19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Bilkent Semfoni Orkestrası’nca büyük bir konserle kutlandı. 16 yaşından 28 yaşına kadar genç solistlerin yer aldığı konserde Alan Thomas’tan Paganini’ye kadar bir çok sanatçının eserleri çalındı. Gecenin yönetmeni Işın Metin, ona eşlik eden solistler ise Cem Önertürk, Ceren Baran, Renato Lupu, Hande Uçar ve Elvin Hoxha Ganiyev idi.
Konser, Alan Thomas’ın Flüt ve Gitar için Konçerto‘su ile başladı. Bu eser Klasik Gitar dergisi tarafından “Çağdaş Gitar İçin Bestelenen Eserlerin En İyisi” seçilmişti. Eserin bestecisi Alan Thomas, 1997 Gaudeamus Yorumcular Yarışması’nda birinci olduktan sonra (o güne kadar en büyük ödülü kazanan tek gitarist) Avrupa’nın önde gelen solistleri arasına girdi. Sanatçı, Flüt ve Gitar için Konçerto’da Balkan ve İspanyol ezgilerini başarılı bir şekilde yansıtmış. Eserin ilk parçasında sanatçı, gençlik ve aşk duygularını anlatmış. İkinci parçada ise orta yaşı anlatan eser aynı zamanda ulaşılamayan aşkı da anlatıyor. Son bölümün ana teması ise yine gençlik ve aşkı anlatan bir temaydı. Tüm bunlar bir yana flütte Cem Önertürk ve gitarda Ceren Baran oldukça çok iyi bir ikiliydi. Bana göre konserin en etkili kısmı birinci eserdi. İkinci eser ise “cazı senfonik bicide yorumlayan sanatçı”nın en meşhur eseri Rhapsody in Blue idi. Eser, Anglo-Sakson halk melodileri ve kovboy ezgilerinden esinlenerrek hazırlanmış. Müzik formu olarak hızlı-ağır-hızlı biçimdeydi. Bütün temalar 4/4’lük ölçüdeki gam dizisi içinde bemollü notalar kullanılarak, minör etkisiyle hüzünlü bir hava yarattı. Cazın mutlaka bir dans ritmi yansıtması gerektiğine inanlar için ne yazık ki bu eser o düşünceyi yerle bir ediyor.
Üçüncü parça ise Hande Uçar’ın solistliği eşliğinde Liszt’ten Totentanz idi. Lisztin ne kadar büyük bir usta olduğunu anlatmak kelime israfından başka bir şey değil. Bu eser zaman zaman piyanisti zorlasa da piyanist genç yaşına rağmen gayet başarılı bir performans sergiledi. Konserin son parçası ise Paganini’nin Keman Konçertosu (no 1) idi. Ayrıca bu parçanın solisti 16 yaşındaki Elvin Holxha Ganiyev’di. Sanatçı ilk sahneye çıktığında heyecandan yerinde duramasa da kemanı eline aldığı zaman tüm heyecanını attı. Solist eserdeki hüznü anlatabilmek için tüm hünerini sahneye döktü ki zaten Paganini’nin eserini çalabilmek büyük bir maharet ister .
Eserlerin yanı sıra, ambiyansı değerlendirmek gerekirse, salon hemen hemen doluydu. Lakin, üzücü bir nokta gençlerin sayısının az olmasıydı. Her parçadan sonra solistler ve orkestra deyim yerindeyse salon inleyinceye kadar alkışlandı. Konserin sonunda kaç olduğunu sayamadım ama Şef Işın Metin en az 4-5 kere tekrardan sahneye gelmek zorunda kaldı. Eğer bir sonraki bayramınızı güzel bir şekilde sonlandırmak istiyorsanız, B.S.O. bunu sizin için en iyi şekilde yapıyor.
şahin
semfoni -> senfoni