Euroleague yönetimi ile son zamanlarda sık sık karşı karşıya gelen Panathinaikos Başkanı Dimitris Giannakopoulos, kulüp başkanları ve yöneticiler arasında yapılan son Euroleague toplantısı sonrası kişisel Instagram hesabından yaptığı açıklamalarda Euroleague yönetimine mafya benzetmesinde bulunarak, gelecek yıldan itibaren Panathinaikos’un Euroleague organizasyonundan çekileceğini ve artık FIBA ile çalışacağını duyurdu. 6 Euroleague şampiyonluğu ile Euroleague ve Avrupa basketbolunun tartışmasız en büyük ekollerinden biri olan Panathinaikos’u aksi bir karar alınmadıkça (ki, Giannakopoulos’un son zamanlardaki genel tutumu açısından bakıldığında bu zor gözüküyor) gelecek yıldan itibaren Euroleague’de izleyemeyeceğiz.
Ne Olmuştu?
Giannakopoulos’un Euroleague yönetimine eleştirel yaklaşımı ve ardından kişisel Instagram hesabından Türklere hakaret içeren paylaşımlar yapması sebebiyle Euroleague yönetimi tarafından 60 bin Euro ve 12 ay maçlara giriş yasağı ile cezalandırmasıyla başlayan Pana-Euroleague gerginliği, basketbol gündemini bir hayli uzun süre meşgul etmişti. Aldığı cezaya oldukça sinirlenen Giannakopoulos yaptığı açıklamalarla Euroleague’den ayrılma niyetini açıkca ortaya koymuştu. Organizasyondan çekilip çekilmeyeceklerini ise taraftarlar arasında yapılacak bir anketle belirleyeceklerini kaydeden Giannakopoulos’un tansiyonu günden güne arttırdığı bu dönemde Euroleague yönetiminin ve özellikle Euroleague CEO’su Jordi Bertomeu’nun sakin ve uzlaşmacı tavrına karşın Şubat ayında OAKA’da oynanan Panathinaikos-Baskonia maçında Panalı oyuncuların Euroleague marşını protesto ederek seromoniye çıkmaması ve benchte kalmaları, iki taraf arasındaki gerilimi iyice arttırmıştı. Şubat sonunda Euroleague cephesinden yapılan bir açıklamayla Giannakopoulos’un 12 aylık cezasının 5 aya indirilmesi de Giannakopoulos için yeterli olmadı. Diğer kulüp başkanlarının desteğini alarak cezanın tamamen kaldırılması için kamuoyu oluşturmaya çalışan Giannakopoulos, son yapılan Euroleague toplantısında çıkan kararla cezasının kaldırılmayacağını öğrendikten sonra ise, elindeki fitili ateşleyerek, Panathinaikos’un gelecek yıldan itibaren Euroleague’de olmayacağını ve FIBA’ya döneceğini açıkladı.
Kim nerede haklı?
Giannakopoulos’un, girdiği polemiklerle ve tansiyonu arttıran fevri açıklamalarıyla, özellikle Türkler hakkında yaptığı paylaşımlarla başlayan süreçte iki cephe arasındaki gerginliği sonuna kadar körüklediğini ve yoktan bir sorun yarattığını söylemek yanlış olmaz sanırım. Euroleague cephesinden gelen ortamı yumuşatmaya yönelik her açıklama ve hareketten sonra vitesi daha da arttıran Giannakopoulos’un bu süreçte daha sakin ve olumlu davranması beklenebilirdi. Ancak Yunanistan’da yıllardan beri gördüğümüz tabloda ve özellikle geçtiğimiz ay Yunan futboluna damga vuran PAOK-AEK derbisinde PAOK Başkanı Savvides’in belinde silahla sahaya girip hakemi tehdit etmesinden de hatırlanabileceği gibi, Yunanistan’ın spor ve spor yöneticiliği kültüründe kulüp başkanların bu ani çıkışlarının doğal, hatta bir “gelenek” haline geldiğinden bahsedebiliriz. Yine de 18.yılını dolduran Euroleague gibi marka değeri yüksek bir organizasyonda, hatta Avrupa basketbol tarihinde bir “ekol” olarak lanse edilebilecek bir takımın başkanının bu denli sivri açıklamalarla ve fevri hareketlerle, Panathinaikos takımının sahada sezon başından beri gösterdiği mücadelenin ve emeğin önüne geçmesi, basketbol adına oldukça sevimsiz bir durum. Çeyrek finalde Real Madrid ile oynayacağı maçlara çıkıp bu sezon için organizasyonda gidebildiği yere kadar gidecek olan Panathniakos takımı için bu karar oldukça düşündürücü. Zira aksi bir karar olmadığı takdirde, seneye FIBA’da yer alacak Pana’nın bütçeyi bir hayli küçülteceği ve Nick Calathes, James Gist gibi oyuncuların seneye kadroda olmayacağı öngörülüyor.
Giannakopoulos’un hiç tereddüt etmeden eleştirilebilecek olan tavrının yanında, Euroleague’den çekilme kararının yalnızca aldığı ağır cezaya karşı bir tepki olmadığını, aynı zamanda Euroleague yönetimine ve organizasyonun son yıllarda çok eleştirilen işleyişine verilen bir tepki olabileceği payını da gözardı etmemek oldukça önemli. Euroleague’de mücadele etmesi için kurulan yüksek bütçeli takımların sezon sonunda Euroleague’den elde ettiği düşük gelirler nedeniyle kadro kurmakta zorlanmasıyla beraber, format değişiklerinin oldukça sert bir biçimde eleştirildiği Euroleague’in, 60’tan fazla ülkeye ev sahipliği yapan Avrupa Kıtasının en büyük basketbol organizasyonu olduğunu unutmamak gerekiyor. Ancak, organizasyona katılımı daha da sınırlı hale getiren son değişikliklerin yalnızca belli başlı takımlara, özellikle de İspanyol takımlarına yoğun bir katılım hakkı tanıması ve kendi liglerinde sivrilen daha küçük takımlara, örneğin İsrail’de Maccabi hegamonyasına son veren Hapoel Jerusalem gibi takımlara organizasyonda şans vermemesi, tarihi ve yapısına bakmaksızın Euroleague “şirketine” yüksek meblağlar ödeyen bir kulübün turnuvaya rahatlıkla katılabilmesinin mümkün oluşu ve yıllardan beri eleştirilen bu sistemin gittikçe dışa daha kapalı bir hale dönüşmesi şüphe uyandırıcı. Son olarak kendi fikstürünü milli aralara göre ayarlamayı reddedip kulüp ve oyuncuları zor durumda bırakarak, uluslarası düzeyde büyük tepkiler toplayan Euroleague’de asıl hedefin, seyir zevki ve üst düzey basketboldan çok, daha yüksek televizyon geliri ve belli camialar arasında paylaştırılacak daha fazla kar olduğunu akıllara getiriyor. Son yıllarda Euroleague için Türkiye çapında yapılan yatırımlar ve Türk markaları ile Euroleague arasında yapılan sponsorluk anlaşmalarından kimin daha kazançlı çıktığı ise bambaşka bir konu tabii.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Elbette Yunan “yeşiller”, yani Panathinaikos kulübü, önümüzdeki günlerde basketbol kamuoyunun ve kendi camiasının çekilme kararına karşı göstereceği olası tepkiler sonucu, düşük bir ihtimal de olsa, bu kararından vazgeçtiğini de açıklayabilir. Ancak bu son derece düşük bir ihtimal. Şu anki mevcut durum üzerinden gitmek gerekirse; ilk senaryoya baktığımızda Panathinaikos’la beraber organizasyonun diğer bazı büyük takımlarının, özellikle ekonomik kar etmenin iyice zor bir hale gelmeye başlaması ve fikstür sıkışıklığı gibi sorunlar nedeniyle, organizasyona bakış açılarının negatif yönlere kaymaya başladığı uzun süredir konuşuluyordu. Panathinaikos’un FIBA’ya döneceğini de belirtmesinin ardından, FIBA eğer eksikliklerini kapatarak daha ciddi ve daha profesyonel bir yapılanmaya gidebilirse, Pana’nın da katılımıyla büyük Avrupa takımları için daha cazip bir sahne haline gelip Euroleague’i gölgede bırakma projesi hayata geçirilebilir. İkinci senaryoya baktığımızda ise, Euroleague yönetimi sahip olduğu ekonomik gücü doğru bir şekilde kullanabilirse, uzun süredir planladığı İngiliz, Fransız ve Alman takımlarını lige daha çok çekerek Pana’dan doğacak boşluğu, yaratacağı daha rekabetçi ve çekişmeli bir ortamla, hem de kalitesini koruyarak, yoluna eskiden olduğu gibi, hatta daha büyük çaplı bir organizasyonla devam edebilir ve bu durumdan da tek zararlı çıkan Panathinaikos olabilir.
Bakalım önümüzdeki günler bize neler gösterecek; acaba Giannakopoulos bu çekilme kararıyla yalnızca dev basketbol ekolü Pana’yı mı küçültmüş olacak, yoksa Euroleague’e karşı bir başkaldırının lideri mi olacak?