İlham Verici Sergi: World Press Photo 2016 100 Farklı Şehirde

Yaşadığımız yüzyılda dijital olanakların artmasıyla birlikte habercilik farklı boyutlara ulaştı. Eskisi kadar gazete yazısı okumaya vakti olmayan insanlık, küresel haberleri görüntülü halde almayı daha çok tercih etti. Hal böyle olunca, görüntülü gazetecilik ivme alarak gelişmeye başladı. Aslında hepimiz Harry Potter’daki görüntülü gazetelerden aşinayız bu akıma. Gelecek Postası’ndaki haberlerin içine giriverip hikayeyi görselin anlatmasına imrenerek bakardık o yıllarda. Şimdi ise, görsel habercilik her yerde.

FullSizeRender (3)

Değerlerini haberleşme, sorgulama ve ifade özgürlüğü olarak belirten World Press Photo bunların ancak görsel gazetecilik ile mümkün olduğuna inanıyor. World Press Photo, 1955 yılında bir grup Hollandalı gazetecinin uluslararası meslektaşları arasında bir yarışma düzenleme isteğiyle başlıyor. Yarışma zaman geçtikçe dünyanın en saygın görsel gazetecilik (photojournalism) ve çok-ortamlı hikaye anlatıcılığı (multimedia story telling) yarışması haline geliyor. World Press Photo (WPP) sadece yarışma düzenlemiyor, aynı zamanda eğitimler de düzenliyor. Ustalık sınıfları, atölye çalışmaları ve seminerler düzenleyen kurum; katılımcıları zor bir eleme sürecinden sonra eğitime alıyor.

FullSizeRender (4)

Yarışma bağlamında, her sene birinci belirlendikten sonra dünya çapında kurulan sergileri 4 milyondan fazla insan ziyaret ediyor. WPP bu sene, 2016’da, 45 ülkede 100 farklı şehirde sergilenecek. Serginin ilk ayağı Amsterdam, Sydney,  Chorzow, Berlin, Kyoto ve Japonya’da devam ediyor. Şehirlerin en önemli simgesi olan binalar sergi için seçilirken, serginin yapılandırılması epey titiz yapılıyor. Ben de Amsterdam’da The Nieuwe Kerk’teki sergiyi ziyaret etme şansını buldum. The Nieuwe Kerk, Dam Meydanı’nında Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında tarihsel değere sahip bir kilise. İsmi “Yeni Kilise” manasına gelse de, şehrin en eski ikinci kilisesi. 14. yüzyıldan kalan kilise şu günlerde sergi yeri olarak hizmet veriyor. Aynı anda hem Dünya’nın Sokakları (Streets of the World) hem de World Photo Press 2016 sergisini ağırlayan kilise, 10 Temmuz’a kadar ziyaretçilerini bekliyor. Sergiye girdiğinizde her yerden altın parıltıları yükselerek ihtişamlı bir karşılama yapıyor kilise. Sonrasında fotoğraf ve videoların arasında kendinizi öylesine kaybediyorsunuz ki, kilisenin güzelliğine bakmaya fırsat bulamıyorsunuz.

FullSizeRender (1)

Streets of the World sergisi, Jeroen Swolfs adlı bir fotoğrafçının yüzlerce fotoğrafından oluşuyor. National Geographic tarafından da desteklenen sergi, dört devasa ekrandan yansıtılıyor. Ekranların birleşmesiyle küre haline gelen fotoğraflar, ismine layık bir görsel şov sunuyor. Sergideki fotoğrafları farklı ve önemli kılan ise, özellikle savaş veya ayaklanma olan bölgelerdeki hayatı sansürsüz iletmesi. Ekrandan farklı şehirlerin sokakları geçtikçe kafanıza “bunlar gerçekten aynı dünyaya ait sokaklar mı?” diye bir soru giriyor. Diğer ziyaretçilere döndüğünüzde ise gözlerindeki bulutlardan hemen hemen aynı soruları sorduğunuzu fark ediyorsunuz.

FullSizeRender (6)

World Press Photo 2016 ise tamı tamına küresel bir görsel özet sunuyor ziyaretçilere. Dünyada 2016 yılında neler yaşandığını adım adım takip ediyorsunuz. Sergide; mültecilerden savaş bölgelerine, spor turnuvalarından yeni yavru vermiş şempanzelere, eriyen buzullardan eşcinsellerin yaşamına kadar hayatın her alanına yer verilmiş. Fakat özellikle mülteci kadın ve çocukların fotoğrafları o kadar net ve yorumsuz ki, çerçevenin yanında yer alan hikayeyi okumanıza bile gerek kalmıyor. Ölmüş kızının kanlı bedenini taşıyan bir baba, Afrika’dan kaçmaya çalışan bir tekneden düşen insanlar, küçük bir bebeğin öldürülmesini adım adım çizen yine küçük bir kızın fotoğrafını tüm çıplaklığı ve gerçekliğiyle karşınızda görünce sözlere pek de gerek kalmıyor zaten. Sanırım bu yüzden sergide herkes sessizce geziyor. İnsanların yüzlerinde acı var, hatta bazılarında gözyaşları. Dünyada olup biteni anlatıyor demiştim; demek ki yaşlı küre geçtiğimiz sene pek de iç açmayan şeyler yaşamış, hatta yaşıyor da. Sergide ziyaretçileri hafifçe gülümseten tek şeyin yavrularıyla birlikte gezen bir şempanze olmasına şaşmamak gerek. Umuyorum, World Press Photo 2017 ve sonrası daha mutluluk dolu hikayeler anlatır bizlere; eğer biz gazetecilere daha umutlu yaşantılar sunabilirsek.

Leave a Reply