Bir yıl bir kez daha bitiyor. 2016 denen uzun ve zorlu yıl boyunca bana eşlik eden, yer yer keyif veren, yer yer hüzünlendiren albümler bunlardı. Yeni yıl yaklaşırken bu sene dinleme imkanına sahip olduğum albümlerin bir listesini yapmak aslında bu yılı gözden geçirmek anlamına da geliyordu, umarım sizlere de bu subjektif listemde bir şeyler hatırlatan albümler vardır. Keyifli dinlemeler. Keyifli okumalar.
Nicolas Jaar- Sirens
Sakin, melodik, atmosferik… Elektronik müzik yapımcısı Nicolas Jaar, öyle bir müzik icra ediyor ki, ne ondan başka yapabilen var ne de onun ne yaptığını anlayan. Beş şarkıdan oluşan bu işinde daha kolay dinlenebilir bir yere çekmiş şarkılarını; “ambient” esintileri de var, “minimal house” da, hatta belki ambient pop denebilir bunu için. Sonuç olarak akıcı ve yenilikçi bir albüm.
Pinhani – Kediköy
Pinhani’nin farklı şeyler denediği ama samimiyetinden ve şarkı sözü yazma kabiliyetinden bir şey kaybetmediği huzur verici bir albüm. Sözleri, nakaratları, farklı yapısı ve olgun tavrıyla akılda kalıcı ve etkileyici bir iş olmuş. Pinhani eski albümlerinde var olan akustik yapıyı korumuş. Her şarkısı iyi denemez belki ama şarkıların büyük çoğunluğu sıcak, olgun ve dinleyicinin içinde bir yerlere dokunmaya müsait.
Travis Scott -Birds in the Trap Sing McKnight
Travis Scott’ın ikinci stüdyo albümü hiç ama hiç hayal kırıklığına uğratmıyor. Yine kendine özgü prodüksiyonları ve emsalsiz vokalleri ile rap dünyasında kendi yerini belli etmeyi beceriyor. Müzikal anlamda çok ciddi bir kapasiteye sahip olduğunu düşündüğüm Travis Scott, melodik altyapılarını ve sağlam davullarını ilgi çekici vokal performanslarıyla birleştirmeyi iyi biliyor ve ortaya farklı bir albüm çıkmış oluyor.
Leonard Cohen- You Want It Darker
Leonard Cohen’in 14. stüdyo albümü, bir ömür boyu süren sorgunun bilinçli bir şekilde sonuçlandırıldığı, bozulmamış, dindarca hazırlanmış bir vasiyetname gibi. Hisli bir şiir seansı ya da vurucu bir film sahnesi gibi. Basit altyapılar üstüne karizmatik, derin, güçlü vokaller. Yer yer sertleşen melodiler ve onun üstünde taştan sözler.”Siz daha karanlık istediniz” diyor Cohen, ölmeden hemen önce bu albümünü adlandırırken. Evet, biz daha karanlık istedik…
Chance the Rapper – Coloring Book
Kesinlikle temiz, kalabalık ve büyük bir albüm. Gerek enstrümantal anlamda gerekse tematik olarak. Chance, açıkça önceki işlerinden daha iyisini ortaya koyuyor ve keyifli ve yenilikçi bir albümü dinleyiciye sunuyor. Konukları bol, prodüksiyonu sağlam ve ruhsal olarak derinlikli bir iş.
The Last Shadow Puppets-Everything You’ve Come to Expect
Arctic Monkeys’in Alex Turner’ı ve the Rascals’dan Miles Kane. İngiliz rock yıldızı havalarıyla bu iki isim egolarını pompalayacak yeni bir mecra arayışındalar sanırım. Tuhaftır, ikisinin de müzikal anlamda aşırı yetenekli olması sebebiyle sözleri arada bayıyor da olsa ortaya çıkan işi çok güzel olmuş. Yeni/yenilikçi mi? Sanmıyorum. Fakat dinamik, olgunlaşmanın eşiğinde, eğlenceli bir rock albümü.
Radiohead -A Moon Shaped Pool
Dokuzuncu stüdyo albümüyle Radiohead, daha kişisel ve ebedi bir aydınlanma şekli peşinde koşan, daha dingin, daha akıcı ve karamsarlıktan uzak hüzne yakın bir hale geldi. Grup, ilk zamanlarındaki muazzam boyutta yenilikçi ama varoluşsal bir öfkeden beslenen yanlarını bırakıp daha minimal arayışlar peşinde koşan bir albüme imza attı. Buna bir rock albümü ne kadar denebilir bilmiyorum. Akustik ve elektronik ögeler taşıyan bu sürükleyici albüm, tamamıyla karmaşıklaşmış ve müzikal anlamda ustalaşmış bir Radiohead’i temsil ediyor.
Drake – Views
Ne yalan söyleyeyim, ben bu albümü neden üst sıralara koydum bilmiyorum. Öyle aşırı beğendiğim bir albüm değil, fakat bir şekilde haftada bir kaç kez kendimi buradaki şarkıları dinlerken buluyorum. Albüm aslında iyiydi ben mi hakkını yedim, ya da dinledikçe mi alıştım bilmiyorum… Ama bu yıl için önemli bir albüm olduğunu söyleyebilirim. Detaylı incelemem için: http://gazetebilkent.com/2016/06/06/drakein-yeni-albumu-views-vasat-bir-toronto-manzarasi/
Adamlar- Rüyalarda Buruşmuşuz
Dingin, derli toplu güzel sözleriyle, güzel melodileriyle akıcı ve hikayeci bir albüm. Kesinlikle bu yıl dinlenilmesi gerekenlerden. Detaylı incelemem için: http://gazetebilkent.com/2016/11/06/adamlardan-sicak-sicak-ruyalarda-burusmusuz/
Kanye West – The Life of Pablo
Dürüst olmak gerekirse ilk dinleyişimden bu yana hislerimin oldukça değiştiği bir albüm oldu bu. Benim üzerimdeki etkisi zamanla büyüdü, onu zamanla sevdim. Kanye West’in diskografisinde oldukça kendine has bir yer edinen bu albüm onun belki de bir albümden fazlası olmayan tek albümü. Kendi kendini yapıp bozan ve tekrardan inşa eden bir albüm. Bazen komik bazen ruhani. Açıkcası beni 2016’da en çok etkileyen albüm bu oldu diyebilirim. Detaylı incelemem için: http://gazetebilkent.com/2016/03/10/iyi-de-hangi-pablo-kanye-westin-yeni-albumu-uzerine/