Gelecekten Gelen Otomobil: Tesla Model S

Tesla Motors, kimine göre otomobil endüstrisinde yeni bir milat olan şirket kimine göre dahi ve varlıklı bir iş adamının hayallerinin somutlaştırılmış hali kimine göreyse de uzunca zamandır beklenilen üstün teknolojiyi insanlığa kavuşturan harika insanlar topluluğu. Yazmak için heyecan duyduğum bu yazıda birçoğumuzun merakla takip ettiği veya bazılarımızın kulağının özellikle de son günlerde aşina olduğu “Tesla Efsanesi”ni geniş bir şekilde ele alacağım.

Kısaca henüz taze ama destan yazan tarihinden bahsetmek gerekirse: Şirket Temmuz 2003’te Amerika’da Martin Eberhard ve Marc Tarpenning adlı iki mühendis arkadaş tarafından kuruluyor. Şirket tahmin edildiği gibi ismini ünlü elektrofizikçi -ki bana göre yaşamış en büyük elektrofizikçi ve elektrofiziğin mimarı- olan Nicola Tesla‘dan alıyor. Yıllarca Daimler ve Toyota gibi dev otomobil üreticilerine elektronik aksam ve batarya tedarik eden Tesla ilerleyen sürede ilk elektrik otomobili olan Tesla Roadstar’ı büyük bir başarı elde edip ve ilgi toplayarak ortaya çıkarıyor. Akabinde, sene 2013’te Model S ile otomobil endüstrisine adını altın harflerle yazdırıyor. SpaceX ve PayPal’den de bildiğimiz dahi iş adamı olarak kabul edilen Elon Musk 2014’te şirketin CEO’su oluyor.

Model S’e gelecek olursak, güncel sitesinde araç 3 motor seçeneğiyle sunuluyor: 75D, 100D ve P100D. Bunların aralarındaki fark tamamiyle elektrik motorunun güç kapasitesiyle alakalı tıpkı fosil yakıtlı araçlardaki motor hacmi, beygir veya torka benzetebiliriz. 75 kWh, 100 kWh ve performansı artırılmış 100 kWh’lik üç seçenek sunarak müşterilerine ideal seçeneği kendilerinin belirlemesini hedeflemiş gibi gözüküyor Tesla Motor. Tesla Model S dışarıda görmeye alıştığımız D veya E segmenti otomobiller arasında yüksek çapta farklar barındırıken iki farklı güçteki Model S’i karşılaştırdığımızda çok hissedilir farklar görünmüyor en azından Tesla sahibi olmayan bir sürücü için.

Asıl anahtar nokta aslında kaputun altı fakat bir Tesla için aracın alt gövdesi diyebiliriz çünkü motor ve piller aracın en alt kısımlarına konumlandırılmış. 75 kWh’lik motordan bahsedersek nefes kesen araçlardan biri olarak düşünülebilir: 0-100 hızlanmasını 4.2 saniyede tamamlıyor -ki bu oran günümüzün supersport kategorisinde yer alan genellikle pistte kullanılmak için üretilen egzotik arabaların kriterlerinden bir tanesi-. Maksimum hızı 225 kmh olan 75D modeli tam şarj ile ortalama verilere göre 416 km menzil katedebiliyor. 100D’den bahsedecek olursak: 4.1 saniyede 0-100 kmh hıza ve 249 kmh maksimum hıza ulaşırken ortalama 535 km’lik de bir menzil sunuyor. En üst model olan P100D’de ise bu değerler bir otomobil meraklısı için daha da iştah açıcı. Sadece 2.5 saniyede 0-100 kmh hızlanmasını tamamlayan bu araç yeryüzündeki en yüksek perfonmanslı araçların olduğu hypersport kategorisindeki Bugatti, Koenigsegg ve Pagani gibi eşsiz otomobil markalarının şaheserleriyle yakın ve bazılarından daha üstün değerlere sahip. P100D modelinde işler biraz daha farklı diyebilir çünkü ön ve arka salıncak bölgelerinin aralarında olmak üzere 2 tane elektrikli motor görev yapıyor. Maksimum hız 100D modeliyle aynı olup 249 kmh olurken maksimum menzil performans ile zıt olarak 506 km’ye geriliyor. Bununla birlikte P100D modeli 1271 Nm’lik bir tork değerine sabit bu değer ani ivmelenmelerin sebebini aydınlatıyor diyebiliriz. Bu elektrikli motor aynı zamanda 588 beygirlik de bir gücü aktarabiliyor pedalın arkasında.

