Hepsi Maria ile başladı. O kim diye sorarsanız, 1927 yapımı Metropolis filminin kötü olduğu kadar da çekici robotu olarak beyaz perdede kendi türünün öncüsü Maria. Bir robotun illa ki bir cinsiyeti mi olmalı sorusu bir yana, dişi kimliğe sahip robotların değişmeyen bir özelliği var ki görmemek elde değil: Ya dünyayı yıkmaya çalışan savaş makinesinden hallice olan ya da insanlara kendi savaşlarında yardım ve yoldaşlık eden erkek robotların aksine, dişi robotlar öne çıktıkları filmlerde hem görsellikleriyle hem de içinde bırakıldıkları durumlarla erkek karakterlere hizmet eder hâldeler. Tek işleri güzel görünüp harika ev kadınları olmak olan Stepford kadınları (The Stepford Wives, 1975), muhteşem sarışın saçlarının tek teli bozulmadan bikinilerinden mermi saçan Fembotlar (Austin Powers, 1997), onu her durumdan kurtarabilecek yetenekleri olduğu hâlde sık sık yalnızca görüntüsünü kullanıp izleyiciyi eğlendiren T-X (Terminator 3: Rise of the Machines, 2003), asla bir bedene sahip olmasa da sesi ve varlığıyla yalnız adamın kurtarıcı aşkı rolünü üstlenen yapay zeka Samantha (Her, 2013) en çok akılda kalan örneklerden. Alex Garland’ın yönettiği 2015 yapımı Ex Machina ise, kadın karakterlerin görünüşlerine olan takıntıdan başka argümanlar yaratarak konuya yeni bir boyut kazandırıyor. (Ex Machina hakkında yayınlamış olduğumuz bir diğer yazı için tıklayın.)
Konuyu tartışmak için spoilerlarla dolu ufak bir özet geçmek gerekirse: Ex Machina, Caleb adındaki bir bilgisayar programlayıcısının, dünyanın en büyük internet şirketine sahip işvereni Nathan’ın yarattığı yapay zekâ sahibi robotu Ava’yı Tureng testinden geçirmesi için Nathan’ın insanlardan uzak evine çağrılmasıyla başlıyor. Ava’nın testi geçip bir insandan ayırt edilemeyecek bilince sahip olduğunu kanıtlaması sürecinde Ava ve Caleb arasında gelişen aşk ve karakterler arasında bir zeka savaşına dönüşen manipülasyon dolu adımlarla birlikte; zaten karmaşık olan yapay zeka teması, göze batmadan cinsiyetçilik teması üzerinde de durularak daha da karmaşıklaşıyor.
(Yazının geri kalan kısmında Ex Machina filmi hakkında büyük spoilerlar mevcuttur.)
Caleb’in filmin başından itibaren oynadığı duygusal olarak yaralı ama bir o kadar da duyarlı, Ava’nın kurtarıcısı ve ona dünyayı gösterecek adam rolü izleyiciyi kolayca yanıltabilecekse de, video oyunlarından ve anlamını çoktan yetirmiş masallardan kalma kurtarıcı iyi adam stereotipinin altındaki çatlakları filmin erken dakikalarında bile görmek mümkün. Caleb, bilinci olan (ve romantik ve cinsel bir biçimde ilgi duyduğu ve bu ilginin karşılığını aldığı) bir robotu öldürme fikrine sonuna kadar karşıyken, Nathan’ın sessiz hizmetçisi Kyoko’ya her türlü şiddeti uygulamasına gözünü bile kırpmıyor. Bu noktada Caleb’in gerçekten çevresindeki insanların iyiliğine mi çalıştığı, yoksa sadece romantik ilgilerine cevap alabileceği potansiyele sahip olan karşı cins üyelerine karşı mı nazik ve koruyu olduğu sorusunu sormamak, ve kendisine “İyi bir insan mısın,” sorusu sorulduğunda samimiyetle evet demesini sorgulamamak mümkün değil.
