Günlerden bir gün, şehirden uzak mı uzak bir üniversite kampüsünde yaşayan bir mühendisin aklına sıra dışı bir fikir gelir. Okulun tek Türkçe gazetesinde açılabilecek yeni bir birim ile adını tarihe yazdırmayı amaçlamaktadır. Hemen kalkar gider gazeteye. Fikrini sunar. Tarihin öğrencilere nasıl geniş bir ufuk açabileceğinden tutun, gazetenin tirajına olacak etkisine kadar anlatır. Uzun saatler boyunca verir mücadelesini ve…
Tamam farkındayım destansı anlatımın dibine vurmak üzereyim şu an. Ki bu yazı aslında ‘Tarih Birimi 1 yaşında!’ gibisinden bir slogan ile başlamalıydı belki de. Ama hem prestijimize yakışmaz hem de kurucumuza saygısızlık olurdu. Çünkü:
“Onun adı Taha Taşan!”
Kurulduğu ilk yaz gazetenin en çok yazı çıkaran birimi haline gelen Tarih Birimi, nasıl olduğunu anlamadığımız bir şekilde, bir yaşını doldurdu. Taşan’ın deyimiyle elinde büyüyen Tarih Birimi bu dönem de en çok başvuru alan birimlerden biri haline gelmeyi başardı. Tabi bu konuda yazarlarımızın da büyük katkısını unutmamak gerek.
Duygu’nun konuşulmayan gündelik bilgileri, tam bir profesör edasıyla anlatmasıdır bizleri bugüne getiren. Tabi genellikle editörümüzün Duygu’ya ısrarcı tavrı sayesinde mi desek acaba? Neyse devam edelim biz. Fatih’in her daim ‘dostum’ kelimesindeki sıcaklığı, Zeynep’in tüm tutanakları harfi harfine okumasıdır Tarih Birimi. Muhtemelen bu satırları okurken ciddi bakışlarıyla Hazal; benim hakkımda ne yazdılar acaba, sorusunu soracak kendine. Ne yalan söyleyelim fikirleri gerçek hayatta somutlaştıran yazıların geçecek bu satırlara. Biz seni o yazılarla tanıdık. Bu arada kurucu yazarlarımızdan Kürşad’a da Türkiye’de olmayarak çok şey kaçırdığını da söylemiş olalım. Eski yazarlarımızı da unutmadık tabi. Toplantılarımıza bir türlü katılamayan Ceren ve ağır ağabey Alperen’e de selamlarımızı gönderelim.
Tabi şimdi herkes beklenti içine girdi. Bizi biz yapan herkesi de bir kelimeyle anlatmak da zor be arkadaş.
Bizde karizmasıyla ortalığı kasıp kavuran kişilerden (aslında tek kişi), yüksek lisans okuyorum ama yine de buradayım diyenlere, Kayserilisinden Osmaniyelisine, Hukukçusundan (ki güzel sanatlara da yatkın) mühendisine kadar eşsiz bir yelpaze var. Uluslar arası ilişkiler baskınlığı da bir gerçek tabi ;)
‘Kumar Masasındaki İmparatorluk’ yazısıyla başlayıp, hâli hazırda 150’yi aşkın yazının çıktığı Tarih Birimi işte bu yelpaze sayesinde bugün Gazetenin en gözde birimlerinden biri haline geldi. Birimimizin kuruluşu esnasında yardımlarını esirgemeyen Politika Birimi editörü Yağız Baltacı’ya da teşekkürü bir borç biliriz.
İşte Taha Taşan’ın gölg
esinde bir Nisan günü, 6-7 yazar olarak başladığımız yolculuk bir senesini doldurdu. Kalemleriyle konuşan kalabalık bir aile haline geldi. Tanışma toplantısında çoğu birim yaptığı etkinlikleri fotoğraflarla sunmuştu yeni gelenlere. Taha ise “Biz de yaptık da koymayı unutmuşuz” esprisiyle çevirmişti hemen durumu. Artık hangisinin fotoğraflarını koysak diye düşünürüz. Değil mi Tarih birimi ;)
Bana düşündüklerimi kaleme dökme, 90’ların karanlığını aydınlatma fırsatı verdiği için başta GazeteBilkent ailesi olmak üzere, Taha Taşan ve birim arkadaşlarıma da teşekkür etmek istiyorum. Umarım Bilkent’te daha çok güzel işler yapar, gelecek nesillere de sağlam bir birim bırakırız.
O hâlde yazılarımızla iz bırakmaya bütün hızımızla devam ediyoruz…
Birinci yılın kutlu olsun Tarih Birimi!
