aslında bir bakıma haklı olduklarını düşünüyorum bu benzetmeyi yapanların.  Sanatın amacı bu değil midir zaten? Geçmişten günümüze insanlar kendilerini  ifade edebilmek adına düşüncelerinin ve duygularının aynı paydada birleştiğini görmek için sanata başvurmuştur. Çünkü insan, dünyada yalnız olmadığını bilmenin arayışı içindedir. Bu bakımdan insanın hissettiklerini somutlaştırmasının en etkili yollarından
Devamı

Bir Fincan Kahve Daha

Son zamanlarda sıklıkla düşündüğüm bir mesele var. Sadece benim değil, neredeyse bütün sanat dünyasının ve çabası bir şeyler üretmek olan insanların merkeze aldığı bir mesele bu. Önemli olan kaşlar, gözler ve parlayan saçlar mı yoksa ışıldayan bir kalp ve fikirlerle dolu bir zihin mi diye soruyor etrafımda gördüğüm bütün filmler ve kitaplar. Hepimiz de ezberlemişiz
Devamı

Paris’te Bir Zaman Makinesi: Shakespeare and Company

Kendimi bildim bileli kitapçılardaki havayı solumak bana iyi hissettirir. Bazen saatlerce tozlu rafların arasında bir kitap arıyormuşçasına dolaşırım hiçbir işim olmamasına rağmen. Kendimi sahaflarda dolaşırken kaç kere kaybettiğimi hatırlayamıyorum bile. Bu yüzden hep düşünürüm: Kitapların bana yaptığı bir büyü mü bu? Okumadan, sadece onların arasında geziyorken bile bu kadar etkilenmek ve olgun hissetmek nasıl mümkün
Devamı

Burada Çok Ciddi Şeyler Oluyor Bernarda!

Federico García Lorca 1898 yılında İspanya’da dünyaya geldi. Ancak onu nasıl ve nerede doğduğundan değil, ne şekilde ve neden bu hayata veda ettiğinden hatırlamanız daha mümkün. Yirminci yüzyılın kanlı ve bitmek bilmeyen savaşlarının arasında kalan Lorca henüz otuz sekiz yaşındayken eş cinsel olduğu gerekçesiyle öldürüldü. Son eseri olan Bernarda Alba’nın Evi (La casa de Bernarda
Devamı

Zarif Bir Yaşam: Audrey

Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan, insanlara iyilikle bak. Eğer saçların güzel olsun istiyorsan, bırak çocuklar ellerini geçirsin saçlarından. İnce bir bedense isteğin, ekmeğini açlarla bölüş. Ve güzel dudaklara sahip olmak için, sadece güzel sözler söyle. – Audrey Hepburn Eğer Audrey Hepburn’ü bir kelime ile tarif etmem gerekseydi, o kelime “zarafet” olurdu. Donald Spoto da böyle
Devamı

Uzak Bir Hikaye: “Çılgınlar Gibi”

Mesafeler hayatımızda açtığımız yaraların kapanmasını sağlayan ilaçlar mıdır yoksa daha mı çok yakar insanın canını? Like Crazy veya bizdeki adıyla Çılgınlar Gibi filmini izledikten sonra kendime bu soruyu sormadan duramadım. Anton Yelchin ve Felicity Jones‘un başrolde olduğu bu filmi izlerken Anna ve Jacob’un sınavlardan geçen aşkından ziyade, mesafeler ve onların beni ne kadar etkilediği üzerine kafamda
Devamı

2017’de Yanınıza Almanız Gerekenler

Merhaba neşe, güle güle keder! Yeni yıl, yeni kitaplar, yeni filmler her şeyden güzel. Yepyeni sayfalar açmak için mükemmel bir zaman bu Ocak ayının ilk günü. Derdi kederi bir önceki yıla gömerek yeni bir kitap sayfası açıyormuş gibi heyecanlanıyorum. Yenilik ve umut kadar güzel şeyler yok bu dünyada, biliyorum. Benim gibi nostalji tutkunu ve hayatını
Devamı

