Yine yoğun haftalarımızın arasına denk gelen güzel filmler var vizyonda. Maalesef hepsine gitmek bir yana, bir tanesine gidince bile çok seviniyoruz. Benim bu haftaki yazıma konu olan Kuralsız’ı zaten önceden çok merak etmekle birlikte, arada yer açmaya bayağı bir uğraştım. Serinin ilk filmi olan Uyumsuz’u çok beğenmiştim ve üstüne tüm kitaplarını sırayla okumuştum, yani Kuralsız ilgimi çekmeyi zaten çok önceden başarmıştı. Bu yazımda, filmin konusu ya da olay akışıyla ilgili bir şeyler söylemek yerine; daha çok akıcılığı, aksiyon derecesi ve kitapla olan benzerliğine değineceğim.
İlk olarak iflah olmaz bir macera ve bilim kurgu sever olarak, Uyumsuz’dan sonra bu filmi de beğendiğimi belirtmek istiyorum. Kuralsız, olayları kıvamında bir akıcılıkla işlemişti bana göre. Sonraki paragraflarda da bahsedeceğim gibi, olay akışı kitaptakinden biraz farklıydı. Uyarlamalarda, orijinal olay akışı değiştiğinde birçok problem olabilmesine rağmen; bu filmde böyle bir sorun kesinlikle göze çarpmıyordu. Hatta; yapılan değişiklikler, onu bozmak yerine filme ayrı bir tat vermiş diyebilirim. Özellikle; filmin biraz daha hareketli olması, akıcılık adına kitaptan çok daha başarılıydı diyebilirim.
Filmin aksiyon kısmı çok başarılıydı, özellikle kitabı okumuş biri olarak şu yorumu yapabilirim: Kitap çoğu yerinde okuyucuyu diplomasiyle boğmuştu. Filmse, seyirciyi sonraki sahneyi izlemeye teşvik etmeyi başaran bir yapım olmuş. Filmi bu açıdan asıl başarılı kılansa, bunu diplomasiyi tamamen atmadan yapabilmiş olmasıydı bence. Hala bazı topluluk ve liderlerin kararlarını anlayabilmekle birlikte; laf karmaşasında kaybolmuyorduk. Aksiyon sahneleriyle ilgiliyse, kitaptakileri yansıtmakla beraber yenilerini de çok iyi özümsemişti film; yani aradaki denge filmde çok daha iyi kurulmuştu. Bir başka olumlu eleştirimse; bu filmde bize toplumun yapısını ve diğer toplulukları incelemek için çok daha iyi bir fırsat verilmesiydi. Çünkü ilk defa tanınan diğer toplulukların yaşam tarzları ve ilkeleri filmde bu filmde çok rahat gözlemlenebiliyordu. Uyumsuz, hem serinin ilk filmi olduğu hem de daha yeni bir sistemi anlattığı için; genel olarak anlamak daha ön plandaydı ve sadece iki topluluğa odaklanılmıştı; fakat burada diğer toplulukların bireysel olarak ve hepsini genel olarak değerlendirmek çok daha kolaydı.
Filmin başarılı olduğunu düşünsem de, gözüme çarpan birkaç pürüz yoktu diyemem. Bu algıya kapılmama filme gitmeden önce kitaba tekrar bir göz gezdirmem de sebep olmuş olabilir; ama yine de arada çıkarılan bazı kısımlar, oradaki tavırların sebebinin ve duyguların bir kısmını da anlaşılmaz kılmıştı. Filmde bu kısımlar farklı sahnelerle doldurulmaya çalışılsa da; bence kitapta olan sebepler çok daha somut olmakla beraber, insanların kişiliğini anlamamıza daha çok yardım ediyordu. Kişilerse konu olarak işlenen isyanın sebeplerini, özellikle bahsedilen toplumun ve sistemin kusurlarını görmemizde çok yardımcıydı. Filmin süregelişinde insanların kusurları anlaşıldığında, en sonda ortaya çıkan mesaj çok daha etkili olabilirdi diye düşünüyorum. Bunun dışında bağımsız bir film olarak değerlendirildiğinde; gerek olay akışı, gerek konu ve işleniş olarak, bilim kurgu- macera filmleri arasında ilk sıralara çıkabileceğini düşünüyorum.
Son olarak, filme kitaptan bağımsız baktığımızda başarılı olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum. Buna ek olarak, serinin son kitabı Yandaş‘ı okumanızı öneririm. İlk kitapları okumamış olsanız da; anlamında azalma olmayacağını düşünüyorum, hatta son kitabı çok rahat okuyacağınızı garanti edebilirim. Son kitabın olay akışıyla birlikte, önceki kitaplardaki olay döngüsünü ve bazı sebepleri de çok rahat anlayabilirsiniz. Bunu, özellikle filmin çok heyecanlı bir yerde bittiğini düşündüğüm için önermek istedim; çünkü son kitapla, bu hikâyenin aslında göründüğünden çok daha karmaşık olduğu ortaya çıkıyor. Umarım, biraz olsun dikkatinizi çekebilmişimdir. İyi seyirler ve iyi eğlenceler…
Filmin fragmanı: