Diderot: Düşünceleri Değiştiren Ansiklopedici

Denis Diderot (1713-1784), kendisinden önce Voltaire’de olduğu gibi, onlara karşı cephe almadan önce Cizvitlerden çok iyi bir eğitim gördü. Bir meslek edinmeyi reddederek ödeneğinin kesilmesine rağmen çok uzun süre parlak bir öğrenci olarak eğitimine devam etti. Matematikten ve bilimlerden eski ve modern dillere kadar her alanda temel bilgileri adım adım kazandı. Bütün bu dönem, yıllar yılı yoksulluk ve belirsizlik içinde geçti. Önemli düşünce kitaplarını İngilizceden Fransızcaya çevirerek tanınmaya –ve para kazanmaya- başladı. İlk özgün kitabı Felsefe Konuşmaları 1746’da çıktı ve aynı yıl Ansiklopedi’yi çıkaranlara katıldı.

Söz konusu ansiklopedi, başlangıçta Chambers’ın 1728 tarihli Cyclopedia’sının İngilizceden Fransızcaya çevrilmesiyle tamamen ticari, mütevazı bir işti. Fakat proje büyüdü ve başlangıçtaki niyetlerle hiçbir bağı kalmadı. Diderot, ansiklopedinin yayıncısı oldu. Bu onun ana işi ve 1772’ye kadar gelir kaynağıydı. Yıllar geçtikçe Diderot yönetiminde cilt cilt yayınlanan ansiklopedi sonunda 35 cildi buldu. Ansiklopediyi önemli kılan şey, Voltaire’in İngiltere’den Fransa’ya ithal ettiği yeni bilgi yaklaşımını –Francis Bacon’ı ve Isaac Newton’ı-  bu yaklaşımın başlıca kurucuları olarak gören ve onu, hepsinden önce John Locke’un temsilcisi olarak gördükleri felsefi bir yaklaşımla bilimsel yaklaşımı- somutlamış olmasıydı. Diderot, bir yayıncı olarak amacının “yaygın düşünce tarzını değiştirmek” olduğunu belirtmişti ve bunu çok büyük ölçüdebaşardı.

Bu işin olumsuz yanı, hayati önem taşımaktaydı ve Ansiklopedi’nin başını yetkelerle belaya sokacaktı. Bu devasa yapıt, dinsel öğretinin dünyayla ilgili olgusal bilginin geçerli kaynaklarından biri olabileceğini, dolayısıyla Kitabı Mukaddes’in ya da Kilise’nin düşünsel yetkesini örtük olarak reddetmekteydi. Aynı zamanda, düşünsel ya da sanatsal konularda siyasi iktidarı da bir yetke olarak tanımayı reddetti. Dönemin neredeyse bütün temel toplumsal, siyasal ve dinsel ortodoksiliklerine karşı çıktı. Çok geniş bir ölçekte, Ansiklopedi’nin gerek bilimlerde gerekse sanatta modern çağın önde gelen niteliklerinden biri olacak bir bilgi ve ilim kavramı ortaya koyduğu söylenebilir.

Fransa’nın seçkin yazar ve düşünürlerinin çoğu, Voltaire, Rousseau, Montesqiue ve elbette başkaları da Ansiklopedi’ye katkıda bulundular. Makalelerden bazıları, o zamandan beri deneme edebiyatının klasik örnekleri arasında yer almaktadır. Bunların pek çoğunu Diderot’un kendisi yazmıştı.

İlk baskısında ansiklopedi 4225 adet satıldı. Hiçbir ülkede böyle bir şey olmamıştı. Ansiklopedi’nin Avrupa’nın düşünsel hayatında hesaplanamaz bir etkisi oldu.

Ciltler art arta çıktıkça Ansiklopedi’nin başı, resmi sansürle derde girmeye başladı ve 1759’da kraliyet kararnamesiyle yayını durduruldu. Ancak Diderot ve yazar dostları ve elbette matbaacılar, gizlice çalışmaya devam ettiler; kalan ciltleri yeraltında hazırladılar. Bunlar daha sonra gün ışığına çıkacaktı.

Bütün bunlar olurken, Diderot kendi kişisel yazılarını da yazıyordu. Fakat materyalist ve tanrıtanımaz ruhu yüzünden bunların da resmi sansürden geçemeyeceğini biliyordu. Buna karşın, gelecek kuşakların bir gün onların değerini anlayacağına inanarak yazmayı sürdürdü. Sonuçta olan şudur: Yaşamı boyunca Ansiklopedi’nin yayıncısı olarak bilinirken, Ansiklopedi yerini hızla ilerlemekte olan bilim ve bilginliğe bıraktı büyük ölçüde; Diderot’un bugün ününü esas olarak borçlu olduğu yazılarsa ölümünden sonra ortaya çıktı.

Şu halde Diderot, iki anlamda bir ansiklopediciydi. Kişi olarak bilgisi ve ilgi alanları ansiklopedik boyutlarda biriydi; çok geniş bir alanda, şaşırtıcı çeşitlilikte edebiyat çeşitlerine hâkim, coşkun bir üslupla yazabiliyordu. Ayrıca, dünyanın en büyük ansiklopedisinin yayıncısıydı.

Leave a Reply