Gelir ile tüketim arasındaki fark olarak tanımlanan tasarruf, kavramsal olarak ele alındığında  şimdiki zamanda yapılabilecek tüketimin gelecekteki bir tarihe ertelenmesi anlamını taşımaktadır. Tüketimin geniş yer kapladığı günümüz yaşamında, bireysel tasarruflar ve ulusal tasarruflar oldukça önemlidir çünkü bireysel tasarruflar kişilerin bütçe yönetimi, finansal güvencelerinin sağlanması, yaşam boyu refahlarını en yüksek seviyeye yükseltebilmeleri ve yaşam standartlarını koruyabilmeleri açısından önem taşırken; bir ülke için ulusal tasarruflar, yeni yatırımlar için gerekli kaynağı sağlayarak ekonominin büyüme potansiyelini artırmakta ve ülkenin hedeflenen refah düzeyine erişmesine katkı sağlamaktadır. Tasarrufların ülkenin refah seviyesine katkıda bulunması açısından anlamlı olabilmesi için ise tasarruf amaçlı ayrılan miktarın finansal sistem aracılığıyla yatırıma dönüştürülerek ekonomik faaliyetlere aktif olarak dahil edilmesi gerekmektedir. Yatırım olarak değerlendirilmeyip, yastık altında tutulan tasarrufların ülke ekonomisine katkısı sınırlı olacağı gibi, enflasyon karşısında değerinin düşme riski birey açısından da olumsuzluk yaratabilmektedir.b

Yatırımı finanse etmek için yeterli tasarruf miktarı yaratılmadıysa, yabancı sermaye girişine gerek vardır. Yabancı sermaye girişi ise, döviz kurunun baskılanmasına, böylece de hem döviz kuru riskine ve hem de cari işlemler dengesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, yurt içi ulusal tasarruf düzeyinin artırılması, bu tasarrufların finansal sistemde kayıt altına alınarak yatırıma ve dolayısıyla istihdama dönüştürülmesi ülke ekonomisinin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.

Özel Tasarrufları Belirleyen Etkenler

                                          Özel Tasarrufları Belirleyen Etkenler

Ulusal tasarruflar genel olarak  özel tasarruflar ile kamu tasarruflarının toplamından oluşmaktadır. Özel tasarruflar ise hane halkı tasarrufları ve şirket tasarruflarından oluşmakta olup, harcanabilir gelirden vergi harcamalarının ve tüketim harcamalarının düşülmesi ile hesaplanmaktadır. Ekonomik dalgalanmaların neden olduğu gelir düzeyindeki değişimler, demografik değişiklikler ve finansal etkenler özel tasarruflar oranını etkileyen faktörlerdir. Kamu tasarrufları ise  kamu harcanabilir geliri ile kamu giderleri arasındaki farktan oluşmaktadır ve ekonomik gelişmeler çerçevesinde vergi gelirlerindeki artış ve azalış kamu tasarrufunda önemli bir etkendir.

Geçmişten Günümüze Türkiye’nin Durumu

aaa

 

1970’lerin ikinci yarısında başlayan ekonomik bunalım ile artan enflasyon oranı yurt içi tasarrufları negatif etkilemiş ve tasarrufların yatırıma dönüşme oranının azalmasına neden olmuştur. 1978-1980 yılları arasında meydana gelen borç krizi ile birlikte de oranlarda önemli düşüşler olmuştur. 1970’lerin sonunda, Türkiye ekonomisinin karşı karşıya kaldığı ödemeler dengesi sorunlarına çözüm olması amacıyla yeni ekonomi politikası uygulanmaya başlanmış, bu çerçevede dışa açılma ve serbest piyasa ekonomisine geçiş süreci başlamıştır. Bu dönemde yatırımlarda artış amaçlanırken; finansal araçların gelişimi hızlandırılarak tasarruf sahiplerinin tasarruflarını değerlendirebilecekleri seçenekler artırılmıştır. Bu gelişmelere ek olarak, bu dönemde TCMB bünyesinde yatırıma katkı sunmak amacıyla para piyasasının çeşitli alt piyasaları da faaliyete geçirilmiştir. Bu bağlamda, 1980-1988 yılları arasında yurt içi tasarruflarda ve sabit sermaye yatırımlarında önemli artış gözlenmiştir. 1989 yılına gelindiğinde ise faiz oranlarının serbestleşmesi sonrasında artan faiz oranları; Türkiye’de kamu borcunun yüksek olmasından dolayı kamu tasarruflarında düşüşe sebep olurken  özel tasarruflarda ise yükselişe neden olmuştur. 1994 krizi ile birlikte ise toplam tasarruflar önemli oranda düşüş yaşamıştır. Türkiye ekonomisi 2001 krizine yüksek bütçe açığı ve yüksek cari işlemler açığı ile yakalanmıştır. Bu dönemde cari açık Türkiye için önemli bir sorun haline gelmiş, cari açığın artışında yurt içi tasarrufların yetersiz olması önemli rol oynamıştır.

