ABD’nin eski başkanı Barack Obama, dönemin Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Şubat 2013’de ortak bir açıklamayla AB ve ABD arasında çok kapsamlı bir ticaret ve yatırım ortaklığı kurulması için müzakerelere başladıklarını duyurdular. Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (kısaca TTIP ya da Türkçe kısaltılışıyla TTYO) adıyla başlatılan bu müzakerelerin geçmişi aslında 1990’a kadar uzanıyor. 2007 yılının ortalarındaysa ABD’de Subprime Mortgage (Gelir seviyesi düşük, kredi riski yüksek kişi ve gruplara verilen ev kredisi.) piyasasının çöküşü ve sonrasında küresel finans piyasalarını etkisi altına alan dalgalanma dünya ekonomilerinde büyük bir finansal bir krize sebep oldu. Bu süreçte ülkeler krizin yayılımını önlemek adına önlemler alsa da, 2010 yılına gelindiğinde krizin etkileri giderek artmaya başladı ve Yunanistan başta olmak üzere pek çok ülke AB’den mali destek almak zorunda kaldı. Krizin ardından gelişmiş ülkelerde ihracat payının gittikçe küçülmesi ve gücün Asya’ya kayması üzerine AB ve ABD eski günlerine kavuşmak adına yeni bir proje arayışına girdi. Bu anlamda TTIP dünya ticaretinin yaklaşık üçte birini oluşturan iki bölge arasında ticaretin serbestleşmesini gümrük engellerini kaldırıp, ortak yatırımları artırarak sağlamayı amaçlıyor. Avrupa Komisyonu’nun yaptığı hesaplamalara göre TTIP’nin Avrupa ekonomisini 120 milyar Euro, ABD ekonomisini de 100 milyar büyüteceği öngörülüyor.
TTIP, çok büyük kapsamlı sonuçları olan bir serbest ticaret anlaşması. Anlaşma metinlerinin içeriği tam olarak bilinmemekte ve çok gizli tutulmakta. Ama gerek ABD ve AB pazarında gerekse üçüncü ülkelerin pazara giriş şartlarına ve istihdamına büyük bir etki yapacağı kolayca öngörülebilir. Üçüncü ülkelerden biri olarak Türkiye’nin durumuysa AB ile yaptığı anlaşmalara bağlı. AB – Türkiye arasındaki Gümrük Birliği Antlaşmasına göre, AB’nin imzalayacağı her serbest ticaret anlaşması Türkiye’yi de bağlıyor. Bu bağlamda TTIP sonrası, diğer tüm AB üyeleri gibi Türkiye’de anlaşma yapılan ülkelere gümrüklerini açmak zorunda kalacak. Ancak Türkiye, AB üyesi olmadığından dolayı imzalamış olduğu anlaşmalara tek taraflı bir bağlılığı söz konusu. Türkiye’yle ile ayrı bir ikili anlaşma yapmamış ülkeler bile Türkiye’den gümrüğe takılmadan mallarını geçirebilecekler ve Türkiye’den ithal ettikleri mallar için gümrük sınırlaması uygulayabilecekler. Türkiye’nin TTIP’nin dışında kalmasına karşın Gümrük Birliği’nin askıya almak istemesinin altında yatan neden de tam olarak bu. AB ve ABD cephesinde ise genel bir sessizlik hakim. Gerekeni yapacaklarını belirtmelerine rağmen Türkiye’nin süregelen itirazlarına yönelik hiçbir adım atacakmış gibi görünmüyorlar. AB, genel olarak Türkiye’nin anlaşmaya katılabilmesi için ABD’yle paralel bir ticaret anlaşmasını şart koşuyor. ABD’ye göreyse sorunun AB-Türkiye arasında Gümrük Birliği Anlaşması’na ek maddelerle çözülmesi gerekiyor. Türkiye’nin müzakare sürecine taraf olmaya çalışması da pek etkili bir çözüm değil. AB ve ABD arasında süren müzakerelerde çözülemeyen veya anlaşma sağlanamamış pek çok maddenin olmasının yanı sıra Türkiye’nin taraflarla olan sorunlu politik ilişkileri de anlaşma masasına oturmasına büyük bir engel. TTIP’nin tamamlanmasını bekleyip, ABD ile serbest ticaret anlaşması imzalamak da bir seçenek gibi görünse de müzakere ve istişare süresiyle birlikte yaklaşık iki yıl gibi bir kayıp söz konusu olacak.
Geçtiğimiz Amerikan seçimlerinden sonraysa Trump’ın galip çıkması üzerine TTIP’nin kaderinin ne olacağı henüz belli değil. Trump, seçim kampanyasında TTIP’nin iptaline dair seçmenlerine söz vermişti. TPP’nin iptali yakın bir dönemde gerçekleşmiş olsa da Amerikan Hükümeti TTIP hakkında hâlâ sessizliğini bozmaması bu konu hakkında bir fikir birliğine varılamamış olduğunun göstergesi gibi görünüyor.
Kaynakça
https://www.ulusal.com.tr/ekonomi/ttp-ve-ttipnin-turkiye-ekonomisine-etkileri-h63327.html
Görseller
http://www.pusulahaber.com.tr/fransa-ttipten-rahatsiz-476063h.htm
http://akademikperspektif.com/2015/04/13/ab-abd-serbest-ticaret-anlasmasi-ve-turkiyeye- etkileri/