Bir ekmek, 19 yıl kürek cezası, 2 şamdan ve gümüşler, belediye başkanı ve sonunda kaçak…

Bu kelimelerle bile anlatmak istediğimin Sefiller olduğu anlamamak elde değil. Aslında her birimiz de oldukça aşinayız bu kitaba ve uyarlamalarına. Victor Hugo’nun ölümsüz eseri olan Sefiller tam 57’nci sinema uyarlamasıyla geçtiğimiz cuma vizyona merhaba dedi. Yönetmen koltuğunda oscarlı sinemacı Tom Hooper’ın oturduğu filmin oyuncu kadrosuda kendinden sıkça bahsettirdi. Hugh Jackman, Russel Crowe, Anne Hathaway ve Amanda Seyfried’in yanı sına Helena Bonham Carter’ında rol aldığı uyarlamanın diğerlerinden farkı ise doğrudan kitaptan değil, müzikalinden uyarlanmış olması. Henüz okuma, izleme fırsatı bulamayanlar veya unutmuş olanlar için şöyle bi hatırlatmak gerekirse;

19. yüzyıl Fransasında geçen film, yıkılan hayaller, kalp kırıklıkları, tutkular ve fedakarlıklar üzerine kurulu. Jean Valjean olarak bilinen 24601 nolu mahkum, hapishaneden salınır. Kendisine yeni bir hayat kurmak ister ama müfettiş Javert’in gölgesi onu daima takip etmektedir. Jean Valjean Fantine’in kızı Cosette ile ilgilenmeyi kabul ettikten sonra ikisinin hayatı da tamamen değişecektir. Fransız Devrimi’nin arifesinde geçen hikaye ihtilalin her iki tarafının da yüzünü gözler önüne serer. Ünlü yazar Victor Hugo’nun aynı isimli ünlü edebiyat klasiğinden uyarlanan Les Miserables (Sefiller), Jean Valjean’ın ölümsüz hikayesini beyazperdeye taşıyor.

Film, 2013 oscar ödüllerinde 8 dalda oscara aday gösterilirken ancak 3 tanesini evine götürmeyi başarabildi. Bunlar Anne Hathaway’ın mükemmel oyunculuğuyla elde ettiği Yardımcı Kadın Oyuncu, Makyaj ve Ses Miksajı kategorileri. Müzikal film olarak gösterime giren Sefiller orijinal adıyla ‘Les Miserables’  neredeyse tüm diyalogların şarkı formunda, yani melodinin seslendirildiği müzikallerden. Fakat benim şöyle bir itirazım var; Tüm karakterler, her türlü iç çelişkilerini, duygularını, açmazlarını şarkılarla ifade ettiğinde, o iş sinema olmaktan biraz çıkıyor. Ne de olsa sinema, derdini görüntülerle anlatmanın sanatı. Imbd’den 7.9 gibi hayli yüksek bir puan alan ve gişe başarısı da bir o kadar yüksek olan filmin adından bahsedildiği kadar beğenileceğini pek sanmıyorum. Oyunculuklarına diyecek laf yok fakat müzikal fotmatında olmasaydı daha iyi ve akıcı olabilirdi tabii bu benim düşüncem fakat siz müzikal seven biriseniz bu film arşivinizde yer edinmeli derim şimdiden herkese iyi seyirler. Filmle ilgili ufak bir fikir sahibi olmak isteyenler içinse işte fragman;

http://www.youtube.com/watch?v=ZNKcLXvuF7g

Leave a Reply