Hepimiz son iki haftadır devam etmekte olan Gezi Parkı protestolarını ve polisin göstericilere şiddet uygulamasını şaşkınla ve üzüntüyle izlemekteyiz. Gezi Parkı protestocuların amacı sadece doğayı, ağacı korumak değil aynı zamanda demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını protesto etmekti. İnsanlar sosyal medya aracılığıyla Gezi Parkı olaylarından haberdar olmuşlardır.
Hatırlarsınız 31 Mayıs Cuma günü polis sabaha karşı Gezi Parkı’nda oturan eylemcilere müdahale etmişti ve müdahale akşama kadar sürmüştü. Gezi Parkı’nda olan olaylardan bir Sosyal Medya aracı olan twitter aracılığıyla haberdar olduk çünkü o sırada Türk Medyası olayları haber yapmak yerine yarışma (Ben Bilmem Eşim Bilir), belgesel ve eğlence programlarını yayınlanmayı tercih etmişti. Örneğin, NTV’nin penguen belgeseli yayınlaması insanların çok tepkisini çekmişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Twitter’in bir baş belası olduğunu bir televizyon programında söyledi, fakat Batı Devletlerinde ve Türkiye’de Devlet adamları, Başbakanlar ve belediye başkanları “Sosyal Medya’yı” etkin bir şekilde kullanmaktadır Yapılan bir araştırmaya göre, Dünya’da 555, Türkiye’de on milyon Twitter kullanıcısı var. Dünya’daki Twitter kullanıcılarının üçte birini ABD oluşturmaktadır ve Türkiye ise Twitter kullanımında 11’inci sırada yer almaktadır. Öte Yandan, Profesyonel İş Ağı olan Linkedln’in kullanıcı sayısı 189’a milyona ulaşmıştır ve Türkiye’deki kullanıcı sayısının ise 1,2 milyon kişi olduğu söylenmektedir. Gezi Parkı olayları sırasında 2 milyonu aşkın rakamla #direngeziparkı hastag’ı ilk sırayı almıştır.
Taksim’deki olayların şiddetlendiği 31 Mayıs’ta 15 Milyon 247 bin Tweet atılmıştır. Halkımız eylemcilerin attığı tweetler ile nerede ne olduğunu, hangi bölgenin yardıma ihtiyacı olduğunu öğrenmişlerdir. Yapılan başka bir araştırmaya göre; twitter kullanıcılarının büyük bir çoğunluğunun Gezi Parkı eylemlerini desteklediği görülmektedir. Buna ek olarak, Yapılan bu araştırmaya göre, “Occupy(Direngezi)” parkı etiketinin sanılanın aksine en çok İstanbul’da kullanılmadığı Tunceli’de kullanıldığını görülmektedir.
Gezi Parkı olayları sırasında Sosyal Medya’nın bir iletişim aracı olarak sıklıkla kullanılması hükümetin Sosyal Medya’yı yasal bir
çerçeveye oturtmaya itmiştir. AK Parti’nin Sosyal Medya’dan Sorumlu Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Ali Şahin Radikal Gazetesine bazı açıklamalarda bulunmuştur. Yaptığı açıklamada şunları demiştir;” “Bu anlamda bireysel hakları ihlal etmeden, özgürlükleri ortadan kaldırmadan yasal bir düzenleme yapılması gerektiğine inanıyorum. Yasaklardan yana değilim. Ancak yalanlardan, iftiralardan, maksatlı paylaşımlardan, insanları çatışmaya sürükleyecek içeriklere karşı olduğumu söylemem lazım. Son yaşananlar gösterdi ki sosyal medyada bir düzenleme yapılması gerekiyor. Kanun çıkması demek ‘yasaklama’ değil. Kanun, hakların, özgürlüklerin koruma altına alınması demek”. Şahsen, eğer böyle bir yasa tasarısı yapılmak isteniyorsa, “Sosyal Medya’yı “ etkin bir şekilde kullanan gençlerimize, halkımıza bir anket yapılarak fikirlerinin alınması taraftarıyım. Öte yandan, Sosyal Medya’dan Sorumlu ve Tanıtım Başkan Yardımcısı Ali Şahin Sosyal Medya’yı daha iyi kullanabilmek için parti içi eğitimlere başlandığını belirtmiştir. Şahsen fikirim, diğer muhalefet partilerinde(CHP, MHP, BDP), gençleri ve halkı içine alacak şekilde Sosyal Medya’nın amacına uygun nasıl kullanılması gerektiğini anlatan parti içi eğitimlerin yapılması taraftarıyım.
Gezi Parkı olayları sürmekteyken, İzmir ve Adana’da Sosyal Medya üzerinden halkı isyana teşvik ettikleri iddiasıyla yaşları 18-25 arasında değişen gençler gözaltına alındı fakat daha sonra suç unsuru bulunmadığı serbest bırakıldılar. İşin garibi bazıların twitter hesapları bile yoktu. Gençlerin kişisel hesaplarından gönderdikleri tweetler şöyleydi; “Direniş için kullanılabilecek Wi-Fi şifreleri”, “19.30’da Gündoğdu Meydanı’nda buluşuyoruz”, “Lozan Meydanı ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde polis var, gitmeyin”, “Gündoğdu Meydanı’na biber gazı atıldı, buraya gelmeyin”, “Tomalar gidiyor gaz sıkıyor, sopayla vuruyorlar.” Şahsen ben atılan bu tweetler’de halkı isyana teşvik eden bir unsur göremedim. Son olarak, Gezi Parkı olaylarında sağduyu ve barışçıl havanın ortama hakim olmasını temenni ediyorum.
Alkım Onar, 13 Haziran 2013