17 Mayıs haftasında da sinemaseverleri tam 9 yeni film bekliyor ve bu filmlerin 4’ü yazın vazgeçilmez film türü olan komedi. Korku ve romantik dram da beklenen filmler arasında yerini alıyor. Bakalım hangi filmler bu hafta bizi bekliyor:
Muhteşem Gatsby: 6. kez sinemaseverlerle buluşacak olan Muhteşem Gatsby, yazar olma basamaklarını tırmanan Nick Carraway’nin 1920’lerde eğlence hayatının gözdesi konumuna yükselen New York’a gelmesiyle değişen hayatını konu alınıyor. Kendi Amerikan rüyasının peşindeyken tesadüfen milyoner Jay Gatsby ve onun çevresiyle yolları kesişir. Carraway’nin alkolün su gibi aktığı, göz kamaştırıcı partilerle tanışması fazla zaman almaz. Öte yandan bu büyülü Amerikan rüyasının çöküşü de yaklaşmaktadır. Dışarıdan görkemli görünen bu hayatın örtbas etmeye çalıştığı gerçekler su yüzüne çıkacaktır. Başrolünü Leonardo DiCaprio’nun oynadığı film güzel bir romantik dram eserine benziyor.
Çılgın Doğumgünü: İyi başlayıp kötüye giden bir yetişkinliğe geçiş doğum günü partisini konu alan bu komedi filminde, Jeff Chang her zaman yapması gerekeni yapan çalışkan bir üniversite öğrencisidir. Fakat arkadaşları Casey ve Miller 21. Yaş günü için onu ziyarete gelince her şey değişir. Jeff Chang, hayatını değiştirmek için yapmak istediği her şeyi yapmaya başlar, hem de ertesi sabah çok önemli bir işi olmasına rağmen… Her şey tek bir birayla başlar… Hangover’ın yazarlarından yeni bir sarhoş komedisi olan filmin yönetmenliğini Jon Lucas ve Scott Moore yapıyor.
Herkes Ölecek: Vahşi bir katil, tatil yapan bir grup öğrenciyi gözüne kestirir. Gençlerden sadece biri, katilin elinden sağ kurtulmayı başarmıştır. Emma hayatta kalmayı ve saklanmayı bir şekilde başarır. Tam her şeyin bittiğini sandığı anda ise hırsız bir otoyol çetesi tarafından kaçırılır. Parası için kaçırıldığını sanan Emma’nın hayatı aslında tekrar tehlike altındadır. Katilin geride kimseyi bırakmaya niyeti yoktur.
Ben ve Sen: Film ailesine arkadaşlarıyla kayak tatiline gideceğini söyleyen, ama bunun yerine zamanlarını evin bodrumunda geçiren iki kardeşi ve 14 yaşında olan küçük kardeşin ablasının eroin bağımlılığından kurtulması için verdiği çabayı konu alıyor. 14 yaşındaki Lorenzo, onun yaşlarında çoğu genç gibi ailesiyle arası bozuk olan, aynı zamanda dünyayla ilgili garip fikirleri olan ilginç bir çocuktur. 1 hafta boyunca kafayı dinlemeyi planladığı bu tatil kendinden hayli büyük üvey kız kardeşinin yanına gelişiyle oldukça ilginç bir hal alır. Olivia güzel bir keştir. Lorenzo onun yanında tuhaf bile sayılamaz. Bu bir hafta Lorenzo ve Olivia’yı birbirlerine yaklaştırıp bambaşka bir boyutta ve derinlikte bir ilişki kurmalarına yol açar.
Koğuş Akademisi: Tek maç Erdem, korsan film satıcısı Settar, kapkaççı Şahin, boyacı Nadir, Bekir Ali, Levent ve Genco hepsi birbirinden farklı karakterlere sahip ve farklı suçlardan hapse düşmüş koğuş arkadaşlarıdır. Her biri ayrı ‘kafada’ olan bu mahkumlar kendi düzenleri içerisinde yaşarken, bir gün hapishaneye Kâmuran adında yeni ve seksi bir müdire atanır. Müdire Kamuran bir emirle koğuşta bir tiyatro oyunu sergilenmesini ister. Bu planla ortak bir amaç uğruna aynı hizaya gelen mahkumlar, kendi sonlarını hazırladıkları bir oyunun parçası olduklarını ise anlamazlar. Ayrıca bu film vizyona giren 2 Türk filminden ilki.
