Güncel sinemanın büyük bir takipçisi olmasanız bile, “Bir Yıldız Doğuyor” filminin çılgın tanıtım rüzgarına denk gelmemiş olma olasılığınız muhtemelen sıfıra yakındır. Başrollerini Bradley Cooper ve Lady Gaga’nın paylaştığı film ülkemizde de geçtiğimiz cuma vizyona girdi. Popülaritesi Amerika’dan başlayarak dünyanın geri kalanını etkisi altına alan ve unutulmazlar arasında kendine yer edinen 1976 yapımı filmin 2018 yılına, özellikle de çok merak uyandıran bir kadroyla, tekrar uyarlanacak olması doğal olarak büyük ses getirdi. Filmin bu kadar beklenen bir yapım olmasında iki durumun etkisi olduğunu düşünüyorum. Birincisi, filmin ilk versiyonunu izleyen ve beğenen orta- üst yaş grubunun, yeni uyarlamayı merak etmesi ve nostaljik duygular içine girmesi. İkincisi ise, Lady Gaga’nın müzik ve tarz anlamında etkisi altına aldığı daha genç grup izleyicileri beyaz perdeye çekmesi.
Lady Gaga’nın ilk başrolünde nasıl bir oyunculuk sergileyeceği herkes için bir merak konusuydu. Bana kalırsa Gaga, bazı sahnelerde inandırıcılık sorunu yaşasa da, filmin genelinde müzik tutkusuyla hareket eden, saf ve cesur Ally karakterini başarıyla yansıtmış. Müzik performanslarında da kendini aştığını ve ekranda Lady Gaga’dan çok farklı birini izliyormuşuz duygusunu verdiğini belirtmeliyim. Şarkı sözlerinin yazarlığına da katkı sağlayan Gaga, filmin bir parçası olmaktan aldığı mutluluğu her alanda göstermiş. Yine de, şarkıcının gerçek imajını andırmaması adına, Ally tanındıktan sonra yaratılan imaj değişikliğini ne yazık ki başarısız ve demode bulduğumu da söylemem gerek.
Genel konu itibarıyla “Bir Yıldız Doğuyor” aslında birçok filmden aşina olduğumuz bir konuya sahip. Küçük bir barda şarkı söyleyerek ve garsonluk yaparak günlerini geçiren Ally’nin ünlü bir yıldız olan Jack tarafından keşfedilmesini ve tutkulu bir aşka dönüşmesini izliyoruz. Ally’nin parlayan bir yıldıza dönüşürken Jack’in kariyerinin yokuş aşağı gitmesiyle değişen dengeler ise filmin dram dozunu yükseltiyor ve izlerken tahmin etmekte zorlanmayacağınız klasik bir son ile nokta koyuyor.
Filmdeki en başarılı düetlerden “Shallow”, birçok müzik listesinin de üst sıralarında yer alıyor.
136 dakika süren filmin ilk yarısı hızlı ve gereksiz zorlamalar olmadan keyifli bir seyir sunsa da ikinci yarıda ne yazık ki tempo düşüyor ve gereğinden fazla uzun sahnelerle konu akışında bir kopukluk yaratıyor. Finalin beklenen şekilde ilerlemesi ve birçok filmde aşina olduğumuz bir final sahnesi ile son bulması kolaya kaçılmış izlenimi veriyor. Buna rağmen senaryo ile paralel ilerleyen müzik performanslarını ve şarkı seçimlerini çok başarılı bulduğumu belirtmeliyim. Bradley Cooper’ın ilk yönetmenlik deneyimini gerçekleştirdiği filmde eleştiri oklarına hedef olacak gibi görünse de oyunculuk performansı tüm film boyunca mükemmel seyrediyor ve bu performanstan etkilenmemek gerçekten olanaksız. Müzik listelerinde ve ödül törenlerinde bu yıl adına sıklıkla rastlayacağımız “Bir Yıldız Doğuyor”, hem klasikleşen bir senaryonun yeni şarkılarla uyarlanışını görmek hem de güzel bir film yapma inancıyla çalışan oyuncularının heyecanını paylaşmak için bir şans vermeye değer. Hala vizyondayken kaçırmayın derim.
Kaynak:
https://www.imdb.com/title/tt1517451/?ref_=tt_urv
Görsel Kaynaklar:
Kapak: Warner Bros
Fotoğraf 1: Jacopo Raule/FilmMagic