Silikon Vadisi’nde kurulmuş Carbon3D şirketi yeni geliştirdikleri 3 boyutlu yazıcı teknolojisiyle 25 yıllık alışılagelmiş süreci tamamen değiştirdi. Geliştirdikleri teknoloji sayesinde objeler sıvı içinden sürekli yükselerek üretiliyor. Geleneksel yöntem ile objeler katman katman üretiliyordu, ve bu yöntemle küçük bir objenin dahi üretimi 5-6 saat sürebiliyordu. Carbon3D’nin geliştirdiği teknoloji, bu süreci 25 ila 100 kat arasında azaltarak önceki yöntemle başarılamayan geometrileri de üretmeyi başardı. Bu yeni teknolojinin bu başarısının 3 boyutlu yazıcıların başka birçok endüstride de kullanılmasının önünü açacağı belirtiliyor.
Kuzey Karolina Üniversitesi’nde (KKÜ) kimya mühendisi ve Chapel Hill Kuzey Karolina Üniversitesi’nde (CHKKÜ) kimya profesörü olan Joseph M. DeSimone aynı zamanda Carbon3D’nin CEO’su. Metodu birlikte geliştirdikleri Alex Ermoshkin ve Edward T. Samulski de CHKKÜ’de kimya profesörleri. Şimdilerde ücretli izinde olan DeSimone, teknolojiyi çalıştığı üniversitelerde ilgili bölümlerde okuyan yüksek lisans öğrencilerinin araştırmaları için de geliştirdiklerini belirtiyor.
Sürekli Sıvı Arayüzey Üretimi (Continuous Liquid Interface Production – CLIP) olarak adlandırılan teknoloji, ışık ve oksijeni kullanarak sıvı ortamda objeleri birleştiren ve ilk ayarlanabilir fotokimyayı kullanan 3 boyutlu yazma süreci. Oksijen geçirimli bir pencereden sıvı reçineye ışık ışınlarının yansıtılmasıyla üretilen objelerin ayrıntıları ise 20 mikrondan (kağıdın kalınlığının dörtte birinden daha az) daha küçük olabiliyorlar.
16 Mart’ta Vancouver’da yaptığı TED konuşmasında, DeSimone “3 boyutlu yazıcı teknolojisine tamamen yeni bir pencereden bakarak – ve sürecin arkasındaki kimya ve fiziği de göz önüne alarak – bir sıvı havuzundan objeler ‘çıkartan’ ve geleneksel teknolojilerden çok daha hızlı obje üretebilen yeni bir teknoloji geliştirdik.” dedi.
CHKKÜ ve Carbon3D arasında yapılan anlaşma ile Carbon3D takımı üniversite ile teknolojiyi geliştirmenin ve kullanılabilecek yeni malzemelerin bulunmasının yollarını arıyor. CLIP, halihazırda birçok malzemenin bu süreçte kullanılmasını sağlıyor ve malzeme biliminde gelecekte yapılabilecek araştırmalar için bir temel oluşturuyor. Örneğin DeSimone’nun akademik laboratuvarında çalışan yüksek lisans öğrencileri Rima Janusziewicz ve Ashley R. Johnson – aynı zamanda çalışmanın Science dergisinde yayınlanan makalesinin eş-yazarları – teknolojinin tıp ve benzeri alanlarda alışılmışın dışında kullanımını araştırıyorlar.
“Yeni malzemeler kullanmasına ek olarak, CLIP diğer tekniklerin başaramadığı eşsiz geometriye sahip objeleri de üretebiliyor, kişiye özel olması gereken kalp tüpleri gibi. CLIP şu anda 3 boyutlu polimerleri dakikalar içinde üretebildiği için, gelecekte ilgili merkezlerde damar tüplerini, diş implantlarını veya protezleri ihtiyaç duyulduğu anda üretmek kulağa hiç de imkansız gelmiyor.” diyor DeSimone.
Daha nice olağanüstü keşiflere…
[box_light]Kaynaklar[/box_light]
Chapel Hill Kuzey Karolina Üniversitesi
Science Daily