Kasım 2015’te başlayan bir serüvenin bitişi… GazeteBilkent yazarı olarak kaleme aldığım bu son yazı tahmin edersiniz ki biraz farklı olacak. Burada geçirdiğim on senelik bu macerada payı olan çok insan var, onun için özet olsa da dolu dolu bir yazı kaleme almak istedim – unutup da ismini zikretmediklerim varsa eğer kusura bakmasınlar. Yüzden fazla yazı, onlarca program ve etkinlikle geçen bu hikâye nasıl başladı peki? Elimden geldiğince kısalttığım bir özetle başlayayım isterseniz.
Lisans dönemimin son senesinde katıldığım GazeteBilkent spor biriminde Özgü Kokal ve Mert Özateş gibi yakın arkadaşlarımın yanı sıra Can Tüysüz gibi deneyimli bir editörle çalışmak büyük bir şanstı. Galatasaray yazılarımın yanına A Milli Futbol Takımımız, dünyada futbol, futbol tarihi ve birçok farklı konuya dair yazı geldi. Spor editörlüğünü Dilay Özcan’a bırakan Can’ın genel yayın yönetmenliğinde devam eden gazetemizde, ileriye doğru yeni bir adım atmak amacıyla Özgü’yle birlikte NBA konuştuğumuz sesli gazete programlarımıza başladık. Ardından 2018 Dünya Kupası finali için özel bir program yapma hevesiyle futbol konulu YouTube yayınlarımız geldi; yine yakın arkadaşlarımdan Sina Kıratlı, Buğrahan Tuncer ve Ege Katırcıoğlu ile. Sonrasında Yasin Tepeli ile spor konulu röportajlara da tekrar başlamış olduk diyebilirim, gazeteyi bayağı bir hareketlendirmeye başlamıştık.
Şimdiye kadar bahsettiğim isimlerin ardından diğer yazarlarımız da aramıza katıldı: Baran Ataman, Muharrem Civan, Orhun Yel, Raşit Ayvenli, Bora Taşkın, Oğuzhan Çimen, Batuhan Arda Sezengöz, Zeynep Sıla Yazıcı, Cem Değimli, Batuhan Ertek (futbol ve basketbol programlarımızda her birimiz çok emek verdik) ve Rümeysa Demirel (ki Formula 1 yayınlarımızda katkıları büyük). Birçok branşı konuştuğumuz bu yayınlara Twitter için çektiğimiz 2 dakikalık videolar da dahildi. Spor birimi olarak, gazetenin ana hesabına ek olarak açtığımız Twitter hesabımızla kimi zaman on binlerce izlenmeye ulaşan videolarımız bağımsız, çekincesiz ve kalite odaklı bir yayıncılık ortaya koydu. Çoğumuz ilk kez stüdyoya geldi, kamera önüne çıktı, bu tecrübeleri yaşadı ve yönetmen koltuğuna geçerek yaşattı. Yine spor biriminden Lisan-ı Futbol ve kültür-sanat biriminden Retrospektif ile bu çabalarımız gazeteye yayılmış oldu, Begüm Erdoğan’ın başında olduğu tasarım ekibinin de önemli katkılarıyla. Böylece GazeteBilkent’in sadece bir gazeteden ibaret olmadığını, aynı zamanda sözel ve görsel yayınlarla teorinin pratiğe döküldüğü bir okul olduğunu da gösterdik. Hepinize teşekkür ederim.
Gazete haricinde de birçok konuğumuz oldu elbette: Konuk yazarlarımızla ve gazete olarak misafir ettiğimiz isimlerle… Kronolojik olarak bahsetmek gerekirse, önce konuk yazarlarla başladık. Nevşin Mengü, Zeki Uzundurukan ve Mine Uzun yazılarıyla, Orkun Çolakoğlu ve Kaan Kural sesleriyle katıldılar bize. YouTube programlarımızda da konuklarımız oldu; gerek stüdyoda Ercan Gürses ve Cantürk Manav, gerek internet üzerinden Kaan Kural ve Volkan Günak bizimle keyifli sohbetler gerçekleştirdi. Gazetede ilk yazılı röportajımı yaptığım Murat Pazarbaşı ve ilk video röportajımı yaptığım Mansur Yavaş’tan bahsetmeden de devam etmem mümkün değil… Herkese teşekkürlerimle.