2000’li yıllarda faiz oranlarındaki düşüş ve verimlilikteki artış özel sektörü yatırıma yöneltmiş, şirketler kesimi tasarrufu büyük oranda azalmıştır. Aynı zamanda hane halkı tüketim harcamalarının artması özel kesim tasarruf oranında meydana gelen düşüşü hızlandırmıştır. Özel tasarrufların düşüş miktarı, kamu tasarruflarındaki artıştan fazla olduğu için toplam yurt içi tasarruf oranında ise azalma meydana gelmiştir. Küresel ekonomide olumsuzlukların gözlendiği 2007-2009 yılları arasında ise, Türkiye’de uygulanan maliye politikalarının kamu tasarruflarında azalmaya neden olduğu bir dönem olmuştur. Söz konusu dönemde özel tasarruf oranları artış eğilimine geçse de toplam yurt içi tasarruf oranı 2009 yılında en düşük seviyeye gerilemiştir. 2010 yılı sonrasında artış eğiliminde olan tasarruf-yatırım açığının büyük bölümüne yurt içi tasarrufların yetersiz düzeyde olması neden olmuştur. Yurt içi tasarruf 2014 yılında; %11,9 özel tasarruf, %3,1 kamu tasarrufu olmak üzere toplamda %15 olarak gerçekleşmiştir. Bu çerçevede 2013 yılı itibari ile yurt içi tasarruf oranını arttırmak için bireysel emeklilik sistemi üzerinde çalışmalar başlamış ve kredi kartları yönetmeliğinde bir takım değişiklikler ile tasarrufun arttırılması amaçlanmıştır. Türkiye’nin tasarruf oranlarına yönelik olarak TÜİK’in yeni hesaplamasında ise yüksek bir değer bulunmuştur. 12 Aralık’da yapılan açıklamaya göre yüzde 15’ler seviyesinde daha önce hesaplanan tasarruf oranlarının yüzde 24,8 oranında olduğununu görüyoruz.  Fakat buna karşılık hane halkı tasarruf oranı yine de düşük kalmıştır.

Türkiye’de hane halkı tasarruf oranının yükseltilmesi yapısal önlemler ile mümkün görünmektedir. Bu noktada, eğitim seviyesinin ve başta kadınlar olmak üzere iş gücüne katılım oranlarının artırılması ön plana çıkmaktadır. Sosyal ve demografik politikalar ile üniversite mezuniyet ve iş gücüne katılım oranlarında sergilenecek bir atılım uzun dönemde Türkiye’de hane halkı tasarruf oranlarının yükselmesine yardımcı olacaktır.

 

Bir sonraki yazımda ise yurt içi tasarrufun arttırımı için alınan önlemler arasında yer alan  ‘otomatik katılımlı bireysel emeklilik’ sistemini ele alacağım.

 

Kaynakça

Sancak, E., ve Demirci N. Ulusal Tasarruflar ve Türkiye’de Sürdürülebilir Büyüme İçin Tasarrufların Önemi(2012).

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Tasarruf- Yatırım Dinamikleri ve Cari İşlemler Dengesi Gelişmeleri(2015).

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24918

http://siteresources.worldbank.org/TURKEYINTURKISHEXTN/Resources/455687-1331626580764/CEM_YurticiTasarruflar_Bolum3.pdf

http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/EkonomikSosyalGostergeler.aspx

 

 

Leave a Reply