Şüphesiz ki karakterler; bir romanı hafızalara kazıyan, ölümsüzleştiren en önemli unsurlardan. Jane Austen’in Aşk ve Gurur’undaki Mr. Darcy kadar romantik, Goncharov’un Oblomov’u kadar boşvermiş ve tembel, Chuck Palahniuk’un Dövüş Kulübü’ndeki Tyler Durden kadar büyük sözler eden karakterler çoktan hafızamızda ve edebiyatta unutulmayanlar arasında yerini aldı. Notos edebiyat dergisi, bu ay 295 katılımcının önerdiği 367 kahraman arasından Türk ve dünya edebiyatı kapsamında en önemli 40 roman kahramanını seçti. Bu 40 karakterin 15’ini sizlerle paylaşırken, kalan 25’i için ise derginin Şubat-Mart sayısını almanız gerektiğini hatırlatalım.
Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sındaki Rodion Romanoviç Raskolnikov, dünya edebiyatının en önemli karakterleri listesinde birinci sıradaki yerini alıyor. Psikolojik bir roman olarak da değerlendirilen Suç ve Ceza, temelde Raskolnikov’un ruh halinden, çelişkilerinden besleniyor. Karakter, bir yanda özverili, idealist, hukuk fakültesinde başarılı bir genç olarak yansıtılırken; diğer bir yandan kolayca insanları öldürmekten çekinmeyen, acımasız tarafıyla okuyucu karşısına çıkıyor. Onu bir cinayet işlemeye iten nedenler ve koşullar romanın temel sorunsalını oluştururken; okuyucu, Raskolnikov’u içinde bulunduğu sefillik, yaşadığı topluma duyduğu nefret mi bir katile dönüştürmüştür yoksa bu zaten onun doğasında mı vardır sorusunu soruyor kendine. Raskolnikov’u karakter olarak ilginç kılan ise, kendince toplumu daha iyiye, ileriye götürmek ve daha insanca bir toplum yaratmak düşüncesiyle suç işlemesidir. Bu ve bunun gibi birçok ayrıntı, derin bir analizi gerektiren bu karakteri listede ilk sıraya yerleştirmiştir.
“Çok sıcak bir haziran ayı sabahında, genç bir adam, oturduğu çatı arasından çıkar, yavaş ve kararsız adımlarla K. köprüsüne doğru ilerler. Ev sahibi ile merdiven basamaklarında karşılaşmamayı başarır. Kaldığı çatı katı daha çok bir eşya dolabına benzer. Ev sahibi kadın, aşağıdaki katta yaşar, ona odanın dışında akşam yemeği verir, diğer ev işlerine bakar. Raskolnikov, kapısı her zaman açık duran mutfaktan geçmek zorundadır. Ne zaman oradan geçse, içi bulanır, korkuya kapılır, yüzü asılır, utanır. Ev sahibine olan borcunu ödeme umudu yoktur, onunla karşılaşmaktan korkar. Bunun nedeni korkak ve kötü olması değildir, tam tersine, daha önce yaşadıklarıyla küçük bir şeyden bile sinirlenecek duruma gelmesi, aşırı kaygılı olmasıdır. Tümüyle kendi içine kapanır, yalnız ev sahibi ile değil, tüm arkadaşları ile karşılaşmaktan çok korkar. Yoksulluk onu ezmiştir, ama kaygı verici durumu artık daha sonra üzerinde ağırlığını göstermez.”
