Başkent Ankara’daki doğa katliamlarının ardı arkası kesilmek bilmiyor, önce Atatürk Orman Çiftliği’ndeki geniş yeşil alanların ve botanik bahçesinin katliamı, o bölgede yapım aşamasında olan sözde Başkanlık Konutu ve ulaşımı için kesilen ağaçlar, yine şehrin sayılı akciğerlerinden olan Seğmenler Parkı’na yapılması planlanan Meclis Başkanlığı Konutu inşaatı ve şehrin bir çok yerinde kentsel dönüşüm uygulamalarıyla tahrip edilen doğa, yani bitmeyen bir saldırı…
Vandalizmin sözlük anlamı şu: Bilerek ve isteyerek kişiye/kamuya ait bir mala ya da ürüne zarar verme eylemi. Çeşitli vandalizm alanları var. Örneğin Çevre Vandalizmi, çevrecilerin kırılgan ekosistemin korkunç veya apaçık yıkımını ve özellikle çevre koruma yasalarının çiğnenmesini açıklamak için kullandıkları bir deyim. Önceden belirlenmiş koruma altındaki alanlara yapılan yasal olmayan saldırılara çevre vandalizm deniyor, tıpkı Ankara’da yaşananlar gibi.
Bu arada duyduk ki, Ankara’nın Büyükşehir Belediye Başkanı GEZİ eylemleri süresince tahrip edilen kamu mallarına yapılan zararı ortaya çıkarmak için Ak köprü Metro İstasyonu açık sahasına bir Vandalizm Müzesi açacakmış, Büyükşehir Belediye Meclisi’nden de bu karar çıkmış. Bu müzede GEZİ eylemleri süresince zarar gören kamu malları sergilenecekmiş, kamu binalarının kırık camları, yakılan belediye otobüsleri, eylemcilerin attığı taşlar vb.
Demek ki Belediye Başkanı, GEZİ eylemcilerini hiç anlamamış, oysa onlar tam da çevre vandalizmine karşı eylem yaptılar. Vandallık ne demek, yeterince farkındaydılar, en bilindik kamu malı tabiattır, o herkesindir ve tahrip edilemez. Sayın Gökçek, kamu mallarını sadece kendinin, ailesinin ya da ait olduğu siyasi partinin reklamlarını yaptığı billboardlar ve panolar zannediyor herhalde?
Yazan: Zeynep Talu