Gün Işığı Etrafında İki Hayat

Eğer bu dünyada büyü diye bir şey varsa, bu başka birinin seninle paylaştıklarını anlama çabası olmalıdır. Biliyorum, bunu başarmak neredeyse imkânsız, kim umursar ki? Ama cevap çaba göstermek olmalıdır. Eğer aranızda bu büyülü üçlemeyle henüz tanışmamış ya da bir yerlerde karşılaşıp izlemeye fırsat bulamamış olanlar varsa bu yazıyı okumanızda ısrarcıyım. Bu hafta sonu gün ışığının
Devamı

Gerçek ve İmkansız: Aşk Aptalı

Geçtiğimiz günlerde Kültür-Sanat biriminden iki yazar kendimizi  Tatbikat Sahnesi’nde bulduk. Okulumuz Tiyatro Bölüm Başkanı Jason Hale’in yönetmenliğini yaptığı “Aşk Aptalı” ile tanışma şansı yakaladığımız için çok mutluyuz.  Jason Hale’in samimi sohbetinden ve oyun hakkındaki dürüst yorumlarından sonra kendimizi bu iki aşk aptalının hikayesine bıraktık.  Amerikan yazar Sam Shepard tarafından kaleme alınan “Fool for Love,” bizdeki
Devamı

Sıradanlığın Özgün Şairleri

Hayatımız boyunca bize öğütlenen ve kendimizi bildiğimizden beri bize gösterilen bir yol var: Karşıya bak, kendine bir hedef koy ve oraya var! Ama orası herkesin gittiği yerlerden olmasın. Her şeyi özgün olmak, dikkat çekmek ve fark yaratmak için yapmaya odaklanmışız. Bunun için elbette çevrenizde suçlu aramayın, bu hikayede kimse suçlu değil. Biz sadece bize gösterilen
Devamı

Bir Yazı Okudum, Hayat Değişti

Bir kitap okudunuz ve hayatınız değişmedi mi? Sizin de mi? Oysa çoğu insanın bir kitap kapağını ilk açışında beklentisi bu klişeye dayanırdı. O kitabı bulmak ve hayatını baştan aşağı değiştirmek, bambaşka bir manzara görmekti herkesin tek derdi. Bu yüzden ikiye ayrıldık her zaman yaptığımız gibi. Kitap okurken o evrende kaybolanlar ve sayfa çevirmeyenler. Halbuki bu
Devamı

İki Şair, Bir Ölüm

İki birbirinden başarılı ve adını edebiyat sayfalarına kazımış şair… Şiirlerinde temaları hem birbirine o kadar yakın hem de birbirinden o kadar uzak ki, anlatacak sözcükleri seçmek neredeyse imkansız. Gecenin karanlığına gizlenmiş ve oradan hayatın sonunu şiirleriyle bekleyen Ahmet Haşim ve hayata sıkıca bağlanmış, ondan kopmak istemeyen şair Cahit Sıtkı Tarancı… İkisinin de şiirlerinde ölüm, peşlerini
Devamı

Shakespeare ve Kehaneti: Macbeth

“ Ömür bir yürür gölge; zavallı bir kukla ki sahnede salınıp çırpınarak saatini dolduruyor.” 17. yüzyıldan bu yana oynanan ve milyonlarca kez izlenen, bir bakıma Shakespeare’in ustalık eserlerinden olan Macbeth geçtiğimiz aylarda sinemaya uyarlandı. Aslında “uyarlama” kelimesi ortaya çıkarılan film için en yetersiz kelimelerden birisi çünkü film şimdiye kadar karşılaştığım çoğu Macbeth yorumundan farklı bir
Devamı

Bir Karakterin Perde Arkası

Herkesin bir şeylerin peşinde koştuğu gibi günlük hayatınızın ayrıntılarına dalıp gitmiş, hayata yetişmeye çalışıyor ve bir yerlere koşturuyorsunuz. Arkadaşınız mı arıyor internette mi rastlıyorsunuz bilinmez, bir tiyatro oyununa bilet alıvermişsiniz. İlerleyen günlerde bir veya iki saatinizi birilerine emanet edip sizi bir yerlere götürmesini beklemeye başlıyorsunuz. Kapıdan girmişsiniz, fuayede kulisteki naftalin kokusunu bastırmak için sıkılmış parfümlü
Devamı