Kısa Filme Hollywoodvari Bir Dokunuş: PROXiMITY

PROXiMITY, Ryan Conolly’nin 2013 yılında ortaya çıkardığı bir kısa film. Aksiyon, gerilim başlığı altında incelenebilir ve süresi on bir dakika. Kısa filmden çok bir filmin fragmanıymış gibi hissettiriyor. Fakat öyküyü kendileri tamamlamayı seven izleyiciler için güzel bir seçenek olabilir ki böyle bir durumu çoğu kısa filmde görürüz ama PROXiMITY’nin daha çok ön izleme tarafına çekilebileceğini düşünüyorum.

Kısa filmler, diğerlerine göre daha az kazanç kaygısı taşır. Önemli olan sanat yapmaktır ve genellersek sinema politiklerine çok girmezler. İzlerken insana zorlama gelmez. “Şunu da şu duruma hizmet etmek için yapmışlar, başka bir politik açıdan doğru olmaya çaba gösteren bir film daha.” Dedirtmezler. Kısaca Hollywood filmi izliyormuş gibi hissettirmez fakat PROXiMITY bu duyguyu insana işliyor. Bu da konusundan ötürü: Açlık Oyunları gibi bir başka hastalıklı oyunun içinde hayatta kalma mücadelesi. Dedim ya çok orijinal değil. Bir grup insan böyle bir oyunun içine atılıyor ve ayak bileklerine metal bileklikler bağlanıyor. Gruptan ikişerli olarak insanların birbirlerine yakın mesafede kalmaları gerekiyor ki metal cihazlar patlamasın. Patlarlarsa da insanlar etkisiz hale geliyor ve bu durumu bekleyen oyunun iki avcısının merhametine kalmış oluyorlar. Hikâyenin kalanı biraz tahmin edilebilir bir şekilde ilerlese de filmde asıl dikkatimi çeken nokta hikâyesi olmadı zaten. On bir dakika boyunca insanın hayatta kalmak için neler yapabileceğini, korkuyla karşılaşınca veya çaresiz kalınca nasıl vahşi yöntemlere başvurabileceğini sergiliyor film.

Bence genelinde seyirciyi tedirgin etmek istenilmiş fakat buna çok ulaşılabildiğini söyleyemem. Seçilen mekân tanıdık, renk kontrastı yoğun değil. Aksiyon bir vahşet içerse de çekim tarzı ya da diğer unsurlar bunu desteklemiyor sanki. Fakat bu durum da filme o kısa filmlere özgü doğallığı aşılıyor. Ne açıdan bakıldığına göre değerlendirilebilecek bir mesele.

Çekimleri, oyunculuk ve düzenlemesi oldukça profesyonel gözüküyor. Ağızda yapay bir tat bırakmıyor ve rahatsız etmiyor. Bu da filmin akıcılığına puan kazandırıyor aslında ve yarıda bırakma hissi doğurtmuyor. Diyalog çok az ve hatta ona da gerek yok. Çünkü seyirci zaten olayın konseptini kavramış oluyor ama hikâyenin devamlılığı için gerekli.

Sinemada zorlama olmayıp da seyirciyi istenilen yöne yönlendirebilen bir yapıt bulmak zor. Bence eserlerin de nihai amacı bu oluyor fakat PROXiMITY’nin bu özelliğe sahip olduğunu söyleyemeyeceğim. Yine de keyifli bir on bir dakika geçirmek için izlenilebilir. Kısa filmler arasında iyilerden biri ve kısa film izlemeye başlamak isteyenler için güzel bir nokta.

Kaynaklar

https://www.imdb.com/title/tt3389706/

Görsel Kaynaklar

https://www.slashfilm.com/short-film-proximity-is-an-effective-riff-on-a-classic-story-concept/

Leave a Reply