Korku Hikayeleri: Genç bir kadın, bir psikopat tarafından kaçırılmıştır. Ölümle burun buruna gelen kadın adamdan kurtulmanın, her şeyden önce hayatta kalmanın bir yolunu bulmaya çalışmaktadır ve bu psikopatla birlikte hayatının oyununu oynamaya başlar. Hayatta kalmasının tek yolu ona korkulu hikayeler anlatmaktır. Böylece filmin çerçeve hikayesi çizilir. kadının anlattığı 4 ayrı hikayelerin ilkindeyse küçük bir kız ve erkek kardeşi konu alınırken, ikinci hikayede ise 30 bin feet yükseklikteki bir uçakta bir seri katilin estirdiği terör görselleştiriliyor. Üçüncü hikayede iki kız kardeşin gizli sırları anlatılırken, son öyküdeyse bir ambulanstaki beş kişi ölümcül virüsten korunmaya çalışıyor.
Dörtlü: Cissy, Reginald ve Wilfred emekli müzisyenler için tahsis edilen konforlu bir evde yaşamaktadırlar. Her yılın 10 Ekim tarihinde Giuseppe Verdi’nin doğum gününü kutlamak için bir konser düzenlenir ve bağış toplanır. Üç müzisyen de bu etkinliğe katılmaktadır. Konser, senenin en önemli olayıdır ve herkes sabırsızlıkla bu günü beklemektedir. Fakat bu yıl bir değişiklik söz konusudur. Bir zamanlar Reginald ile evli olan Jean isimli müzisyen de bu eve taşınır ve böylece tüm dengeler altüst olur. Halen daha genç ve önemli olduğu zamanlardaki gibi davranan Jean, şarkı söylemeyi de ısrarla reddetmektedir. Geçmişteki güzel hatıralarının yerini alan üzücü ve hüzünlü anılar, senenin en önemli olayının başarısını da gölgelemek üzeredir. Usta aktör Dustin Hoffman’ın ilk kez yönetmenlik koltuğunda görüyoruz. Filmin senaryosu ise ünlü senarist Ronald Harwood’un tiyatro oyunundan kendisi tarafından uyarlandı.
Umut Üzümleri: Anadolu’nun küçük bir köyünde çorak topraklarını bir toptancıya kaptırmak üzere olan Rumen köylü halkı, kurtuluş için bir çare bulmaya çalışmaktadır. Bu esnada köye henüz tayini çıkan öğretmen zamanla işleri değiştirecektir. Bunu durdurmaya çalışan köylüler köy muhtarı ve yeni gelen öğretmenin önderliğinde büyük bir mücadeleye girişerek topraklarını kurtarmaya çalışacaklardır. Haftanın 2. Türk filmi Umut Üzümleri dram, komedi tarzında seyircisiyle buluşuyor.
Güzelliğin On Par’ Etmez: On iki yaşındaki Veysel ve ailesi ülkelerini terk etmek zorunda kalırlar. Yeni bir hayata başlayacakları Avusturya’ya göç eden aile buradaki yaşam dinamiklerine ayak uydurmakta bir hayli zorlanırlar. Bu yeni ülke, yeni dil ve yeni kültür özellikle küçük Veysel için büyük sıkıntılar doğurur. Veysel’in hayattaki tek umudu ve hayali, sınıfındaki Ana’ya aşkını ilan edip ondan da aynı karşılığı görebilmektir. Sürekli Ana’nın hayalleriyle yaşan genç çocuk, Cem isimli komşusuyla tanışınca harekete geçecek, hayallerinin gerçek sonuçlarını en saf haliyle tecrübe edecektir. Avusturya yapımı filmin yönetmen koltuğunda Kick-Off adlı belgeseliyle yurtdışı festivallerinde çeşitli başarılar elde eden genç yönetmen Hüseyin Tabak oturuyor.
17 Mayıs haftası da sinemaseverler için oldukça keyifli bir hafta gibi görünüyor. Bol sinemalı keyifli hafta sonları diliyorum.