“Hutterite” adına ilk kez bir pazartesi akşamı, kanalları rastgele gezerken National Geographic Channel’da tesadüf ettim. Reality show formatında kurgulanmış olan bir programda, ABD’nin Montana eyaletinin kırsalındaki bir çiftlikte son derece geleneksel ve dindar bir yaşam süren yöre sakinlerinin günlük yaşantıları ele alınmaktaydı. Amishler ve Mormonlar hakkında derinlemesine olmasa da bilgi sahibi olduğum için bu tip bir tarikat yapılanmasını yadırgamamıştım, ancak ilginç olan; son derece katı kurallarla sınırlandırılmış ve modernite karşıtı olan bu anlayışın, belgesel görünümlü bir şova konu edinilmiş olmasıydı.
Hutteritelar, diğer anabaptist (Hristiyanlıkta, vaftiz karşıtı düşünceyi temsil eden bir kol) tarikatlar gibi Avrupa kökenli ve orijinalinde Almanca konuşan bir topluluk. Dini baskılar neticesinde uzun bir zaman Avrupa içinde yer değiştirdikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzey eyaletlerine, birçoğu da Kanada’ya yerleşmiş. Koloni adı verilen ortalama 80 kişinin oluşturduğu komünlerde bireyler genellikle tarım ve çiftçilikle yaşamlarını sürdürüyor, (geleneksel haliyle) çocuklarını askere ve okula göndermiyor ve topluluk dışı kişilerle evlenmiyorlar. Senenin 365 günü birlikte vakit geçiren, ibadet eden ve tüm sosyal aktivitelerini birlikte gerçekleştiren bu geniş ailelerde ataerkil aile yapısı hüküm sürüyor.
Yüzyıllardır kültür, gelenek ve inançlarını büyük bir sadakatle koruyagelmiş bu kapalı toplumun son yıllarda modern dünyanın etkisiyle ve tehdidiyle karşı karşıya kalmış olması ise bir diğer gerçek. Her ne kadar küreselleşme rüzgârları bu tip homojen ve muhafazakâr topluluklar üzerinde çok sınırlı bir etkiye sahipse de, çevrelerini saran ve devamlı değişen dünya; genç nesil için ister istemez bir cazibe merkezi oluşturuyor. Bu çerçevede, “Amerikan Kolonisi: Sıra Dışı Yaşamlar” belgeselinde koloninin 19 yaşındaki asi kızı Claudia’nın üniversiteye başvurma çabalarından giydiği elbisenin yarattığı skandala ya da ağabeyi Wesley’in koloni dışı bir kızla çıktığı randevuya ve koloninin ihtiyarlarının bu alışılmadık davranışlara verdikleri tepkilere şahit olmak mümkün.
Ne var ki, belgesele konu olan King Kolonisi’nin lideri John Hofer; belgeselin, inançlarını ve kültürlerini yanlış bir şekilde sunduğu ve nesiller arası çatışmaya zemin hazırladığı gerekçesiyle kanaldan özür talep etmiş, ancak bu talebi kanal CEO’su David Lyle tarafından belgeselin adil ve tarafsız olduğu gerekçesiyle reddedilmiş. Benim şahsi düşünceme göre de, bu yapım bir belgeselden çok reality show havasında çekildiği için kişilerin bir senaryo uyarınca hareket ettiğine ve röportaj verdiklerine kesin gözüyle bakmak lazım. Zira bireyciliğin ve kişisel değerlerin geri planda olduğu böyle topluluklarda, içlerine doğdukları ortamda tabu sayılacak hareket, söz ve davranışlarda bulunmak topluluk üyeleri için gerekirse geri kalan herkesi karşılarına alabilecek cesareti gerektirir, hele ki kameralar karşısında bu tavrı sergilemek tümüyle imkânsız hale gelebilir.
Hollywood eksenli “The Hills”in ya da “The Osbornes”un tamamıyla gerçek ya da senaryo temelli olması ortaya çıkan yapımın içeriğinde büyük bir fark yaratmayabilir, çünkü söz konusu insanlar zaten şov dünyasının içinde yer alan modern dünyanın figürleridir. Ancak National Geographic Channel gibi dünyanın en tanınmış ve bilimsel temele sahip olma iddiasındaki bir belgesel kanalında, başka bir gerçekliğe ve değer dünyasına sahip insanları bu tip bir kurguyla televizyon başındaki kişiler için seyirlik hale getirmek; söz konusu kişi ve toplumlar üzerinde öngörülemeyen zararlara sebep olabilir. Merak edenler ve kendileri bir değerlendirme yapmak isteyenler için “Amerikan Kolonisi: Sıra Dışı Yaşamlar” belgeseli, her pazartesi 20.00’de National Geographic Channel’da!
Kaynaklar: http://natgeotv.com/tr/amerikan-kolonisi-sira-disi-yasamlar/hakkinda
http://www.foxnews.com/us/2012/08/08/hutterites-want-apology-for-natgeo-television-show/
http://channel.nationalgeographic.com/channel/american-colony-meet-the-hutterites/
Özlem
Bahsettiğiniz belgeselin bbc earthde de “cennetin krallığı” ismiyle yayınlanması çok ilginç