Her geçen gün aramızdan ayrılanlar da artıyor, biz fark etmesek de gidiyor insanlar. Sonra gittiği anda fark ediyoruz. Hele sessiz sedasız olunca daha da etkili oluyor. Türk Tiyatrosu ve sineması iyi, komik, klasik ve birçok gönle taht kurmuş birini kaybetti geçtiğimiz hafta: Zeki Alasya. Bu yazıda son zamanlarda fazlaca gelişmiş televizyon kültürüyle ilgili olarak yazmıyorum, aksine eskide kalmış eleştiriye açık komik ve düşündürücü oyunlarla ilgili yazıyorum. Ya da eskiden beri çok güldüğümüz filmlerle ilgili. Devekuşu Kabere’nin, Köyden İndim Şehre’nin, Nereden Çıktı Bu Velet’in Zeki Alasya’sı olacak bu yazıda.
Son zamanların dizilerinden tanıyoruz Zeki Alasya’yı Cennet Mahallesi, Akasya Durağı, Küçük Ağa… Hiç eskilere bakma gereği duymuyoruz hatta. Dizilerde eğlenceli ve uyumlu karakterleri canlandırdığı için hayli başarılı, iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyoruz. Ölüm haberi geldiğinde çoğu yaşıtımın içinden geçmiştir “Aaa Cennet Mahallesi’nin tonton komiseri gitmiş” diye ve daha küçüklerde başka bir kimlikle benzer bir cümle…
Peki anne ve babalarımızın aklından ne geçmiştir hiç düşündünüz mü? Metin Akpınar ile Zeki Alasya’nın “Metin ile Zeki” olduğu zamanları bilen büyüklerimizden söz ediyorum. 80’lerde tiyatro yapan, söz söyleyen ve açıkça fikrini belirten insanlardan söz ediyoruz burada. Zeki Alasya ve Metin Akpınar zorlu bir dönemde sanatlarını icra eden iki insan olarak hatıralarımızda kalmayı hakkediyor bence. Bizi hep güldürebilen ama düşündürmekten geri kalmayan tiyatro sanatçıları olarak hatırlanmayı…
Bunların yanı sıra, Zeki Alasya’dan bahsedip de toplumun sorunlarına getirdiği eğlenceli bakış açısından bahsetmemek olmaz. Toplumumuz hele de teknolojinin gelişmesiyle giderek tembelleşmiyor mu? Evet, TEMBELLER gittikçe çoğalıyor. Hatta SARHOŞ olup sorun çıkarmadan da olur mu hiç? Hayır. Örneklerse daha çoook artırılabilir. Fakat bu noktada kendinize en komik ve uygun örneği seçmek size kalmış.
Son olarak Zeki Alasya’nın aldığı bir ödülden ve bunu hakkettiği noktadan bahsetmek istiyorum. Hanidir sanat, insanlara yanlışları eğrileri göstermeye çalışır. Dolaylı bir yol olduğu için görmekte bazen zorlanırız ama hala ortadadır gösteren de gösterilen de… Zeki Alasya 2010 Altın Portakal Yaşam Boyu Onur ödülü almıştır. Bunu ödülü ise bileğinin hakkıyla sonuna kadar hak etmiştir.
Bizi kahkahalara boğan bir çok yapımın ana karakteri olan Zeki Alasya ile kahkahaya doyduk ama bu erken gidişiyle yarıda kaldı. Sevgili okurum, umarım içinde biraz olsun Zeki Alasya’yı araştırma isteği uyandırmışımdır. Eğer SEN bir gün Mösyö Lavabo’yla tanışmak ya da 80’lere bir göz atmak istersen, en iyi başlangıç noktalarından biri burası…
Sevgili Zeki Alasya,
Dünyaya katkıların için çok teşekkür ederiz…