İnsan insan için kutsaldır. –Seneca

İnsan insanın kurdudur. –Thomas Hobbes

Gazeteleri okudunuz mu bayım? Evet, ben de gördüm ölüm cezasından bahsettiklerini. Haklılar mı? Bayım neler diyorsunuz siz öyle? Ölümden bahsediyoruz dikkat edersiniz. Ölüm, yaşam hakkına karşıdır bilirsiniz. Size burada hiç ‘yaşam kutsaldır’ gibi sürekli söylenegelen laflar söylemeyeceğim. Çünkü bahsettiğimiz şey yaşam bayım. Yaşamak… Gökyüzünün mavisi, rüzgârın tatlı esintisi, eve gelen babanın boynuna sıkıca sarılmak, merdiven çıkarken söylenmek, geç gelen otobüse kızmak, havlayan köpekten korkmak ve hasret kalmaktır yaşamak. Görebilir misiniz toprağın altından gökyüzünü? Ciğerleriniz yanarcasına oksijeni içinize çekebilir misiniz? Nedendir bu nefret, Ankara’da herkesin solumasına yetecek kadar hava yok mu? Taşıtlardan çıkan egzoz beyinlerimizi mi kararttı, yoksa filtrelenmemiş fabrika dumanları mı bizi bu kadar kör etti?

stop-the-execution1

Evet, bayım kör olduk. Birinin hayatı hakkında karar vermek çok sıradanmış gibi davranıyoruz. İşe geç kalma telaşı içindeyken, başkaları için ölüm emri veriyoruz. Adaletin ayrıntıda gizli olduğunu fark edemiyoruz. 12 Öfkeli Adam gibiyiz.  Kendi sesimizi değil baskın olan sesi dinliyoruz. Biliyor musunuz Beccaria da söylemiş bunu. Kendisi ölüm cezasına karşı çıkan ilk düşünürdür ayrıca. Diyor ki kitabında “insanlara aklın dili her zaman kuşkulu görünmüş ama otoritenin dili her zaman etkili olmuştur.”[1] Katılmıyor musunuz bayım? Yasalar mı dediniz? Hangi yasalar? Gökyüzünün ardındaki altın renginde olanlar mı? Fark ettiniz mi, yeryüzündeki yasalar grimsi ve sönük ışıklar saçıyor. Evet, bayım yasalar sizi korumuyor. O yüzden koruyorlar ya yasaları. Ne demiş Kafka, “ayrıcalıklı kişilerin yasalar karşısında kendilerini bağışlatmak için omuzlarında hissettiği kaygılar, aslında ayrıcalıklı kişilerin ayrıcalıklı yasalarını koruyabilme kaygılarıdır.”[2]

4323801490_eb2dd38a22_o

Hugo’yu bilir misiniz bayım? Evet, Jean-Valjean’ın yaratıcısıdır. Ama siz Jean-Valjean’ı tanıyamamışsınız bayım. İnsana değer verir o. İnsana, insan olduğu için değer verir. Hugo çok güzel anlatır ölüm cezasının kaldırılması gerektiğini Bir İdam Mahkûmunun Son Günü’nde. Size bir şey söyleyeyim mi? Bu kitabı başyapıt yapan ön sözüdür. Öyle cevherler barındırır ki, kitabı okumaya devam etmek istemez, o sayfalarda zamanı durdurmak istersiniz.  O ön sözde ölüme mahkûm edilmiş bir insanın iki türlü olabileceğini söyler Hugo. Bu dünyada kimsesi olmayan, eğitim alamamış, bahtsız bir insan olabilir mahkûm. Ve sorar: bu insanı toplumdan dışlandığınız için, onu sokaklarda sürünmeye mecbur bıraktığınız için mi suçluyorsunuz? Ya da diğer bir ihtimal; ailesi vardır mahkûmun. Peki, mahkûmla beraber ailesini de öldürmüş olmuyor musunuz? “Ve babalarını (…) ellerinden aldığınız o küçük erkek ve kız çocuklarını içiniz ürpermeden düşünebiliyor musunuz?”[3]

leaving-them-for-the-birds

Hugo ölüm cezasının gerekçelerini de çürütür bu ön sözde. Toplumdan uzaklaştırma gerekçesine demir parmaklıklar sağlam yapılırsa sorun kalmayacağını söyleyerek cevap verir. Toplumun intikamının alınması gerektiği gerekçesine, intikamın bireyselliği yanıt verir. Ona göre böyle alçak bir duygu topluma yakışmaz. Ve en önemlisi, topluma örnek teşkil etmesi gerekçesine karşılık olarak da infazların halkın tüm duyarlılığını ve erdemin yok ettiğini söyler. Bunlar doğrudur bayım. Devrimlere bakınız, idamlar halkın eğlencesidir. Ama tüm bu gerekçelerin ötesinde bayım, adalet ve vicdan var. Adaletiniz vicdanınıza koyun bayım ve toplumun yüzüne sıçrayan kanın alnınıza değmesine izin vermeyin. Discite justitiam moniti.[4]

 

[Yazar bu yazdıklarıyla] kendilerini adil sananları acınacak hâle düşürürse mutlu olacaktır!

Hâkimin ruhunun derinliklerine inip bazen orada bir insanla karşılaşırsa mutlu olacaktır![5]

 

Kaynaklar:

[1] Cesare Beccaria, Suçlar ve Cezalar Hakkında (İmge Kitabevi: Ankara, 2016), s. 137.

[2] Franz Kafka, Mavi Oktav Defterleri (Bordo Siyah Yayınevi: İstanbul, 2003), s.52

[3] Victor Hugo, Bir İdam Mahkûmunun Son Günü (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2016), s.xxiv.

[4] Adaleti öğrenin. Hugo, Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, s.xxi.

[5] Hugo, Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, s. vi.

 

Görsel kaynakları:

http://www.aymoli.com/wp-content/uploads/2015/03/047ad9dbf8adfc7c01184ed62089c9c9.jpg

http://www.newsgram.com/wp-content/uploads/2015/08/4323801490_eb2dd38a22_o.jpg

http://blog.amnestyusa.org/wp-content/uploads/2011/12/stop-the-execution1.jpg

https://madubesbrainpot.files.wordpress.com/2011/09/leaving-them-for-the-birds.jpg

Leave a Reply