Karakterlerin niyetleri ve amaçları somutlaşmaya başlayınca anlaşıldığı üzere, Ava, Caleb’in internet geçmişi analiz edilerek bir kadında hoşlandığı özellikler baz alınarak programlanmış bir robot. Nathan’ın Ava’yı, Caleb’i âşık ve kurtarıcı rolü üstlenme vaatleriyle kandırarak başarıya ulaşabileceği daha büyük gizli bir test içine koyması ise hikayede bambaşka bir katman. Konu yapay zekanın varlığını ispatlamak gibi büyük, teknolojik, kompleks ve bilimsel bir amaç olduğu hâlde; bunu Ava’nın görünüşü ve Caleb üzerinde uyandırdığı tüm olumlu duygularla daha soyut bir tarafa çekmek, bunun için Ava’nın vücudunu yem gibi kullanmak, robotlar söz konusuyken kendine sorduğu sıradan etik soruların yanına yenilerini eklemeye itiyor izleyiciyi: Bir robot, sırf dişi olarak programlandığı için, zekasını kanıtlaması gerektiğinde ona sunulan tek seçenek olan cinsiyetini kullanma yolunu seçmek mi zorundadır? Eğer Ava, Caleb’in ilgi duyduğu kadın görüntüsünde yaratılmasaydı ve ona âşık olduğunu yineleyip durmasaydı, veya Ava kadın bir robot değil de Adam adında erkek bir robot, yani Caleb’in ilgi duymayacağı bir robot olsaydı; tüm bu teknolojik gelişmenin ve bilinci olan bir yaratımın dünyayla paylaşılmadan yok edilmesine engel olmak için Caleb kendini yine tehlikeye atar mıydı? Ava yerine HAL 9000 (2001: A Space Odyssey, 1968) veya TARS (Interstellar, 2014) olsaydı kendilerini nasıl ispat edecek, testi nasıl geçeceklerdi?
Yönetmen Garland bir röportajında “Cinsiyet bilincin bir parçası mı, zor bir soru. Ava’nın dişiliği yalnızca dış görünüşünde” diyerek insanların kadın ve erkek beyninin farklı olduğunu düşündüğünü ama durumun böyle olmadığını hatırlatıyor. Bilimkurgu filmler ne kadar fütüristik olursa olsun, kadın ve erkek karakterleri ve aralarındaki ilişkileri belli kalıplara uydurmakta ısrarcı olmamak konusunda hiçbir olumlu gelişme kaydetmiyor. Ex Machina’nın izleyicilerinin bir kısmını Ava’nın filmin sonunda Caleb’i (nereden baktığınıza göre hak ettiği veya etmediği şekilde) ölüme terk etmesine; Nathan’ın bilinçleri olduğunu, her şeyin tamamen farkında oldukları hâlde baskı altında kaldıklarını bildiği hâlde sürekli bir şekilde kendine yeni kadın robotlar üretmesinden daha fazla tepki göstermeleri, robotlara ve kadınlara bakış açımızdaki bir başka boşluğu gösteriyor. Dişi bir robotun, acısına pasif kalan insanları ölüme terk etmesiyle; bir adamın bilinçli varlıklar yaratıp onlara bilerek ve farkında olarak eziyet etmesi arasında etik bir seçim yapmak kolay olmayabilir ama çok da zor olmasa gerek.
Ava’nın, onu bir kadın (toplum içinde) ve ayrıca bir robot olarak (tutsak tutulduğu evde) baskı altında tutan sistemin bir parçası olan Caleb’i ölüme terk etmesi; beyaz perdede o ilk siyah beyaz kadın robotu gördüğümüz andan beri peşimizi bırakmayan çekici ve çekiciliğine dayanan dişi robot takıntısının intikamını alır mı bilinmez ama bizi en azından düşünmeye ittiği ve birkaç ciddi tartışma yarattığı inkâr edilemez. Ava’nın, onu “insan” olarak görmesi cinselliğe ve duygularına verilen karşılığa bağlı olan bir insanın içini görmesi ve özgürlüğe adım atarken dönüp arkasına bakmaması kimilerine göre benlik sahibi olduğunun kanıtıyken, kimilerine göre bir empati eksikliği ve onun yalnızca mantıkla çalışan bir makine olduğunu gösteriyor. Takdir sizin… Ama bunu değerlendirirken sinemadaki kadın robotların hepsini hatırlamayı ve Ava’nın zaferine birkaç saniye olsa da sevinmeyi seçebilirsiniz.
Resim kaynakları:
http://villains.wikia.com/wiki/T-X
https://tr.pinterest.com/pin/449585975279445325/
http://tiponautas.com/ex-machina/
http://www.cinemablend.com/new/Ex-Machina-Ending-Debate-Movie-3-Minutes-Too-Long-71101.html