Karadeliğin fotoğrafının çekildiği, uzaya araba gönderdiğimiz, Marsta yaşamayı gerçekçi olarak düşündüğümüz son yıllarda gözümüzü uzaya çevirmiş bulunmaktayız. Şimdi yıldızlara ulaşmak hedefimiz. Ben de bundan dolayı astronotlarla ilgili yazmaya karar verdim. Benim de çocukluğumdan beri merak ettiğim bir konuydu biz nasıl astronot olabiliriz? Bu konuda yaptığım araştırma sonucunda şimdi aklınızdaki soruları cevaplamak istiyorum.
Öncelikle şunu hatırlatmamda fayda vardır ki bir gecede astronot olma hayaliniz varsa bundan vazgeçmeniz gerekiyor. Uzun ve zorlu bir eğitim gerektiriyor bu süreç. Bunun için hem fiziksel hem psikolojik olarak güçlü olmanız gerekiyor.
Şimdi NASA’nın elemelerine gelmeden önce şunu hatırlatmak istiyorum. NASA sadece Amerikan vatandaşlarının başvurularını değerlendirmeye alıyor. Ama aslen Amerikan vatandaşı olunmasa bile sonradan olarak NASA’da astronot olunabiliniyor. Bunun ilk örneği 1981 yılında Franklin Chang-Diaz’da görüldü ve şu anda da NASA astronotlarının 47’si sonradan vatandaşlığa geçmiştir.
Amerika haricinde dünyanın başka yerlerine konumlandırılmış uzay ajansları mevcuttur. Bunlardan bazıları;
- Avrupa Uzay Ajansı (European Space Agency)
- Japonya Uzay Araştırma Ajansı (Japanese Aerospace Exploration Agency)
- Kanada Uzay Ajansı (Canadian Space Agency)
- Rusya Federal Uzay Ajansı (Russian Federal Space Agency)
- Çin Ulusal Uzay İdaresi (China National Space Administration)
Diğer ajanslara astronot olmak için olan gereklilikler birbirine benzese de ben bu yazı boyunca NASA üzerinden gitmek istiyorum.
İlk olarak astronot elemelerinin kısa bir tarihine ve yıllar içindeki aday alım sürecindeki değişimlere değineceğim. 1958 yılının sonlarında NASA, Amerika’nın ilk insanlı uzay programı olan Mercury Projesin’de aday astronotlar için bazı nitelikler aradığını belirtti.
Bunlar;
- Orduda olmak
- 40 yaşından genç olmak
- 180 santimetreden kısa olmak (5 feet, 11 inches)
- 500 saat uçuş deneyimine ve mühendislik birikimine sahip olmak
1959 yılında bu özelliklere sahip 7 kişi göreve seçildi (The Mercury 7).
Geçmişten günümüze NASA astronot sınıflarına baktığımızda değişikliklerin büyük olduğunu görürüz.
Demin bahsettiğim gibi ilk görev için sadece ordudan olunmak şarttı. 1965’de ilk bilim insanı-astronotlar programa katılmaya başladı. 1969’da ise tek jeolog olan Harrison J. Schmitt ayda’ydı. NASA, ilk kadın astronot sınıfını 1978 yılında kabul etti. içinde çok çeşitli vatandaşları barındırmasından ötürü (kadın, Afro-Amerikan, Asya-Amerikalı) bu sekizinci sınıf oldukça önemlidir. 1996’daki en geniş sınıf olan on altıncı sınıf 44 üyeye sahipti. Ve 2013 yılında ise ilk kez yarı yarıya cinsiyet oranına sahip olundu.
Kısaca tarihten bahsettikten sonra şimdi günümüzdeki aday eleme sürecinden ve alınan eğitimden bahsetmek istiyorum.
Uzayda olmak, bunu gerçekten tüm bedeninizde hissetmek. Sıradan bir insanın dayanabileceği kadar kolay şartlar olmayacak oradaki bunun için fiziksel olarak güçlü, karşılaşacağınız problemleri efektif bir şekilde çözebilecek kadar zeki olmanız bekleniyor. Liderlik, takım çalışması, iletişim gibi özellikler de başka gerekli nitelikler.
Aşağıda başvurmak için başlıca önemli üç madde var:
- Mühendislik, doğa bilimleri (biyoloji , fizik, kimya), matematik, bilgisayar bilimi alanlarından birinden lisans diplomasına sahip olmak
- Uzun süreli fiziksel sınavı geçmek (20/20 görmeye (doğal olarak veya düzeltici cerrahi veya lensler yoluyla) sahip olma, otururken 140/90 ‘ın altında kan basıncına sahip olma ve 157 ve 190 santimetre uzunluk aralığında olmak (uzay kıyafetine sığabilmek için)
- 3 yıl ilgili profesyonel alanda deneyim (veya jet uçaklarında 1000 saat uçuş süresi)
Aday sürecindeki eleme sayılarını kafanızda canlandırmak için örnek vermek istiyorum. 2016 yılında 18.300 kişi başvuruda bulunmuş bunların 120 kişisi mülakata çağrılmış bunların da yarısı ikinci tura geçmiştir.
Adaylar ikinci aşamada 2 yıllık antreman sürecinden geçirilir. İçinde hayatta kalma antremanları, yabancı dil eğitimi (uluslararası uzay istasyonunda Rusların çoğunluğundan dolayı genellikle Rusça eğitimi verilmektedir.), uzay yürüyüşleri, su altı çalışmaları ve daha birçok uzayda ihtiyaçları olacak diğer çalışmalarla dolu yoğun bir 2 yıl geçirirler.
Çok ayrıntısına girmeden bu eğitimlerin oldukça zorlu ve insanı fiziksel olarak zorladığını söyleyebilirim. Gözünüzde canlandırmanız için aşağıya eğitim sırasında çekilmiş bazı görseller ekliyorum.
En sonunda size David Bowie’nin Space Oddity şarkısının Chris Hadfield tarafından uzayda yapılan yorumuyla baş başa bırakmak istiyorum.
Keyifli dinlemeler…
KAYNAKÇA:
https://science.howstuffworks.com/astronaut2.htm
https://www.space.com/37110-becoming-a-nasa-astronaut-surprising-facts.html
https://www.space.com/25786-how-to-become-an-astronaut.html
https://www.astronautabby.com/how-to-become-an-astronaut-2/
https://www.nasa.gov/audience/forstudents/postsecondary/features/F_Astronaut_Requirements.html