Bir Hayalin Gerçekleşmesi: Anthony Hopkins ve Vals

Aslında bu yazımın konusu bir iki ay önce okuduğum bir kitap olacaktı ama, fikrimi değiştiren bir şey oldu. Günlerdir ülke gündemi nedeniyle sıkıntı, mutsuz günler geçirenlerden biri de benim. O nedenle kültür sanata dair yazacak yeni bir şeyim pek yoktu. Bu sabah bilgisayarımı açıp haberleri okuduktan sonra da internette kaldım bir süre ve yazacak bir şey buldum. Anthony Hopkins, Andre Rieu ve vals!

Birkaç gün önce internette Anthony Hopkins ile ilgili bir video yayıldı. Kendisi, malumunuz, yılların usta oyuncusu, sayısız filmle insanların aklına kazınmış, başarısı herkes tarafından kabul edilen bir isim. Ben çok filmini izlemedim onun açıkçası ama artık ona hayran olmam için bir neden var! Hopkins, meğerse eskiden, oyunculuğa henüz başlamadığı o çok genç zamanlarında müzik alanındaymış. Elliyi aşkın yıl önce bir parça yazmış, bir vals ama hiçbir zaman çalınmamış bir orkestra tarafından. Bunun nedeni, o dönemde tecrübesiz ve dolayısıyla kendine güvensiz olmasıymış Hopkins’in. Korkusu yıllar içerisinde geçmiş ve bir gün efsane keman sanatçısı ve orkestra şefi Andre Rieu’yu izlemiş. Tanımayanlar için Rieu, herkesin beraber çalışmak istediği ama çok azının bu şansa eriştiği bir isimdir, genelde Strauss dışındaki bestecilerin valslerini çalmaz. Anthony Hopkins onu izlediğinde “Bir gün benim valsimi çalacak olan kişi işte bu olmalı.” demiş. Rieu’ya telefon açmış ve notaları ona göndermiş. Gerisi ise çorap söküğü gibi geliyor. Rieu valse bayılıyor ve orkestrası ile birlikte yüzlerce kişinin seyirciliğinde sunuyor, Anthony Hopkins mutluluk ve heyecan içerisinde dinliyor. 19 yaşında kurduğu hayal sonunda müthiş bir şekilde gerçek oluyor.

hopki

Bu videoyu sevmemin üç sebebi var. Birincisi, eser mükemmel… Eserleri başyapıt sayılan yüzyıllar önce yaşamış klasik bestecilerle rahatlıkla yarışır nitelikte. Keşfettiğim için çok mutluyum. Olağanüstü bir duygu yoğunluğuna sahip; hem romantik, hem dinamik; hem duygusal, hem umut verici… Mükemmel bir armonisi var. Sizi kesinlikle silkip ayağa kaldırarak o umudu, coşkuyu içinizde yaşatıyor. Keza, “Life must go on” fikri üzerine kurulduğu belirtilmiş. Beğeneceğinize ve dinledikten sonra kendinizi daha iyi hissettireceğine garanti veriyorum. Zaten bu nedenle paylaşıyorum izlemeyenler için.

İkincisi, Hopkins’in tavırları… İnsanın hayali için nasıl onca yıl beklediğini ve onu yaşayınca nasıl sevinebileceğini yüzünden okuyabilirsiniz videoyu izlerken. O kadar mutlu oluyor ki, sizin de yüzünüzde bir tebessüm oluşuyor. Yarattığı eser ve inancı sayesinde fazlasıyla hak edilmiş bir mutluluk. Size de ilham verecek.

andr-rieu-1273843296-article-0

Üçüncüsü, valsi genel anlamda çok ama çok seviyor olmam… Vals besteleri dinlemek beni her zaman çok ama çok neşelendirmiştir. O yüzden bende yeri başkadır. Dans becerisi olmayan bir insan olarak keşke yeteneğim olsaydı da yapabilseydim dediğim bir şey vals dansı. Gazeteye de her zaman vals ile ilgili bir yazı yazmak istemiştim, demek ki bu şekilde olacakmış, ne güzel!

Konsere dönecek olursak, üç yıl önce gerçekleşmiş araştırdığım kadarıyla ama ne hikmetse bizde bugün popüler oldu internette. Ayrıca belirtmeliyim ki “Anthony Hopkins’in ilk dinleyişi” olarak paylaşılan video aslında ilk değil, muhtemelen ikinci izleyişini içeren bir video. Ben burada ilk izleyişinin videosunu koyuyorum ki tepkisini rahatça görün. Rieu daha sonraki konserlerinde de Hopkins’in de gelişiyle eseri orkestrasıyla çalmış, hatta bu eseri içeren albümü ile Brit Ödülleri’ni bile kazanmış.

brit

Valsin adını söylemediğimi fark ettim, “And the Waltz Go On” parçanın adı. Adı bile hoş… Bu parça, gün biterken gecenizi ve kim bilir kaç gününüzü daha güzelleştirecek ileride… En iyisi ben artık susayım ve siz hemen izleyin.

Son bir not, videonun başlarını izlerken söylediklerimin çoğunu Rieu’nun anlattıklarını göreceksiniz. Eğer dinlemek istemezseniz, ilk dört dakikayı atlayabilirsiniz ama hikâyeyi bir de ondan dinleyin derim ben.

Leave a Reply

7 comments

  1. Ece

    Teşekkürler bu yazı için, kalemine sağlık. Sürekli izlemekten ve dinlemekten kendimi alamıyorum. Çok etkileyici gerçekten, özellikle Hopkins’in tavırları..

  2. Aşır Akgül

    Ofiste sıkıntılı bir halde çalışırken, sakinleşmek için Radyo Voyage dinliyordum. Bir anda müziğin içinde buldum kendimi, bir anda içinde bulunduğum sıkıntıdan kurtulmuş gibi oldum. Kim çalıyor kim bestelemiş derken buldum ve sıkılmadan dinliyorum. Harika bir duygu gerçekten…..

  3. Gökçe Kuralay

    Bu videoda umut var, özlem var.. Yılların özlemi. Gencecik bir besteciyken kurulan hayaller gözümün önüne geldi. Valsin adı ile geçirdiği öykü birbiriyle çok uyumlu. Aynen isminde olduğu gibi And the Waltz Goes On! Sizin de dediğiniz gibi Life goes on. Hayat farklı yönlere savuruyor insanı Anthony Hopkins olsanız bile ama umudu kaybetmeyince görüyoruz ki 50 yıl sonra bile olsa o ses yankılanıyor kulaklarınızda. Her şey bitti dediğinizde bile hayalinizden daha mükemmel gerçekleşebiliyormuş demek ki. Şarkı hikayesiyle ve melodisiyle kendini çok güzel açıklıyor.

  4. Sona Küçükyan

    Hayatta bunca güzellik varken, dünyayı birbirimize zindan ediyoruz, yazık! Tüm estetik duyguları harekete geçiren bir video. Her izleyişimde coşkudan gözlerim yaşarıyor. Kendi hayalim gerçekleşmiş kadar mutluluk doluyor iç,ime. Hopkins’e, Rieu’ye, izlememize vesile olan herkese teşekkürler…

  5. Aygen Ecevit

    Güzel yorumlarınızın hepsine katılıyorum. Dinlemenize vesile olduysam ne mutlu bana.

  6. Gamze

    Epey gec okumusum yazinizi ama cok etkilendigimi belirtmeden gecemeyecegim. Cok buyuk keyif aldim.

  7. Aygen Ecevit

    Merhaba, besteyi ben de hala zaman zaman dinliyor ve etkileniyorum. Sevindim sizin de sevmenize. Sevgiler.