Merhabalar. Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, ben Dilecan Aksüyek. Endüstri Mühendisliği son sınıf öğrencisiyim.
Değişim Programı ile hangi ülkeye gittiniz? Bu ülkeyi tercih etmenizin özel bir sebebi var mıydı?
2011-2012 Bahar Dönemi’nde, Hollanda’da Eindhoven’a gittim. Aslında bölümüm Finlandiya ve Hollanda’daki üniversitelerle anlaşmalı olduğundan, çok da fazla ülke seçeneği sunmuyordu. Hollanda’da master yapmış bir tanıdığımın tavsiyelerine dayanarak tercihimi Hollanda’dan yana kullandım. Gideceğim okulun Bilkent İle eğitim ve sosyal olanaklar açısından karşılaştırmasını da yaptıktan sonra Eindhoven Teknik Üniversitesi’ni seçmekte emin olmuştum artık.
Seçtiğiniz bu ülkenin beklentilerinizi karşıladığını söyleyebilir miyiz?
Evet. Eğitim ve ulaşım rahatlığını göz önünde bulundurunca, Eindhoven tamamıyla beklediğim gibiydi. Refah düzeyleri ne kadar iyi olursa olsun, insanların birbirlerine olan saygılarını ve hoşgörülerini gördükçe şu ana kadar karşılaştığım en modern ülke olduğunu söyleyebilirim.
Gittiğiniz ülkede herhangi bir uyum sorunu yaşadınız mı?
Bisiklet kullanmakla aram iyi olduğu için herhangi bir uyum sorunu yaşamadığımı söyleyebilirim.
Program süresince ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Yaşam koşulları Hollanda’ya ilk gittiğim zamanlar biraz zorladı beni aslında. Kışın en şiddetli olduğu şubat ayında, kaldığım evde yaklaşık 10 gün kaloriferlerin bozulması, Erasmus macerama negatif başlamama neden olsa da daha sonrasında en ufak bir sorunla bile karşılaşmadım. Tabii bisikletsiz geçirdiğim o ilk zamanlarda, her gün kilometrelerce yol yürümek zorunda kaldığımı da unutamam.
Bu süreç içinde yaşadığınız en ilginç anı neydi?
Kraliçenin doğumgününün kutlandığı geleneksel festival gününde, polisin beni durdurup turuncu ceket yerine siyah ceket giydiğimden dolayı beni festival alanından dışarı atma şakasını yapmasıydı sanırım. O gün kıyafetin %80inin turuncu olma kuralı varmış meğersem.
Gittiğiniz ülkedeki eğitimi Türkiye’deki eğitim ile karşılaştıracak olursanız, neler söyleyebilirsiniz?
Eindhoven’da 8 ders alıyordum, ama haftalık 10-12 saatlik bir ders programım vardı. Derslerimin çoğu ödev ya da proje üzerineydi ve o derslerin finalleri yoktu. Bilkent’le karşılaştırınca aslında Eindhoven’daki eğitimi daha interaktif ve yararlı buluyorum. Öğrencileri tek bir dersten ödev, quiz, proje ve 3 sınav olarak zorlamak yerine, dersin ya sadece finalinin olması ya da ödevlerinin olması benim daha verimli bir öğrenme süreci geçirmemi sağladı.
Yaşadığınız bu tecrübe hayatınıza ne kattı?
Erasmus döneminde en çok kendimi tanıyabilmiş olmaktan mutluluk duydum. Bu 6 aylık dönem bana sınırlarımı, isteklerimi ve yaşamdan beklentilerimi bir kez daha gözden geçirebilme olanağı tanıdı. Ayrıca her ülkeden arayabileceğim bir arkadaş edinmek beni mutlu etti.
Eğer tekrar bu programa katılacak olsaydınız, yine aynı ülkeyi tercih eder miydiniz?
Tekrardan Erasmus programına katılma olanağım olsaydı İsveç’i tercih edebilirdim. Bu dönem boyunca 10 ülkeyi gezme fırsatı yakaladım ve İsveç’teki doğa güzelliğini ve rahat yaşam koşullarını gördükten sonra orada Erasmus’a gitmeyi isterdim. Eğer seçeneklerim arasında İsveç olmasaydı, tabii ki yine Hollanda ilk tercihim olurdu. Her gidenin tekrar gitmek istediği bir ülke Hollanda çünkü.
Son olarak, gittiğiniz ülkeyi tercih etmeyi düşünenlere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Hem güvenilir hem de saygılı bir toplumda yaşamak istiyorsanız, Hollanda’ya gitmenizi öneririm. Ancak bisiklet kullanmayı bilmiyorsanız orada yaşayabileceğinizi düşünmeyin bence.
