Resimleri ile karşılaştığım zaman bende derin bir merak uyandıran genç ressam Nilüfer Yıldırım, kullandığı muazzam renkler ve tonlar ile müthiş bir denge yaratmakla beraber, farklı tattaki tarzı ile kendini diğer sanatçılardan farklı kılıyor. Duygularını ve izlenimlerini soyut bir dille, oluşturduğu renkler yardımı ile aktaran sanatçının yaşadığı süreçleri, sanatına dair bakış açısını ve diğer merak ettiklerimizi sorduk, kendisi samimiyetle cevapladı.
GazeteBilkent: Öncelikle röportaj isteğimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
1984 yılında İstanbul’da doğdum. Lise eğitimimi Üsküdar Amerikan Lisesi’nde tamamladıktan sonra, Milano’da Istituto Marangoni’de 4 senelik moda tasarım eğitimi aldım. Milano’da moda tasarım okurken, renklere ve şekillere olan derin ilgi ve eğilimimi grafik tasarımı ve sanat tarihi derslerinde keşfetmemle birlikte, beni destekleyen grafik tasarımı hocam ile orada çalışmalarıma başladım. İstanbul’a geri dönüş yaptığımda, Mustafa Horasan ile bir sene boyunca çalıştım. Ardından 2013 senesinde, Bebek’teki atölyemi açtım. Halen çalışmalarıma burada devam etmekteyim.
GazeteBilkent: Moda tasarımı okuduktan sonra, resim alanına yönelmenizi sağlayan etken neydi?
Milano’da Istituto Marangoni’de moda tasarımı okurken, daha çok grafik tasarım ve sanat tarihi dersleriyle ilgiliydim. Grafik tasarım; benim için modadan daha olası, daha elimden ve içimden gelerek yaptığım akıcı bir alandı ve sanat tarihi derslerinde çok keyif alıyordum. Bu gidişatta, grafik tasarım hocam da yaptığım işleri beğeniyor; kompozisyonumun ve renkleri kullanımımın kuvvetli yanım olduğunu düşünüyordu. Bana neden resim yapmadığımı sordu. Onun desteği ve motivasyonuyla resim yapmaya başladım.
GazeteBilkent: Çalışmalarınızda, renkler ile dinamik formlar oluşturuyorsunuz. Ayrıca mavi, krem, pembe, kahverengi ve siyah tonlarının hâkim olduğunu görebiliyoruz. Kullandığınız renklerin, dinamik formlar yaratma açısından bir önemi var mı? Kullandığınız renklere verdiğiniz anlam nedir?
Söyleyebileceğini söylemek kadar basit bir dürtü aslında, renklerin formlar ile birleşip bir kompozisyon oluşturması benim için. Kullandığım renkler tek başlarına tabii ki bir hissiyatın sonucu, dolayısıyla belirli bir hisse imkân veren en önemli unsurlardan biri olmakla beraber; form ve kompozisyonla anlamlanıp bir duyguyu verebiliyor. Bu sayede ifade edilebilecek hale gelir, anlatılacak olan. Soyut resmin bana göre anlamı, renklerin şekil ile birleşip oluşturduğu kompozisyonlar ve bu kompozisyonun izleyicide uyandırdığı histir.
GazeteBilkent: Her sanatçının eserlerinde ön plana çıkardığı şey farklıdır. Siz soyut tarzda olan çalışmalarınızda renkleri ön plana çıkarıyorsunuz. Renklerin sizin için bu kadar özel ve anlamlı olmasının sebebi nedir?
Dediğim gibi benim için renkler en kuvvetli araç, fakat ön plana çıkartmak istediğim hep bir his, o yüzden kompozisyon ve soyut çalışmalarımda birleştirme çabasında olduğum ikonik figürler; benim için anlamlı olanı aktarmadaki araçlarım.
GazeteBilkent: Çeşitli malzemeler ve teknikler ile eserlerinizi zenginleştiriyorsunuz. Hangi malzeme ve teknik ile çalışacağınızı nasıl belirliyorsunuz?
Değişiyor. İçinde bulunulan habitat, iklim, atölye koşullarından; yaşama deneyimlerine her şey teknikte etken. Tabii ki çok araştırma yapıyorum, gittiğim yerlerden farklı malzeme, boya, kâğıt, vs arayışım hep oluyor veya bir resimden etkilenip tekniğinin peşine düştüğüm. Dönem dönem üzerine düştüğüm malzemeler veya elimin altındaki farklı dokudaki bir sünger süreç, içinde birden akışı değiştirebiliyor. Durum kendi kendine gelişiyor. Atölyem oldukça deneysel bir alan.
GazeteBilkent: İlham aldığınız sanatçılar var mı ve nelerden ilham alırsınız?
Ben bir şeye kasıtlı olarak bakıp ilham alıp bunu resmeden bir metod izlemiyorum. Zaman zaman resimlerimde figürler belirse de; soyut, dışavurumcu resim yapıyorum. Nesneler yalın kalıyor; onlara yüklediğim anlamlar, asıl renkler benim için. Bu anlamda kendimden bir şey yansıtan her şey ilham olabilir, insan kendinden bir şey görmediği hiçbir şeyden ilham alamaz bana göre. Hayal gücümün içine sığdırabildiğim ve anlam kazandırabildiğim her şey ,iletmem gereken bir duyguya dönüşür. Sürekli olarak da o duyguyu aktarmaya çalışıyorum.
GazeteBilkent: Türkiye’de farklı disiplinlere yoğunlaşan birçok başarılı sanatçı var. Sizin beğendiğiniz Türk sanatçılar kimler?
Çok var, Türkiye’den ve yurtdışından birçok sanatçıdan besleniyor, takip ediyorum. Dönem dönem değişiyor.
GazeteBilkent: Sosyal medyada sık sık yaptığınız yeni eserlerinizi paylaşıyorsunuz. Yakın zamanda işlerinizle yeni bir sergi açmayı düşünüyor musunuz?
Evet, şimdilik tarihi kesin olmamakla birlikte, yakın zamanda bir sergi planı var. Sosyal medyada paylaşmayı seviyorum, sonuçta aktarmak ve resimlerim vasıtasıyla iletişim kurmak ve bunu o heyecan anında, anında paylaşabilmek büyük bir lütuf bence. O yüzden gerek instagram hesabımı, gerek websitemi (www.niluferyildirim.net) güncel tutmaya çalışıyorum.
GazeteBilkent: Güzel sanatlar ile ilgilenen ve resim alanına yoğunlaşmak isteyen kişilere vermek istediğiniz öneriler var mı?
Ancak kendimde korumaya ve geliştirmeye çalıştırdıklarımdan bahsedebilirim. Başlama duygusunu kaybetmemek, varsayımda bulunmamak, o anda yaptıkları ne kadar tatmin edici olmasa da devam etmek ve hep yeni şeylere açık olmak.