Nikolay Vasiliyeviç Gogol tarafından yazılan, Coşkun Tunçtan tarafından çevirilen ve Erdal Beşikçioğlu’nun tek kişilik peformansı ile şu an gösterimde olan “Bir Delinin Hatıra Defteri “ büyük bir beğeni topladı .Gogol’un 1842’de yazığı “Bir Delinin Hatıra Defteri” tek kişilik ve tek perdelik harika bir oyun. Oyun “Bir delinin değil, adım adım deliliğe giden, yaşadığı gerçeklerle baş edemeyen bir adamın hatıra defteri” diye betimleniyor.
Sıradan bir devlet memuru olarak karşımıza çıkan Erdal Beşikçioğlu yani Aksentin İvanoviç Poprişçin bu sıradanlığı yüzünden sürekli aşağılanan ve alay edilen bir karakterdir. Günün birinde ekonomik sınıflanma açısından kendisinden bir hayli yüksek derecedeki bir kızdan hoşlanması ve kızın da karşılık vereceğini sanmasıyla hikaye şekillenmeye başlar. Fakat hayalleri kızın bir asilzade ile evlenmek üzere olduğunu öğrenince yıkılır. Bundan sonraki hayalleri; kendisinin de tıpkı kızın evleneceği soylu gibi bir asilzade, hatta belki de bir kral olmaya yöneliktir. Günün birinde Poprişçin kendisini “İspanya Kralı” olarak bir akıl hastanesinde bulur…
Oyunun başında Erdal Beşikçioğlu’nu bir vincin ucunda asılı olarak duran bir kafeste görüyoruz. Derken efektler giriyor ve bir delinin kafasının içindeki o anlaşılmaz ve karmaşık sözler adeta bizi izleyeceğimiz drama hazırlıyor. Sisler arasında Erdal Beşikçioğlu’nu ilk gördüğümüzde adeta sokakta yaşayan bir insanın alınıp oraya koyulduğunu sanıyoruz. O kadar gerçekçi ve inandırıcı ki, bir başka sahnelenme esnasında, oyunun başında bir izleyici çıkıp “-Nereden buldunuz bu sokak serserisini ? Koskoca Devlet Tiyatrosunun bu rolü oynayacak hiç mi oyuncusu yok ?” demiş ve parasının iadesini talep etmiş; yani oyuncumuz kendini rolüne o kadar kaptırmış ki görenler onu gerçekten deli zannediyor. Oyunun başında gerek ağzından akan salyalardan ve yanısıra, alnından ve ensesinden akan terlerden adeta bir oyun değil de gerçek bir delinin dramını izliyorsunuz.
Erdal Beşikçioğlu seyircilerin üstünde, en fazla iki yada üç kişinin girebileceği bir vincin ucundaki kafeste bile oyunculuğunu o denli güzel yapıyor ki, Gogol ve öyküsünü arka planda bırakıp tamamen rol üzerine kurulu bambaşka bir dünya sergiliyor. Erdal Beşikçioğlu’nun bize tiyatroda öğrettiği fevkalade oyunculuk ve yorum, bazen hikayenin bile önüne geçebiliyor.
“Bir Delinin Hatıra Defteri” oyunu Ankara Devlet Tiyatrosu’nun adeta yüz akı oyunlarından biri. Bir oyuncunun, küçük bir kafes içinde, neredeyse bir futbol maçı süresi boyunca tek başına sergilediği oyun; Erdal Beşikçioğlu’nu yanlızca bir metreden seyretmenin hazzını bize yaşatıyor. Oyunculuğun ve dekorun gerçekten ön planda olduğu bu oyun hayatınızda yaşamadığınız bir tecrübe yaşatacak.
Şimdiden İyi Seyirler…