Yazımıza Susanoo ve Yamata Orochi efsanesiyle devam ediyoruz.
Susanoo ve Yamata no Orochi
Göklerin ovasından kovulan Susanoo Japonya’daki Izumo bölgesine gelir. Susanoo burada, Hi Nehri’nin başında iki adet dünyevi tanrıyla (kunitsukami) karşılaşır. Ağlıyorlardı, çünkü yedi yıl süresince, her yılda bir adet kızlarını Yamata no Orochi’ye vermeye zorlandılar ve bu sefer de sekizinci ve sonuncu kızlarını, Kushinada himeyi (tarak pirinç tarlası prensesi) Orochi’nin onu yemesi için feda etmek zorundadırlar.
Bu yaşlı çiftin Amaterasu ile olan ilişkilerini bilen Susanoo, Kushinada’yı korumak için ona evlenme teklif eder. Çift, kızlarının Susanoo ile evlenmesini kabul eder; Susanoo, Kushinada’yı bir tarağa çevirir ve onu kendi saçına takarak güvenli bir şekilde gizler. Ayrıca Susanoo çit biçiminde bir bariyerin, evin çevresine inşa edilmesini emreder. Bariyerde sekiz adet kapı vardır; her bir kapının önüne bir adet olmak üzere toplamda sekiz adet masa konulur. Her bir masanın üzerine de birer adet varil. Her bir varil sekiz kere yeni mayalanmış pirinç şarabı (sake) ile doldurulur.
Orochi, kız için gelir ama önündeki yolda engel vardır. Heybeti ve gücünden ötürü böbürlenir; ama sonra, bariyeri geçemeyeceğini anlar. Güçlü koku duyusuyla Orochi, çok sevdiği sakenin kokusunu alır; ama sekiz adet başı yüzünden bir sorunla karşılaşmaktadır: Sekizi de lezzetli sakeden içmek istemektedir; ama çit, sakeye ulaşmada engel teşkil etmektedir. Başlardan biri çiti yıkmayı teklif eder, ama çit yıkılınca sake de dökülecektir. Bir diğer baş ise, sekizinin de ateş saçan nefesleriyle çiti küle çevirmeyi teklif eder, fakat bu sefer de sake buharlaşacaktır. Başlar, çiti aşabilecekleri bir açıklık ararlar. Açık bir bölme bulurlar sonunda ve başı oradan geçirip sakeyi içeceklerini düşünürler; ama içlerinden en akıllısı olan sekizinci baş, bu düşüncenin delice olduğu hususunda kardeşlerini uyarır ve başka herhangi bir sorun olup olmadığına bakmak için gönüllü olur. Susanoo, davranmak için uygun zamanı bekler; bunun için, başın sakeyi bitirmesini bekler ve diğer başlar da açıklıktan başlarını uzatıp sakeleri içip bitirirler.
Yılan başları sakeleri içip bitirdikten sonra, Susanoo, Orochi’ye saldırır. Aşırı miktarda sake içmeleri nedeniyle sarhoş olan bu büyük yılan, kurnaz ve çevik olan Susanoo’ya karşı koyamaz ve Susanoo, Yamata no Orochi’yi öldürür. Yakındaki bir nehrin ise Orochi’nin kanıyla kırmızıya boyandığı söylenegelir. Susanoo, Orochi’yi parçalara ayırır ve yılanın kuyruğunda parçalara bölünemeyen mükemmel bir kılıç bulur. Bu kılıç daha sonra Amaterasu’ya sunulur ve kılıca Ama no Murakumo no Tsurugi (天叢雲剣, Göklerdeki Bulutların Kılıcı) adı verilse de, sonradan Kusanagi no Tsurugi (草薙の剣, Çimen Kesen Kılıç) adını alır. Bu kılıcın adı birçok masalda da geçmektedir.
Prens Ōkuninushi ve İnaba Tavşanı
Kojiki’de geçen bir başka Şinto efsanesiyle devam ediyoruz.
Bir tavşan, Oki Adası’ndan Cape Keta’ya geçmek için birkaç wanizameyi (鰐鮫, köpek balığı) köprü olarak kullanmak üzere kandırır. Tavşan, köpek balıklarıyla tavşanların klanı mı yoksa köpek balıklarının klanı mı daha üstün yarışına girip köpek balıklarını kışkırtır ve tavşan, köpek balıklarının deniz boyunca bir dizi olarak hizaya girerek köprü haline gelmelerini sağlar. Sonrasında, tavşan üzerlerine zıplar ve ilerlerken, dizideki köpek balıklarını sayar. Sona yaklaşınca, tavşan; köpek balıklarını, kendisi için köprü oluştursunlar diye kandırdığını söyler. Sonuncu köpek balığı tavşana saldırır ve tavşanı kürkünden soyar, tavşan kürksüz kalır.
Ōkuninushi, sekiz erkek kardeşiyle birlikte İnaba’ya, İnaba prensesi Yagami-hime’ye kur yapmak için yolculuk eder. İnaba’ya doğru yol üzerindeyken, bu kürksüz tavşan onları durdurur ve yardım ister. Tavşana yardım etmek yerine, ona denizde yıkanmasını ve rüzgarda kendisini kurutmasını söylerler; ama denizde yıkanmak tavşanın canını çok yakacaktır. Tersine, Ōkuninushi, ona temiz, taze suda yıkanmasını ve su kamışı polenlerine sarınmasını söyler. Tavşan, Ōkuninushi’nin dediği şekilde hareket eder ve cildi eski sağlıklı haline döner; iyileştikten sonra, tanrı olarak kendi gerçek formunu Ōkuninushi’ye gösterir. Daha sonra tavşan, Ōkuninushi’ye onun prenses ile evleneceğini söyler.
İnaba’ya vardıklarında, Yagami-hime de Ōkuninushi ile evleneceğini söyler. Bu Ōkuninushi’nin kardeşleri arasında kıskançlık yaratır ve iki kez, Ōkuninushi kardeşleri tarafından öldürülür. Her defasında öldürüldüğünde annesi tarafından hayata geri döndürülür. Sonunda kendisi yer altı dünyasına, Ne no Kuni’ye kaçar. Orada yer altının lordu Susanoo, Ōkuninushi’yi birçok kez test eder ve, Ōkuninushi bütün testleri, Susanoo’nun kızı Suseribime’nin yardımlarıyla geçer. Susanoo’nun ilahi kılıcını, arpını, ok ve yayını alan Ōkuninushi, yaşayanlar dünyasına geri döner.
Ōkuninushi, bu sihirli silahların gücünü kullanarak kardeşlerini yenilgiye ugratır ve böylece, sazlık ovalarının merkez topraklarının lordu olur. İyileştirici güçlere sahip yüce bir tanrı olan Sukunahikona ile beraber çalışarak, toprakları sağlamlaştırır ve iyileştirir. Sukunahikona öldükten sonra, Ōkuninushi, yağmur tanrısı Ōmononushi’yi kutsal kabul ederek Yamato’daki Miwa Dağı’nda tapınağa kapanır ve toprağını geliştirmeye devam eder. Yagami-hime’den birçok tanrı ve tanrıça olan çocuğu olur. Kendisinin toplamda 181 adet çocuğu olduğu söylenir.
Yazı dizimiz Şinto felsefesi ile devam edecek ve sonlanacak.