Red Memories… Kırmızı Hatıralar… Ve yazarının ana dilinde Qırmızı Xatirələr… Henüz yirmi yaşında bir Azeri genci Ali Damirzade’nin yayınlanmış ikinci romanıdır. Ali Damirzade, Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nde son sınıf öğrencisi. 1997 yılında Bakü’de dünyaya gelmiş, ilk öğrenimini Azerbaycan’daki Rus Okulları’ndan birinde tamamlamıştır. On beş yaşındayken, uluslararası bir değişim programı ile Amerika’ya gitmiş ve lise eğitimine Red Mountain High School’da devam etmiştir. Bu süreçte, henüz bir lise öğrencisi iken, Arizona Üniversitesi’nde dersler almıştır. Yazma tutkusu, Azerbaycan’ın Gence şehrinde yaşadığı yıllarda, on üç yaşındaki bir ortaokul öğrencisiyken kendini göstermeye başlamıştır. Sözcük oyunları onu hep cezbetmiş, bu yüzden etrafında olan biteni, duygularını, düşüncelerini, somut ya da soyut her şeyi yazıyla ifade etmek istemiştir. Felsefeye de ilgi duymaya başlayınca, kendi dünya görüşünü anlatmak istediği “İnsan” isimli ilk yazısıyla, bu yola girmiştir. “Sevgi” kavramını sorgulamaya başladığı noktada, düşüncelerini durum hikâyesinden ziyade olay hikâyeleriyle anlatmaya karar vermiştir. Bu yazıyla 2015 yılında Rusça dilinde yayınlayacağı “The History of Life” isimli ilk romanının temelini atmıştır. Edebiyat dünyasına ve yayıncılık sektörüne dair hiçbir tecrübesi ve bilgisi olmamasına rağmen, henüz on sekiz yaşındayken, bir roman yazarı olma hayalini gerçekleştirmiş Ali. İngilizce dilinde yazdığı “Red Memories” ile birlikte edebiyat dünyasında koşar adım ilerlemekte…
Red Memories, 1918 Mart Olayları sırasında annesini ve babasını kaybedince yapayalnız kalan Azad isimli bir gencin yaşam mücadelesini konu ediniyor ve kitapta geçen olaylar Azad’ın gözünden aktarılıyor. Annesini ve babasını kaybettikten sonra giderek içine kapanan, sessizleşen, yalnızlaşan Azad’ın sıkıcı dünyası, Azerbaycan’ın Bakü şehrinde çalışmakta olduğu kafeye, bir gün yabancı bir müşterinin gelişiyle birlikte heyecan verici, sıradışı, bilinmezliklerle dolu bir hâle evriliyor. Benjamin Noah adında Amerikan Yahudi bir ressam, bu gelen kişi. 20. yüzyıl başlarında dünyada üretilen petrolün %50’sinden fazlası Bakü’den çıkarılıyordu. Bu durumun semerelerinden yararlanmak isteyen yüzlerce insan Bakü’ye göç ediyordu. Benjamin Noah da petrol işine girerek zengin olmanın hayaliyle buraya gelir. Fakat ilerleyen zaman içinde birtakım olaylar ve siyasi karışıklıklar sebebiyle bu hayalini gerçekleştirmede başarısızlığa uğrayacaktır. Azad’ı yakından tanıdıkça, onun keskin zekâsı, enerjisi, dürüstlüğü ve İngilizce’ye olan hakimiyeti Benjamin Noah’ı etkiler. Bunun üzerine Azad’ı yanına alıp, ona bu yola birlikte başlamayı teklif eder. İlk adımları, Benjamin’in tanıdıklarının yaşadığı, Azerbaycan’ın Gence şehrine gitmek olacaktır. Sıkıcı ve sıradan hayatından kurtulmak isteyen Azad, Gence yolculuğunda Benjamin’e eşlik eder. Aralarındaki ilişki de bu şekilde başlamış olur.
