Ağlamak zayıflık mıdır yoksa insan olan ağlar mı?
Ağlamakla ilgili birbiriyle çelişen çelişmeyen yüzlerce söz vardır. Kimi ağlamanın insanlıktan geldiğini savunur, kimi ağlamanın zayıflık olduğunu. Acaba hangisi doğru diye günlerce düşündüğüm oldu ve kendimce cevaplar buldum, bilmem hak verir misiniz.
Doğduğumuzda ağladık neden zayıftık diye mi ya da buna ihtiyaç duyuyoruz diye mi? Hayır, sadece nefes alabilmek için ağladık. Biraz büyüdük altımıza yaptık, acıktık ve ağladık, zayıflıktan mı? Hayır, sadece bunları anlatabilmek için ağladık. Yani ilk ağlamalarımızın belki de hiçbiri duygusal değildi ama yaşayabilmek için ağladık, konuşamadığımız için ağladık. Gel gelelim benim fikrime; ağlamak zayıflık mı ya da insanlık mı? İkisi de değil ağlamak, bir alışkanlık. Ağlamak moraliniz bozulduğunda yaktığınız bir sigara ya da her akşam içtiğiniz bir kadeh şarap. Ağlıyoruz çünkü ağlamak istiyoruz açıkçası; kendimizi anlatamadığımız için, birinin bizi anlaması için ağlıyoruz, birinin bizim elimizi tutması için. Ağlamamız gerektiği için mi ağlıyoruz, ağlamak istediğimiz için mi gerçekten bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da ağlamanın bir alışkanlık olduğu. Ne zaman başımızda bir sorun olsa, üzülsek, birini kaybetsek ağlıyoruz yapacak bir şeyimiz olmadığı için ağlıyoruz.
Bir süre önce bir arkadaşımın babasının vefat ettiği haberini aldım. Yanına gittiğimde ailesi, çevresindeki herkes ağlıyordu ama o etrafındakileri teselli etmek, kardeşlerine ve annesine destek olmak için onların yanlarında adeta bir çınar ağacı gibi dimdik duruyordu. Bu arkadaşım babasını sevmiyor muydu ya da üzülmemiş miydi? Babası onun için bir şey ifade etmiyor muydu? Tabi ki hayır ama onun yapması gereken bir şey vardı; ağlamakla zaman kaybedemezdi, ailesine destek olması gerekiyordu. O ağlamıyordu ama konuşuyordu, ailesi ile konuşuyordu,, onlara destek çıkıyordu ağlamıyordu çünkü yapacak bir şeyler bulmuştu. Yani ağlamak yerine bir şeyler yapıyordu.
Ağlamak zayıflık değil belki ama ağlayınca zayıf hissediyoruz değil mi? Ağlamak yerine belki bir şeyler yapsak ya da farklı bir şekilde yaklaşsak her şey farklı olabilir. Biliyorum hayat herkese adil davranmıyor; kimi insanın yüzünden tebessüm eksilmezken, kimi insanın gözünden yaş eksik olmuyor. Ne yapmalı peki? Cevap gülmeli, evet ne olursa olsun belki kahkahalarla gülmeli; ağlayıp bir kenara çekilmek yerine ayakta durup savaşmalı belki de. Hani yatakta kitap okumayın derler ya, sebebi yataktayken kitap okursanız zamanla yatak uyku ilişkisinin, kitap uyku ilişkisine dönüşmesi ve her kitap okuduğunuzda uykunuzun gelmesidir. Peki, gelin bu ilişkiyi üzüntü ağlama yerine üzüntü gülme ilişkisi yapalım. En basitinden bu küçük adımı atalım. Hayat bize ne verirse versin gülüp geçelim. Belki de belli bir süre sonra ağlamayı unuturuz…