Avusturya İktisat Okulu, ya da bir diğer ismiyle Viyana Okulu, Carl Menger’in 1871 yılında yayınladığı “Ekonomi Biliminin Temelleri” isimli kitabı ile doğarak sonraki dönemlerinde Böhm Bawerk ve Friedrich von Wieser’in savunucukları ile varlığını sürdürmüş ekonomik bir ekoldür. Carl Menger’in bahsi geçen kitabının böylesine sükse yapmasının ve hatta marjinal devrimin temeli olarak kabul edilmesinin sebebi ise kitapta dönemin kabul görmüş ve klasikleşmiş bulunan öğretilerinin aksine, değer ve fiyat teorileri üzerine yapılan vurgular ile yazılmış olmasıydı. O dönem özellikle Almanya’daki klasik iktisatçıların savunusu, “değer” kavramının üretim faktörlerinin faaliyetleri sonucu ortaya çıkan karşılık olduğu yönündeyken Avusturya İktisat Okulu’nun görüşü; bir şeyin değerinin tüketicinin isteklerini ve ihtiyaçlarını ne ölçüde tatmin ettiğiyle doğru orantılı olduğuydu. Yani bir malın değeri, doğrudan ona olan ihtiyaca bağlıydı.
Viyana Okulu’nun bir diğer adlandırması ise “üst düzey” ve “alt düzey” mallardı. Üst düzey mallar üretici mallarıyken alt düzey mallar nihai tüketim mallarıydı. Yani bir makine, makinenin çalışması için ihtiyaç duyulan ekipman, kullanılacak yakıt, makinenin çalışması için gerekli ortam koşullarını sağlayan diğer makineler; üst düzey mallar olarak isimlendirilmişti.
Alt düzey mallar ise doğrudan tüketicinin kullanımına yönelik ve hazır durumda bulunan mallardı; marketten alınan herhangi bir gıda ürünü, kıyafetler, cep telefonları…
Değer kavramını alt/üst düzey mal görüşlerine uygulayan Avusturya İktisat Okulu savunucuları, üretim faktörlerinden oluşan üst düzey malların değerinin üretiminde kullanıldıkları alt düzey malın önemi ve kıymetiyle bağlantılı olarak belirlenebileceğini öne sürdüler. Bu kıymetin belirlenmesinde kullanılabilecek en optimal yöntem ise üretim faktörünü (üst düzey malın) belirli bir oranda piyasadan çekerek bu durumun toplam üretim üzerinde yatacağı etkiyi gözlemlemekti: toplam üretimdeki düşüş ne kadar fazlaysa söz konusu üretim faktörünün kıymeti de o kadar fazla olacaktı.
Aynı zamanda yine Avusturya İktisat Okulu kapsamında “Zaman Tercih Kuramı” ortaya konmuştu. İktisata kazandırdığı bu kavram ile Böhm Bawerk, tüketim ve zaman arasındaki bağlantıyı çalışmalarında vurgulayarak gözler önüne serdi. Bu kurama göre bireyler yakın bir zamanda elde edebilecekleri ürünleri ve sonuçları, daha uzak bir zamanda elde edebileceklerine tercih ederler. Bir başka deyişle gelecekte bir ürüne duyulacak ihtiyacın kuvveti azımsanırken mevcut duruma ve mevcut ihtiyaca daha çok değer verilir. Yine bu kuram kapsamında Viyana Okulu düşünürleri, tasarruf eden ve yakın gelecekteki faydalarıdan feragat eden halkın; bunun karşılığında ödenecek bir faiz oranıyla ödüllendirilmesi gerektiğini savundu.
Kuramın anlaşılmasında fayda sağlayacak bir örnek olarak Marshmallow deneyini alabiliriz.
1972 yılında psikolog Walter Mischel yapılan bu deney bir sosyal psikoloji deneyi olarak nitelendirilse de aslında iktisat bilimi ve davranışsal iktisat ile de yakından ilgilidir. Zevki erteleme becerisi testi olarak da adlandırılan bu çalışmada, 4-6 yaşlarındaki çocuklar alındıkları odada önlerine birer tane marshmallow konulur ve 15 dakika sonra araştırmacı odaya geri geldiğinde marshmallow yenmemiş olursa bir tane daha marshmallow kazanacakları bilgisi verilir. Kendini kontrol edebilme becerisi ve beklemenin yapılabilirliği test edilen bu deneyin uzun dönem gözlemlerinin sonucunda, bekleyerek bir marshmallow daha kazanan çocukların büyüdüklerinde sınav sonuçları, vücut kitle endeksleri, eğitim seviyeleri göz önünde bulundurularak bir marshmallowu beklemeden yiyen çocuklara kıyasla daha başarılı oldukları tespit edilmiştir.
Ekonomik bağlamda da bu deney, kişilerin bireysel yatırım noktasındaki eylemlerini anlamlandırmaya yardımcı olabilir. Bu sebeple Böhm Bawerk, bir ödül veya cazibe faktörü olarak faizin gerekliliğine değinmiştir.
Sonuç olarak Avusturya İktisat Okulu, temelde bireylerin eylemlerini merkeze alan bir ekol olmakla beraber, rasyonelliği savundu ve bireyin kendisi için neyin iyi neyin kötü olabileceğini seçebileceğini öne sürdü. Karar verme süreçleri ise sonuçlardan daha çok üzerinde durulması gereken noktalardı.
Son olarak Viyana Okulu, liberalizm ile bir toplumun tüm bireylerinin mümkün olan en yüksek refah seviyesine ulaşabileceğini savunarak eşitlik sağlamaya çalışmanın yalnızca daha da fakirleşmeye yol açacağını öne sürdü.
Kaynakça:
“Avusturya Okulu”. Mimir Türk Ansiklopedisi.
Erişim tarihi: 24 Mart 2022, 14:15.
https://mimirbook.com/tr/6400684b4dc
“Austrian School of Economics”. Brittanica. Erişim tarihi: 23 Mart 2022, 15:30.
https://www.britannica.com/topic/Austrian-school-of-economics
“Viyana Okulu”. Türkçe Bilgi. Erişim tarihi: 23 Mart 2022, 16:40.