Konfor bakımından incelendiğinde top tine Tesla’nın ayağında, performans odaklı P100D hariç tüm modellerde akıllı hava süspansiyon sistemi standart olarak mevcut. Aracın konfor konusundaki en büyük kozu sessizlik. Hiçbir benzinli veya dizel araçla mukayese edilmeyecek şekilde açık ara önde bu konuda. Elektrik motoru kalkışlarda düşük desibelde bir ses veriyor fakat aynı klasmanda olan araçların egzos ve motor seslerinden oldukça düşük bir değerde. Edindiğim bilgilere göre kabin yalıtımı da aynı şekilde başarılı bu yüzden yol ve rüzgar seslerini azami hızlarda bir derece hissettirebiliyor. Bununla birlikte elektrikli bir araç olduğu için tek kademeli bir vites kutusu mevcut, vites geçişlerinin olmaması araç içerisindekilerin minimal miktarda olan sarsılmazlığına katkıda bulunuyor.

Araç gerek iç gerek dış tasarımdan kendine özgü karakteristik özellikler barındırıyor. Dış tasarımda öncelikle aerodinamik harikası otomatik kapı kollarından bahsedebilir. Bununla birlikte ön tarafta hava ızgaraları olmadığı için -ki elektrikli bir arabada ekstra hava sürtünmesinden dolayı olmaz- sürtünme katsayısı 0.24 cd kadar iddialı bir orana sahip. Fosil yakıtlı bir otomobil olmadığından -daha önce belirttiğim gibi- araçta herhangi bir egzos borusu bulunmamakta. İç tarafa geldiğimizde monitör kadran ve 17″ henüz başka araçta görmediğimiz akıllı bir gösterge paneli mevcut ve böylece direksiyondaki hariç tuş namına bir şey görmek zor. Bu panel ile klimadan multimedya sistemine kameradan gösterge panellerinden tutun her fonksiyon kumanda edilebiliyor. İçeride yeterli yaşam alanı olduğu anlatılıyor. Buna ek ön tarafta orta konsolda vites kutusu olmadığından orta tarafta büyükçe sayılabilecek boş alan var.

Belki de en ergonomik tarafı da araçtaki otonom sürüş sistemi olabilir. Üzerindeki geliştirilmiş kameralar vasıtasıyla gaz ve direksiyon kontrolünü Model S’e bırakabilirsiniz. Yalnız araç belirli periyotlarla sürücüsünü uyumasını engellemek için direksiyondan tutması konusunda ikaz ediyor. Aksi takdirde hızını düşürüp aracı sola çekip stop ediyor. Tesla’nın tam otonom sürüş sistemi şu anda 1.sırada gösteriliyor. Buna ilaveten diğer markalarda da artık sık sık karşılaştığımız adaptif hız sabitleme, şerit takip asistanı, otomatik park özelliği ve telefondan kumanda edilebilirlik mevcut. Güvenlik açısından değerlendirildiğinde 2014 yılında Euro NCAP’ten aldığı 5 yıldız ile Model S ekolünü bütünlüyor.

Genel olarak, otomobil sektöründe somut bir devrimin önderliğini üstlenmiş Tesla markası, Model S ile hayalleri dört teker üzerinde mümkün kıldı. Performanslı, çevre dostu, ekonomik, teknolojik ve tasarım harikası bir araç olarak türünün tek örneği olduğunu düşünüyorum. Fiyat konusunda Türkiye’de mevcut resmi bir Tesla bayiisi bulunmadığından Amerika’daki fiyatları baz alırsak 75D, 100D ve P100D için fiyatlar sırasıyla $79.500, $99.000 ve $135.000‘dan başlayan fiyatlarla müşterilere sunuluyor. Fiyat anlamında cömert olduğunu söyleyemeyebiliriz fakat yer yüzünde tam selefi bulunmasa da herhangi bir premium sınıf veya supersport otomobil ile mukayese edilirse onlardan çok daha erişilebilir bir fiyat etiketine sahip.

Kaynak

    investopedia.com
    tesla.com
    theverge.com
    topgear.com

Leave a Reply