Karantina döneminde en verimli şekilde gerçekleştirdiğim “Do It Yourself” projesi evimdeki koltuğumun konforu eşliğinde çeşitli tiyatro ve müzikalleri online izlemek oldu. İnternetten yayınlanan tiyatrolar ve müzikaller, sanatseverlere yepyeni bir dünyanın kapısını açtı. Bu sayede birbirinden güzel oyunlar, dünyanın dört bir yanından izleyicilere ulaşma fırsatı buldu. Online tiyatro yayınında en önde gelen tiyatro, Londra’da bulunan National Theatre oldu.
Bu tiyatro, sezon boyunca her hafta yeni bir oyunun gösterimini yaptı ve oyunlar yüklendiklerinde bir hafta boyunca izleyicilerin erişimine açık olacak şekilde yayınlandı. Bu sayede oyunlar binlerce izleyiciye ulaştı ve tiyatro bağış topladı. Benzer şekilde okulumuz Bilkent Tiyatro bölümü de bazı oyunlarının Youtube üzerinden gösterimi gerçekleştirdi.
Şu anda tiyatro sezonu bitmiş olsa da halâ internetten izleyebileceğiniz oyunlar ve müzikaller bulunmakta! Bu müzikallerden biri de Lincoln Center’dan Carousel. Ünlü müzikal ikilisi Rodgers ve Hammerstein’ın 1945 yapımı müzikal, bir karnaval fırıncısı Billy Bigelow ve değirmenci Julie Jordan’ın aşık olup işlerini kaybetmesiyle başlar. Birbirini takip eden şanssızlıklar sonucu Billy hayatını kaybeder. Ancak 15 yıl sonra dünyaya bir günlüğüne dönme şansına erişir ve olaylar gelişir. İlgisini çeken okuyucularımız, müzikali 8 Eylül’e kadar aşağıdaki videodan görüntüleyebilirler.
Gelelim evden izlenebilecek en popüler yapımlardan biri olan Hamilton’a. Bu müzikal konusunda daha çok bilgi almak için önceki yazımızı inceleyebilirsiniz. Disney Plus uygulaması sayesinde izleyicilerle bilgisayar ve televizyon ekranlarında buluşan Hamilton, dünya çapında büyük bir ilgi gördü. 2015 yılında Broadway’e gelen bu müzikal hem kendine yeni bir izleyici kitlesi edindi hem de eski hayranlarını çok mutlu etti. Beş yıl boyunca müzikalin cast album’ünü dinlemekle yetinen uluslararası izleyiciler, yıllar sonra aynı eseri çok farklı bir şekilde deneyimleme fırsatı buldu. Ben de bu müzikali hem canlı olarak, hem de bu sene yayınlanan kaydından izleyebildiğim için bir karşılaştırma yapmak istedim.
Öncelikle Hamilton, “sung-through”, yani tamamen şarkılardan oluşan ve rap ağırlıklı bir müzikal. Bundan dolayı eğer daha önce pek çok hayranın yaptığı gibi, cast album’den bütün şarkıların sözlerini ezberlemediyseniz ve İngilizce ana diliniz değilse, müzikali takip etmesi bir hayli zor. Yıllardır bu şarkılara aşina olmama rağmen, müzikali canlı izlerken olay örgüsüne çok da hakim olmadığımı altyazılı kaydı izleyince fark ettim. Hamilton’ın en çekici yanlarından biri zekice yazılmış sözleri olduğu için, oyunu canlı izlerken bu emeği takdir edememek benim için eksiklik oldu. Bu açıdan kayıt izlemek çok büyük bir avantaj sağlıyor. Aynı zamanda oyun canlı izlendiğinde, oyunculara yakın bir bilet bulmak zor olabiliyor. Ben de bir hayli uzaktan izlediğim için izlerken oyunculukları yeterince gözlemleyememenin eksikliğini hissettim. Fakat evden izlerken oyuncuları görememe veya önünüzdeki koltuğa sizden daha uzun boylu bir sanatseverin oturma ihtimali yok! Bu yüzden Hamilton’ın profesyonel kaydı yakın çekimleriyle de oldukça hoşuma gitti.
Öte yandan, canlı izlemenin en güzel yanının tiyatro ambiyansı olduğunu söylemeliyim. Sadece tiyatro oyunu izlemek amaçlı kalmayıp tamamen bir sosyal etkinliğe dönüşmüş “tiyatroya gitme” deneyimi bence kesinlikle paha biçilemez. Aynı zamanda canlı performanslarda yüzlerce kez alınmış provalarla mükemmelleştirilmiş dans, oyunculuk ve şarkı söyleme tekniklerine; harika dekor ve ışık kullanımlarına ve tiyatronun diğer pek çok etmenine canlı bir şekilde tanıklık etmek, seyircide çok daha etkileyici bir his bırakıyor.
Bu yüzden ben fırsat buldukça her iki deneyime de şans verme taraftarıyım.
Siz hangi deneyimi tercih ediyorsunuz?