Tolstoy’un Anna Karenina’sı, listede üçüncü sırada yer alıyor. Anna Karenina, aşkın kurbanı bir kadın… Yaşadığı yasak aşkla kendisini, oğlunu, aşığı Kont Vronsky’yi ve kocasını büyük bir yıkıma sürüklerken dünya edebiyatının en güçlü ve önemli kadın figürlerinden de biri olmuştur. Kocasını terk edip, Vronsky’i seçtiğinde toplumdan dışlanan, sosyetede küçümsenen ve zamanla Vronsky’den de beklediği ilgiyi göremeyen Anna; ne olursa olsun yaşadıklarının arkasında cesurca durmasıyla ön plana çıkmıştır. Ne var ki; o dönemin ataerkil Rusya’sında yaptıkları affedilmezdir ve Tolstoy’un onu cezalandırdığı üzere, aşkının başladığı şekilde (Vronsky’le Moskova’ya giden bir trende tanışır) hayatını bitirir. Bir trenin önüne atlayarak intihar etmesiyle hazin yaşamı sona erer. Anna’nın abisi Stiva’nın da aynı şekilde karısını aldatmış olması, aldatmanın toplumda kadın ve erkek için nasıl farklı şekillerde değerlendirildiğini de gözler önüne seriyor. Ödediği büyük bedelde tek suçlu gerçekten Anna mıydı, onu bu duruma iten toplumsal yargılar göz ardı mı ediliyordu gibi sorular hala tartışılırken; Anna Karenina şüphesiz o dönemin Rusya’sının toplumsal değerlerini de okuyucuya aktaran bir araç ve unutulmaz bir kadın figürü.
“Mutlu aileler birbirlerine benzerler. Her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.” (Romanın ünlü açılış cümlesi)
Elbetteki Türk edebiyatı da, unutulmaz karakterler yaratmıştır. Yaşar Kemal’in İnce Memed karakteri, listenin dördüncü sırasında yer alıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında köylünün yaşadığı zorluklara karşı başkaldıran, adil ve özverili bir halk kahramanıdır İnce Memed. Aslında bir yandan da Raskolinikov’a benzemektedir. Doğru olduğunu düşündüğü yolda, halkının iyiliği için o da suç işler. Deli Durdu’nun eşkıyalık çetesine katılır, düzeni değiştireceğini zannederek Abdi Ağa’yı öldürür. Her ne olursa olsun aşkı için her şeyi yapan, köylünün hakkını savunan, herkesin güvenini kazanmış İnce Memed; Türk edebiyatında unutulmaz karakterler arasındadır.
‘Memed! Memed!’… ‘Hatçe’yi yedirdin onlara da şimdi teslim olmaya mı gidiyorsun? Abdi Ağa gelecek gene köyde paşa gibi oturacak. Sen teslim olmaya mı gidiyorsun? Avrat yürekli.’” (…) “‘Avrat yürekli Memed! Bak şu kadar köylü, bak şu kadar insan senin gözüyün içine bakıyor. Teslim mi olacaksın? Abdiyi gene başımıza mı getireceksin? Güzel Dönemin kemikleri sızlar mezarda. Güzel Hatçemin kemikleri…’” (…) “‘Git de teslim ol avrat yürekli herif…Af çıkmış.’
Listenin ilk kısmı:
- Rodion Romanoviç Raskolnikov (Fyodor Dostoyevski, Suç ve Ceza)
- Don Kişot (Miguel de Cervantes Saavedra, Don Kişot)
- Anna Karenina (Lev Tolstoy, Anna Karenina)
- İnce Memed (Yaşar Kemal, İnce Memed)
- Emma Bovary (Gustave Flaubert, Madam Bovary)
- Gregor Samsa (Franz Kafka, Dönüşüm)
- Zebercet (Yusuf Atılgan, Anayurt Oteli)
- Joseph K. (Franz Kafka, Dava)
- İlya İlyiç Oblomov (İvan Gonçarov, Oblomov)
- Meursault (Albert Camus, Yabancı)
- Selim Işık (Oğuz Atay, Tutunamayanlar)
- Jean Valjean (Victor Hugo, Sefiller)
- Clarissa Dalloway (Virginia Woolf, Mrs. Dalloway)
- C. (Yusuf Atılgan, Aylak Adam)
- Holden Caulfield (J.D. Salinger, Çavdar Tarlasında Çocuklar)
Sözleriyle, yaptıklarıyla ve savunduklarıyla hayat felsefemizi yönlendiren, yakından tanıdığımız ve sanki gerçekten yaşamışçasına ilham alıp etkilendiğimiz daha nice roman karakteri var. Listenin devamı ve detaylar, Notos dergisinin Şubat-Mart sayısında….