Büyülü Bir Aşk; Kurt Seyt&Shura

Elinizden düşüremeyeceğiniz, uzun süre hafızalarınızdan çıkaramayacağınız bir roman Kurt Seyt&Shura. 92 yılında ilk basımı yapılan romanı bugüne kadar duymamış olmaktan kendi adıma utanıyorum, şaşırıyorum; çünkü uzun zamandır bir kitabı bu kadar şevkle okumamış, bu kadar etkilenmemiştim. Romanlarda kahramanla ya da yan karakterle özdeşirim hep ama kitabın benliğine böylesine tutulmamıştım, hiç hatırlamıyorum.

kivanc-tatlitug-un-yeni-dizisi-kurt-seyit-ve-5484538_1825_o

Nermin Bezmen’in romanından uyarlanan dizi Kurt Seyit ve Şura 4 Mart Salı akşamı Star TV’de başlayacak.

Yaklaşık 3-4 ay önce Kıvanç Tatlıtuğ’un Kurt Seyit&Sura adlı bir dizide oynayacağını duymuş ve çok garipsemiştim. Dizinin adından bir şey çıkaramamıştım.  Zamanla televizyon ekranında tanıtımları dönmeye başlayınca ve tanıtımlar da ilgimi çekince araştırmaya başladım. Kırım’dan başlayıp St. Petersburg’a oradan da Türkiye’ye uzanan hikayenin Nermin Bezmen’e ait Kurt Seyt&Shura adlı romanına dayandığını öğrenmek merakımı daha da arttırdı. Vakit kaybetmeden kitaba kavuştum. Romanın gerçek hayat hikayesine dayandığını, üstelik Kurt Seyt’in Nermin Bezmen’in dedesi olduğunu okurken öğrendim. Boğazıma düğümler takıldı. Her şey o kadar gerçekti ki, bütün bu yaşanmışlıkları nasıl kaldırabildiklerini şaşkınlıkla karşılıyordum.

Ölümsüz kahramanlar Kurt Seyt ve Shura’nın aşkıyla başlayan roman, bizi Kurt Seyt’in çocukluğuna ve gençliğine götürüyor, daha sonra ise savaş zamanına… Cepheye konuk oluyor ve acılarla yüzleştiriyor okuyanı. Daha sonra ise hiç dinmeyecek bir hüzün dalgası başlıyor. Çarlık Rusya’nın yıkılması ve Bolşevik Devrimi… Çar yakınları, askerleri kendilerini uzun bir kaçış serüveninin içinde buluyorlar. Kurt Seyt ve Shura da onlara dahil… Sonrasıysa macera dolu bir yaşam hikayesi…

Ellerimde tuttuğum roman sanki bir mücevherdi. Okumak hemen neler olduğunu öğrenmek istiyordum ama bir yandan da sonuna kendimi hazırlayamıyordum, bitmesini istemiyordum. Çelişkilerle dolu bu süreçte merakım ağır bastı. Öylesine güzel, öylesine gerçekti ki anlatılanlar… Kah Seyt’le Aluşta kıyılarına özlemle bakıyor, kah Pera’nın dayanılmaz cazibesine kulak veriyordum. Onların içlerinde yaşattıkları vatan özleminin hasretini içimde, bazense aşklarının ateşini kendi kalbimde hissediyordum. Böylesine derin duygularla anlatılan bir aşk daha görmemiştim. İzlediğim, duyduğum birçok şey beni tatmin etmez oldu, sanki benliğimde bir şeyler değişti bu romandan sonra.

kurt-seyit-ve-sura-ne-zaman-baslayacak-kurt-5654698_1156_o

Dizide Kurt Seyit karakterini Kıvanç Tatlıtuğ canlandırırken Şura karakterine Farah Zeynep Abdullah hayat veriyor.

Dizi olacak olma fikri hafif bir heyecan veriyor bana, ki zaten tanıtımları sayesinde bu romana kavuştum, o yüzden kızamam. Kıvanç Tatlıtuğ’un oyunculuktaki başarısı takdir edilecek cinsten. Okurken onu Kurt Seyt olarak düşünmedim desem yalan olur. Role yakıştırdım, Farah Zeynep Abdullah’la güzel bir uyum yakalayacaklarına da inanıyorum.  Gerçeğe uygun olması için St.Petersburg’da, Bulgaristan’da, İstanbul’da ve Kartepe’de özel platoların kurulduğu, saraylarda çekimlerin yapıldığı, bütün oyuncuların özveri ve istekle çalıştığı, Rus medyasında dizinin başlamadan övüldüğü konuşulan konulardan birkaçı. Son yıllara damga vuran işler ortaya çıkaran Ay Yapım’ın yeni göz bebeği Kurt Seyit&Şura olacak, bu belli.

Fakat içimde bir huzursuzluk var, sevmiyorum uyarlamaları. Özellikle dizi uyarlamaları hep hayal kırıklığı oluyor. Hele ki Kurt Seyt&Shura için sözler çok eksik, ben onu ne kemiğe bürünmüş halde dizi ne de sinema projesi olarak görebiliyorum. Okuduğum satırlar öylesine derin öylesine yoğun ki onları insan zihninden daha başka kimse öyle yorumlayamaz. İzlerken ne kadar beğenseniz, etkilenseniz de hiçbiri okuduğunuzda aldığınız hazzı vermeyecek eminim.

Boğazıma düğümlenen bu aşkı Seyt’in lacivert gözlerinde, Shura’nın sapsarı şaçlarında bıraktım. Sonra Kurt Seyt’in yarım kalan halini alıp Murka’yla tamir etmeye çalıştım. Yolları ayrılan sevgililerden sonra şimdi gözyaşları içinde Kurt Seyt&Murka’yı kana kana okuyorum, sanki saatlerdir susuz kalmış gibi, ölesiye. Bir adamın parça parça olmuş kalbini, kalabalıklar içindeki yalnızlığını, hüznünü, ait olamayışını parçalana parçalana okuyorum. Bir dala tutunma sevdasına takılı kalıyorum. Kurt Seyt&Shura’yı, Kurt Seyt&Murka’yla tamamlamaya çalışıyorum.

Koca Yürekli Kurt Seyt için bunu deniyorum.

Size de en büyük tavsiyem bu iki kitabı sırayla okumanız.

Kalbinizi fethedip ruhunuzu büyüleyecek eminim.

Leave a Reply