Bilkent Türkçe Topluluğu Şiir Yarışması Birincisi: Fail-i Meçhul

Bugün ödül töreni düzenlenen ve aynı zamanda da şiir dinletisi niteliği taşıyan Türkçe Topluluğunun, AŞK konulu şiir yarışması organizasyonunda, üçlü (asistanlar, öğretmenler ve Türkçe topluluğu) kuruldan geçerek birinciliği hakkıyla elde etti Fail-i Meçhul. Şiirin kendisi kadar, etkili ses tonlaması ve okurken adeta şiiri yaşaması da anlamı derinleştirirken; genç hukukçu şair Başak Akgün‘e teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz. Bileğine, kalbine, ağzına, kalemine sağlık!
Kültür-Sanat Editörü
Esin BATAK

Fail-i Meçhul

Aşkı vurdular bu gece
Adına yazılmış tüm mektupları yak!
İsminin geçtiği tüm kitaplar, sevda raflarından bir bir toplanacak,
Sayfalar arasında ölecek yüreğim kurutulmuş kelebekler gibi,
Bahar ağlayacak, ıslanacaksın…
Yalvarırım tüm renklerini al mevsimden,
Gölgeni yüreğimle sürüdüğüm uykusuz gecelerden
Ayak izlerini al ve kaç!

Aşkı vurdular bu gece,
Devriyeler basacak dört bir yanı isminin yürüdüğü bu caddelerde,
Öyle bir hüzün ki; gözlerin gibi tanıdık,
Sorar, bulurlar seni
Ey gözleri eşsiz sevdam,
Acıtacaklar ellerini, gözlerim kanayacak,
Al adını şehirlerden, gözlerini yum ve kaç!

Aşkı vurdular bu gece,
Geceye düşen kirpiklerin suç ortağıdır cinayetlerin,
Hüzün çiçekleri açacak şimdi terk edilmiş sokakların
Simsiyah ve ölü güller bezeyecek toprağını,
Ellerine tuzaktır tüm bunlar ey sevgili,
Ellerimle diktiğim tüm çiçekleri,
Diken diye serecekler yollarına,
Çırılçıplak ayakların kanayacak,
Yüreğime sil ve kaç!

Bir silah sesiyle şakağından vurulacak akşamlar,
Pembe yanaklı ağızları süt kokan masal yürekli çocuklar
Tatlı rüyalarından uyanacak
Her gece…
Her gece ağlarken kulaklarımız çığlıklarıyla sağır,
Bir toplu katliamdır ki şimdi gözlerin,
Bulutların yüreklerinden şarapnel parçaları gibi yağacak!

Kaç git bu gece yalvarırım, kaç git bu şehirden!
Bu gece aşkı vurdular.
Üstelik gözlerindir bu şehrin yağmurları ki;
Tanır seni bu insanlar, yüzünü hiç görmeden.
Kaç git buralardan, seni tanırlar…

Bir sevda ki; ellerin kadar öksüz,
Kolu kanadı kan revan içinde,
Gözlerine değse ağlar,
Kaç git buralardan, aşkı vurdular,
Yüreğine bir damla kırmızı değer,
Toprak, çiçek mezarları ve ölüler
Tanır seni bu şehirde,
Yalvarırım kaç…
Kaç…
Aşkı vurdular bu gece,
Faili meçhul cinayetlerin ezanı okunur şehrin camisinde,
İçtikçe ölüm kusan sarhoşlar gibi yaşar bu şehir,
Üstelik ağlayarak, gülerek üstelik,
Nefes alıyorsa şayet, bil ki ölüyordur zaman,
Öyle bir sevda ki bu, bir toplu katliam…

Sen şimdi yorgun gün dönüşlerinden eve
Omuzlarında gittikçe ağırlaşan bir günün ceketini taşıyorsun.
Nisandır, akşamdır, üşümüştür ellerin bir başınalığından,
Apansız yağmurlar dokunmuş tenine, ürpermiştir yalnızlığın,
Bil ki aşkı vurdular bu gece ey sevdiğim,
Üzeri gazete kâğıtlarıyla kaplı bir yürektir yanından bilmeden geçtiğin.

Şehrin kör dilencileri aşka el açmış ağlar,
Onlar ki; isimlerini unuttuğumuz dostlarımızdır,
Sokak aralarından bir şarkı gözlerine dolar,
Hüzzamdır soğuktan donmuş yanaklarını bir alev gibi ıslatan,
Dokunsan hem nasıl, ellerin yanar…

Aşkı vurdular bu gece, sokaklar ölümler gibi suçlu ve sessiz
Karartma gecelerinde cumbalı evlerin
Balkonuna yuva yapan kuşlar ölür o sabah
Üşür şu koca şehir, ölü kelebekler düşer bahar dallarına
Yemyeşil yapraklara bürünür ölüm
Nasıl da aittir leş kokan insanlığımızın eli sapan tutan yüreklerine
Sen yine de…
Annesini doğarken kaybetmiş bir çocuksun içimde,
Gün bilmez, güneş bilmez bir mezarda hayata tutunan ellerine gözlerim nasıl toprak atar?
Yaşamalısın ve yaşayacaksın ömrünce, gönlünün bildiğince,
Durma, kaç git buralardan,
Bir nefes yaşamak olacak rüzgârların bittiği yerde,
Kaç git! Vuracaklar seni ey gözleri sevdasıyla mahçup,
Savrulacak unufak yüreğim,
Bir parça sür yüreğine,
Çok eski bir şarkıdır dersin aklına düşerse gözlerim,
Sustu bak koskoca şehir,
Sana baharlar, sana şarkılar yaraşır,
Yağmur damlalarını ve rüzgârları
Ardında bıraktığın bir şehrin öyküsünü bir de,
Yüreğime göm…
Ve git.

Leave a Reply