Gence şehrine vardıklarında yaşananlar, Azad’ın kafasında Benjamin ile ilgili şüphelerin oluşmasına sebep olur. Fakat Azad kısa bir süre sonra, “Tutu” adında güzel ve çekici bir dansçı kıza aşık olur. “Tutu”, onun sahne adıdır, gerçek adı güneş anlamına gelen “Şems”tir. Tutu’yu ilk kez, sürekli sahne aldığı “Cave” isimli barda dans ederken görür ve ondan çok etkilenir. Halkının çoğunu dinine aşırı bağlı, tutucu, muhafazakâr bir kesimin oluşturduğu Gence şehri için “Cave” müşterilerine, görece batıya ayak uydurulan, modern, global bir dünya ortamı sunan neredeyse tek mekândır. Bu sebeple, şehrin tutucu ortamından bunalan kesim için bir nevi tek sığınaktır. Tutu’nun öylesine yerel, tutucu bir ortamda alaşılmadık bir yaşam biçimine sahip olması, mesleği, özgür ruhu, cesareti ve açık görüşlülüğü, Azad’ı çok derinden etkiler. Tanışırlar ve zaman içinde birbirlerine açılıp, maceralar ve zorluklarla dolu fakat bir o kadar da derin ve romantik bir ilişki yaşamaya başlarlar. Ancak bu şiddetli romantizm rüzgârına rağmen, Azerbaycan’da siyasi durumun bozulması ve giderek daha kötü bir hâl alması ile birlikte, pek çok insanın hayatında olduğu gibi Tutu ve Azad’ın ilişkisi için de bazı kötü gelişmelerin yaşanması kaçınılmaz olur.
1920 yılında Bolşeviklerin Azerbaycan’a gelişiyle pek çok insanın hayatı alt üst olmuş, pek çoğu ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır. Kahramanlarımız da bu gelişmelerden nasiplerini alırlar. Tutu, Gence halkı tarafından Bolşeviklere casusluk etmekle suçlanır. Ve bir akşam, Cave’de dans ederken, bir grubun ateş açmasıyla çıkan yangında yanarak ölür. Romanın adının “Kırmızı Hatıralar” olmasının sebeplerinden biri de Tutu’nun ölüm sahnesidir. Adını aldığı güneş gibi parlayarak, kırmızı elbiseleri içinde, alevlerin arasında, bu hayatta yapmayı en çok sevdiği şeyi yaparken, dans ederken can verir. Ve sonsuza dek Azad’ın ilk aşkı, ilk öpücüğü olarak kalacaktır. Bu süreçte Benjamin, kendisi ve Azad için Azerbaycan üzerinden önce Tiflis’e, oradan İstanbul’a, ardından Londra’ya ve nihayetinde New York’a varışı içeren bir yolculuğun planını yapar. Azad, onunla gitmeyi kabul eder, zira artık kaybedecek hiçbir şeyi kalmamıştır.
Roman, Azerbaycan tarihindeki pek çok önemli olaydan izler taşımakta. Bunların en belirgini, ana karakter Azad’ın, ailesini 1918 yılındaki Mart Olayları sırasında kaybetmesi. O yıllarda Azerbaycan’ın başkenti Bakü, yeraltı ve yer üstü kaynakları bakımından tüm dünya ülkelerinin, özellikle de Rusya’nın dikkatini çekiyordu. Bolşevik İhtilali’nden sonra, Lenin’in Bakü petrolüne verdiği önemden dolayı, burayı Rusya’ya katmak istiyorlardı. Mart Olayları, bu amacı gerçekleştirmek için Ermenilerin de iş birliği ile binlerce masum insanın öldüğü olaylardır.
Ali Damirzade’ye göre, ilk romanını yayınladığında, insanlara ulaşma konusundaki en büyük engeli kitabın Rusça dilinde yazılmış olmasıdır. Bu yüzden bir sonraki eseri olan “Red Memories”i İngilizce yazmak istemiş. Böylelikle kendi ülkesini, tarihini, geçmişini, hayat felsefesini bir hikâyenin içinde eriterek; dünyanın her yerinden pek çok insana rahatlıkla ulaştırabilecek. 12 Eylül tarihinden itibaren dünya çapında satılmaya başlanan bu romanın; Azerbaycan tarihi, kültürü ve sosyal değerleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyen herkese bir kaynak olması; Ali Damirzade için büyük bir mutluluk ve motivasyon sebebi. Yine bu romanın içinde, Ali Damirzade’nin ilk İngilizce şiir çalışmalarından da örnekler görüyoruz. Yazarın en büyük arzularından biri de “Red Memories”in Türkçe baskısını çıkarmak. Genç arkadaşıma, doğru bildiği yolda hızla ve başarıyla ilerleyebileceği bir yazın hayatı diliyorum. Işığı hiç sönmesin…
Kaynakça:
http://haypedia.com/makale/Osmanl%C4%B1%20Tarihi/328c0fb3-f908-46c8-9c69-4417ceeda3bd.pdf