Anime ve Manga’nın Karanlık Devri

Anime ve Manga dünyadaki en önemli eğlence ürünleri arasında. Bu eğlence ürünüyle dalga geçenler, çocuksu görenler bile hayatında bir Ghibli filmiyle hayal dünyasının zirvelerinde dolaşmış, belki çocukluğunda Sailor Moon izlerken saf bir gülücük atmış, belki de “kuyruklu bir çocuk vardı, neydi ismi hatırlamıyorum ama yıldızlı toplar vardı” demiştir. Bu fantastik dünya meraklısını hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmamıştır. Fakat günümüzde gelinen noktaya bakıldığı zaman Anime ve Manga gelişme göstermekten ziyade gerileme kaydetmiş gibi gözüküyor.

2000’ler Öncesi

Hayao-Miyazaki-1

Hayao Miyazaki

Japonya, özellikle 1980-90 yılları arasında tarihinde yaşamadığı bir yükselişe tanık olmuştur. Ütopya devlet haline gelen ve özellikle o zaman sağladığı sosyal demokrasi anlayışıyla Japonya, çok büyük gelişmeler kaydetmiştir. Genel toplum yapısı refaha kavuşmuş ve teknoloji devriminden çok karlı çıkmışlardı. Böyle bir zamanda kültürel öğelerin geri kalması düşünülemezdi. Gelişen teknoloji ile birlikte hayal gücü sınır tanımaz olmuş, özgün senaryolar, farklı karakter ve sayfa tasarımları, detaylı yüz çizimleri ile Manga bambaşka bir seviyeye ulaşmıştı. Osamu Tezuka, Hayao Miyazaki, Akira Toriyama ve Takehiko Inoue gibi büyük prodüktör ve mangakalar, bu tekniklerin gelişiminde etkin rol oynamıştır. Özellikle 90’lar Japonya’sında “Jump” okumak hayatın bir parçası sayılmış, metrolarda yollarda ellerinde manga ile dolaşan kişilerin sayısı katlanmıştır.

Dragon Ball, Monster, 20 Century Boys, Slam Dunk, One Piece, Naruto, Rurouni Kenshin, Magic Knight Rayearth, Sailor Moon, Gundam , Cardcaptor Sakura, Berserk, Plato, Hajime no Ippo, Yu Yu Hakusho, GTO gibi mangalar bu altın çağın efsane serileri olmuşlardır. Her ne kadar Akira Toriyama öncülüğünde Shonen (Erkek çocuk) seriler başlamış olsa da genellikle Seinen (Yetişkin) türünde seriler yayınlanmış ancak 90’lı yılların ortasından itibaren Seinen akımı etkisini kaybetmeye başlayıp yerini Shonen türüne devretmiştir. Diğer yandan Anime dünyasında ise Hayao Miyazaki, Tonari no Totoro(1988), Kaze no tani no Naushika (1984), Mononoke-hime (1997) gibi filmlerle Anime’yi dünyaya tanıtmıştır. Bu gelişmeler ile birlikte çoğu manga serisi animeye uyarlanmış ve sektörel olarak ciddi büyüme kaydetmiştir.

2000-13’li Yıllar

b90a2a21d4b6da58fa584a5c8c239778Shonen ya da Shoujo (Kız çocuk) seven kitle için rakipsiz en iyi yıllar diyebiliriz. Yeni nesil okurların katılması ile birlikte manga okuyan kitlenin yaş ortalaması düştü. Sonuç olarak mangakaların hitap ettiği kitle değişti. Seriler üzerinde komedinin etkisi arttı, karakterlerin yaşları küçüldü, kan akması, kolların kopması gibi sakıncalı çizimlerin miktarı azaldı. Kısacası Anime ve Manga dünyası yeni bir döneme geçiş yaptı. Gintama, Bleach, Reborn!, Kimi no Todoke, Air Gear, Fairy Tail, Black Lagoon, Vagabond, Kuroko no Basuke, Fullmetal Alchemisti, Death Note, Gantz, Ouran Koukou Host Club, Tokyo Ghoul bu dönemin meraklılarını cezbeden seriler oldu. Naruto, One Piece gibi uzun süreli serilerin en iyi bölümleri bu döneme denk geldi. Shonen Jump tarihinin rekor satışlara ulaştı. Japonya’daki bu çizim kültürü Güney Kore ve Çin’e de yayıldı. Manhwa(Kore) ve Manhua(Çin) serileri Japonya’da yayınlanmaya başladı. Anime ve Manga özellikle 90 doğumluların “sıradan”ı haline geldi.

Karanlık Dönem

Asıl konumuza gelecek olursak, 2013 yılından sonra bu eğlence kültüründe gelişme yaşanmamıştır. Çizgi romanlar sinemaya uyarlanmış, oyun sektörü akıl almaz bir ilerleme kaydetmiş, Güney Kore kendine has bir çizim tekniği ile  Webtoon çıkarmaya başlamış fakat tüm bu gelişmeler olurken Anime tekniklerinde herhangi bir yaratıcı fikir ortaya atılmamış sadece sahip oldukları teknikleri geliştirmişlerdir. Yeni orijinal serinin yok denecek kadar az olduğu (bir kaç seri müstesna) bir devire girilmiştir. Hayal gücünün samimi havası unutulmuş, yerine önceden yarıda bırakılmış serileri tamamlama, onların yeni versiyonlarını uyarlama gibi tamamen geçici çözümler getirilmiştir. Karakter tasarımlarının özgünlüğü ortadan kalkmış, yerine aynı kalıptan çıkan farklı saç rengindeki karakterler gelmiştir. Bu seriler kötüdür demiyorum ama Manga dünyasının sahip olduğu yaratıcılık ve farklılık yok olmuştur. Hayao Miyazaki’nin sözleriyle yaklaşacak olursak, çizimler gerçek hayatın gözlemlenmesi, insanlarla iletişime geçilmesi sonucu oluşturulur, eğer günümüzdeki “otoku”lar baz alınıp da seri yapılıyorsa ya da bir nevi rant kavgası veriliyorsa zaten onun gelişmesini bekleyemezsiniz. Zaten şu an satış rakamlarına bakıldığı zaman Weekly Shonen Jump dergisinin 2012 dönemine göre %40’lık bir düşüşün olması şaşırtıcı değil.

Otaku

Kaynakça

anilist.co

http://en.rocketnews24.com/2014/01/30/ghiblis-hayao-miyazaki-says-the-anime-industrys-problem-is-that-its-full-of-anime-fans/

http://io9.gizmodo.com/5874951/why-manga-publishing-is-dying-and-how-it-could-get-better

Leave a Reply