Modada, sanatta ve teknolojide her geçen gün birçok yenilikle karşılaşıyor, ya da aslında karşılaşmıyor, bir ilizyonun içinde karşılaştığımızı sanıyor deja-vu oluyoruz. Yeni çıkan bir telefon, yeni sezon taptaze bir koleksiyon, gözümüze gittikçe çoğalıyormuş gibi gelen sanat akımlarından fırça izleri taşıyan tablolar aslında birer geçmişe dokunuş. Hatta o kadar ki günümüzün stil ikonları, moda haftalarının, markaların kullanmaya doyamadığı yüzleri bir önceki neslin filizleri. Twiggy, Kate Moss, Cara Delevigne üç kuşak maskulen-skiny kadın modeli, moda dünyasının gelmiş geçmiş en karizmatik iki kadını Veruschka’ dan sonra 21. Yüzyılın Gisele Bundchen’ i ve daha birçok. Tabi bunlar çok sofistike örnekler kaçabilir. Bir taraftan da taklitlerine doyulmayan, yüzyılların eskitemeyeceği, New York Fifth Avenue – Tiffany&Co ya anıtı dikilecek bir isim var ki o bildiniz Audrey Hepburn. Slim sigara, siyah elbise ve incinin zarif uyumu denince aklıma her daim Audrey Hepburn gelirken son zamanlarda tahtını çok sık rastladığımız, Johannes Huebl’ i bile gölgede bırakan isim Olivia Palermo alıyor! Milenyumun Audrey Hepburn’u .
MTV tutkunu olduğum lise zamanlarından bu yana The City dizisi ile kendini gösteren Palermo adından da çağrışım yaptığı gibi İtalyan kökenlere sahip. Akdeniz kanını taşıyıp da nasıl bu kadar New Yorker olabiliyor diye düşünürken yarı Amerikalı olduğunu öğrendiğim Olivia Palermo it-girl denecek kadar sabun köpüğü olmadığını çağın alışılmış güzelliğinin dışındaki havasından anlıyoruz. Minyon bir balerin vücudu, küt kahverengi saçlar… etrafımızdaki keşfedilemeyen birçok kadına nasıl en doğal, zarif ve elegan şekilde stil sahibi olunacağını gösteriyor. Bu yüzden de çağın Audrey Hepburn’u diyebiliriz. O da moda dünyasında, Don Draper’ ın ‘make it simple but significant’ akımıyla kitleleri sürükleyenlerden.
Peki nedir bu iki ismi bu kadar benzer kılan, iki yüzyıl arasında ortak bir çizgi oluşturan?
Audrey Vs. Olivia,
Sahilde, sokakta, defilelerde arkasında gizlendikleri devasa ‘Cat eyes’ güneşgözlükleri. Flörtüz ve oldukça Efeminen olan bu gözlükler her daim talep görse de Audrey Hepburn ve Olivia Palermo gibi hiçbir isimi bu kadar Parisien yapmadı.
Bir kadın stilini nasıl tanımlarsa tanımlasın beyaz ipek gömlek ve kırmızı ruj kuşkusuz ki her gardıropta yerini alır. Hepburn ve Palermo sayesinde zamansız parçalara çizgi detayları ekleniyor, nesillere aktarılıyor.
Her ne kadar iki moda ikonu farklı şekilde kullanmayı tercih etse de yumuşak “Hermes” dokunuşları eşarplarında yerini alıyor. Audrey Hepburn u diğer isimlerden farklı kılan özelliklerden biri de saçlarındaki eşarplarla bir bütün olan kedi gözleri, gözlükleri. Zamanın “baroneslerinden” olarak bunu en iyi taşıyanlardan.
Hepburn de Palermo da yaz stillerinde diledikleri kadar marin tarzı ya da benzer dokunuşları tercih etse de California kızı ya da sport illustrated kapak kızı olarak görmek arşivden Grace Kelly’ nin “YSL” deri ceketli görüntüleri ile karşılaşmak kadar imkansız. Bu yüzden de her iki isim kışları olduğu gibi yazları da duru pastel tonlarını tercih ediyor. Çoğu kişinin risk almıyorlar eleştirisine maruz kalsalar da kanımca bu ‘simple but significant’ akımına uyuyor.
Prens Williams ve halktan eşi Kate Middelton’ ın kraliyet düğünlerinden sonra moda dünyasında şapkanın yeri birçok aksesuarı geride bıraksa da aslında şapka asırlardır her sınıftan kadınlar tarafından tercih ediliyor. Bu detay da Audery Hepburn ve Olivia Palermo yu birleştiren noktalardan.
Sokak stili notları dergilerden, bloklara FTV günlüklerinden APPs lere birçok moda kanalında en yol gösterici ve heyecanlandıran parçalardan. Moda haftaları, sokak araları, gecesinden gündüze eventler hepsi buna dahil olsa da, Palermo ve Hepburn sade, doğal ve elegan stillerini sokak aralarında bisiklet günlüklerinde birleştirenlerden.
Moda, stil, zamansız şıklıktan bahsederken makyaj detaylarını göz ardı edemeyiz. Her iki isimin de adeta gözlükleri gözlerinin ve uyguladıkları makyajın gölgeleri. Kedi gözü, buğulu göz makyajı tercihi yormayan anlamlı bakışları üzerimizde hissettiriyor.
Son olarak, moda dünyasında mal olmuş ve olacak bu iki isimi bu denli zarif ve çekici iken yalnız görmek mümkün mü? Zamanın güzel fakat kırık gülüşlü kadınları; Marilyn Monroe, Grace Kelly ‘nin aksine Hepburn ve Palermo en az kendileri kadar dikkat çeken, erkek moda dünyası için ayrı birer soluk ve heyecan olan partnerleriyle filmlerde, moda kokan NY, Paris sokaklarında boy gösteriyor.