Galatasaray 2 gol averajıyla kaçırdığı şampiyonluğun ardından UEFA Avrupa Ligi şampiyonunun Villarreal olmasıyla birlikte, kendisini uzun bir ön eleme silsilesinin başında buldu. Seçimin tamamlanmasının ardından Fatih Terim’le 3 senelik sözleşme ve birçok oyuncuyla sözleşme uzatmaları yapan Burak Elmas yönetimi, dış transfer konusunda ise beklendiği kadar hızlı olamadı. Bu halde umulan senaryo, 21 Temmuz’da Hollanda’dan nazaran avantajlı bir skorla dönüp İstanbul’da turu geçecek bir oyun sergilemekten ibaretti.
Bu anlayışla PSV deplasmanına çıkan Galatasaray’da işler hiç hayal edilen gibi başlamadı. Muslera’nın komik hatasıyla 1-0 geriye düşen Cimbom, önemli bir süre boyunca tutuk bir oyun sergiledi ve rakip ceza sahasında pek var olamadı. 3-6-1 formasyonuyla sahaya çıkan takımda fiziksel bakımdan büyük eksiklik olmasa da, taktiksel açıdan koordinasyonsuzluk aşikardı. İzleyebildiğimiz kadarıyla, bulduğu fırsatları değerlendiremeyen temsilcimiz özgüvenini yavaş yavaş toparlamaya başlasa da, 35. dakikada kaybedilen topun ardından ceza sahasında yine Zahavi’nin ayağından gelen golle skor 2-0 oldu. Golün ardından geliştirmeye çalıştığı ilk ataklarda başarılı olamayan Sarı-Kırmızılı ekip, 42. dakikada Ömer Bayram’ın asisti ve Emre Kılınç’ın kafa golüyle umutlandı ve ilk yarı 2-1 tamamlandı.
İkinci yarıya PSV başlarken, Roger Schmidt’in ekibi kısa süre içerisinde simasına aşina olduğumuz Mario Götze’nin şık vuruşuyla durumu 3-1 yaptı. Sonrasında ceza sahalarından uzak ve sıkıcı bir görünüm alan maçta Fatih Terim’in 3 değişiklik ve 4’lü defans hamlesine kendi değişiklikleriyle yanıt veren PSV, Galatasaray’ın 2. gol için bastırdığı anlarda golü buldu. Yine atağa çıkamadığı bir pozisyonda, yine kötü bir geri pasta topu kaybeden Galatasaray, Eran Zahavi’nin hat-trick golüyle 4-1 geriye düştü. Bu golün hemen sonrasında ise Götze’nin -bu kez omzuyla- kaleye yolladığı top Muslera’nın yetersiz müdahalesiyle ağlarla buluştu ve maç 5-1 tamamlandı.
Bu hezimetle Galatasaray için Şampiyonlar Ligi serüveni başlamadan bitmiş gibi görünüyor. 4. golün ardından çöken takım morali, son golün ardından Muslera’nın suratındaki ifade ve Sekidika’nın atamadığı taç aslında maçın kısa bir özeti denebilir. Yaz döneminde yapılması gerekenlerin yapılmadığı ve gereken derslerin alınmadığı belli olan bir maçta şanssızlık, etkenlerden sadece biri olabilir o kadar. Galatasaray’ın kuruluş amacına aykırı bir şekilde, Avrupa arenası için hazır bir takım kurulamadığı aşikar – ve şunu da biliyoruz ki Cimbom’un kaybedecek 1 senesi daha yok.
Görünen o ki yaz döneminde yapılacak hamleler FFP’den kurtulan Galatasaray’a yakışır şekilde olmazsa, bu ve benzeri hezimetler devam edecek gibi. Ülkemizin küçülen ekonomisine benzemek Cimbom için büyük hata olur, zira bundan böyle Şampiyonlar Ligi’ne katılmak için ön elemeler zorunlu. Şampiyon olmak eskisi gibi bütçeyi kurtarmıyor, zaten kulübün genetiği de asıl hedefin ne olduğunu açıkça gösteriyor. Kaliteli bir kadro kurulmadığı takdirde bu seviyede rekabet etmemiz artık çok zor; Galatasaray’ın menfaati de tam olarak mevzubahis kadroyu kurmak. Küçülerek büyüyecek ne uygun zaman ne de müsait ortam var, dolayısıyla hem Florya’da hem de Tevfik Fikret salonunda önemli bir zihniyet değişikliği gerekiyor. Umarım bu maç en azından acı gerçekleri Türk futboluna hatırlatmış olur.
*Kapak resmi ntvspor.net adresinden, diğer fotoğraflar sırasıyla cumhuriyet.com.tr, mynet.com, sozcu.com.tr ve haberturk.com sitelerinden alınmıştır.