Ve pastanın üzerindeki çilek, Medya Sohbetleri! 2019 yılındaki CNN Türk deneyimim sırasında fark etmiştim, gazetemizin Ankara’da olmasından ötürü medyanın kalbi olan İstanbul’a uzak kalmasının oluşturduğu dezavantajı. GazeteBilkent İstanbul Temsilcisi olmamın ardından başlattığım çabalarla bu dezavantajı önemli ölçüde azalttık, önce Bilkent’te Murat Pazarbaşı ile yaptığımız güzel bir etkinlikle başladık. 2021 yılında, hala devam eden koronavirüs salgını yüzünden evlerimizde kaldığımız bu dönemde iptal edilen Medya Zirvesi yerine Zoom üzerinden gerçekleştirdiğimiz Medya Sohbetleri ile devam ettik. Mine Uzun, Mert Yılmaz, Erdoğan Arıkan ve Kaan Kural’ı ağırladığımız 4 günlük bu etkinlikte hem eğlenceli hem de verimli sohbetler gerçekleştirdik ve gazetenin her şeye rağmen hala ayakta olduğunu gösterdik; tıpkı Bilkent ve öğrencileri gibi. 2022’de ise Mine Uzun ve Prof. Dr. Refet Gürkaynak ile ekonomi konulu çevrimiçi bir oturum, Volkan Günak ile spor konulu bir oturum ve Kübra Nur Akkoç’la medya konulu yüz yüze bir oturum yaptık Medya Zirveleri çerçevesinde. Doç. Dr. Özgür Özdamar ve Dr. Berk Esen ile gerçekleştirdiğimiz ABD seçimleri etkinliğini de unutmamak gerek. Çok etkinlik yaptık lakin, hiçbir zaman keşke demedik – önemli olan da buydu zaten. Kimi zaman organize eden tarafta, kimi zaman destek veren tarafta oldum; onun için teşekkürlerimi kabul edin.
Tüm bu etkinliklerin düzenlenebilmesi için iş bölümünü başarıyla gerçekleştirdik, birbirimize destek olduk ve zorlukların üstesinden birlikte geldik. On binlerce insanımızı yitirdiğimiz Şubat 2023 depremleri sonrasında gazete olarak hızlı bir şekilde aksiyon aldık, üstümüze düşen ne varsa tüm Bilkentliler gibi biz de yerine getirdik. Bu kapsamda Hırvatistan’ın N1TV kanalında Ivana Tomic ve Romanya’nın Digi24 kanalından Teodora Tompea ile görüntülü röportajlar gerçekleştirerek dünyaya ülkemizin çağrısını duyurdum, GazeteBilkent sayesinde edindiğim bağlantılar ve tecrübelerle. Her ikisine de teşekkür ediyorum: “Hvala” & “Multumesc”.
Yazının sonuna doğru gelirken, tahmin edersiniz ki listeler vermem gerekecek artık. Spor birimi editörlüğü yapmış olan Aslıhan Alhat, Can, Dilay, Buğrahan, Yasin, Zeynep, Raşit, Egehan Uğraş’a teşekkür ederim, bu arkadaşlarımızdan bazıları genel yayın yönetmenliği de yaptılar. Spor birimi dışından gelen ve birlikte çalıştığımız genel yayın yönetmenlerimize de teşekkürü bir borç biliyorum: Gül Nihal Gümüşay, Albina Yılmaz, Mehmet Oktay Onbaşı, Harun Güven, Buse Yılmaz, Akın Aydoğan, Yağmur Aşık, Doğa Çetiner ve yine spor biriminden gelen şu anki genel yayın yönetmenimiz Ela Bahşi. Buradan ismen son teşekkürüm de yazarlığım bitse de taraftarı olmaya devam edeceğim, ülkemizin adını dünyanın her yerine duyuran 119 yaşındaki ‘Dev Çınar’ Galatasaray ve bugün doğum günü olan kurucusu Ali Sami Yen’e…
“Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmektir”
Ve veda zamanı. Köşemi kapatırken aynı zamanda yakında mezun olacağımı müjdelemek ve akademik kariyerim için kıtalararası bir yolculuğa çıkacağımın haberini de vermek isterim. Lisans, yüksek lisans ve doktora programının ardından öğrencilik kariyerimin sonuna geliyor ve kürsünün öteki tarafına geçiyorum. Bilkent’te Türkçe yayın yapan tek öğrenci gazetesi olan GazeteBilkent’e böylece veda ediyorum; kim bilir belki başka bir yerde, başka bir şekilde yollarımız kesişir. Her şey için sonsuz teşekkürler. Selametle!