Türkiye belki de tarihinin en olağanüstü 36 saatini geçirdi ve hala geçirmekte. Politik ve ideolojik anlamda birbirinden çok farklı görüşlere sahip milyonlarca kişi hükümete karşı birlik olmuş durumda. Her ne kadar Türk medyası utanç verici bir sınav veriyor olsa da tüm dünya 2 gündür Türkiye’yi konuşuyor.

Peki neler oluyor ? Nasıl oldu da bir anda hükümete karşı böylesine büyük ve kitlesel bir tepki oluştu ? Olay sadece Taksim’deki bir park yüzünden mi bu noktalara geldi ? Yoksa Gezi Park olayları kendisini demokrasi havarisi olarak lanse eden bir iktidarın; baskıcı, dayatmacı, sivil darbe, sivil dikta politikalarını benimseyen tavrı karşısında çok büyük bir isyanın fitilini mi ateşledi ?

Herşey polisin Cuma sabahı 5 sularında , adeta bir şafak operasyonuyla Taksim Gezi Park da çadırlarıyla nöbet tutan ve yıkıma karşı çıkan insanların üzerlerine saldırmasıyla başladı.. Hiç kimsenin anlam veremediği sertlikte bir müdahaleyle kalabalık dağıtıldı. Yaralanan, polis tarafından ağır şiddete maruz kalan , biber gazından baygınlık geçiren yüzlerce insan korkunç bir manzara ortaya çıkardı. İşte Türkiye Cuma sabahı bu anlamsız şiddetle uyandı ve ne olduysa ondan sonra oldu…

Kontrolsüz ve Orantısız Polis Şiddeti olayların fitilini ateşledi.

Kontrolsüz ve Orantısız Polis Şiddeti olayların fitilini ateşledi.

Sosyal Medya da olayları takip eden insanlar; Taksim den gelen haberlerle adeta çılgına döndü. Belki de çok farklı siyasi görüşlere sahip insanlar neredeyse her olayda kendini gösteren Polis Şiddetine, İktidarın her durumda pervasızca ifade etmekten geri kalmadığı ‘’ Ben ne istersem o olur ‘’ zihniyetine karşı benzersiz bir öfke patlaması yaşadı. En ilginç ve önemli nokta ise Cumhuriyet Tarihi boyunca hiç bir zaman bir araya gelmemiş, ortak bir payda da buluşamamış görüşlere sahip insanlar ortak bir örgütlenmeyle birlikte hareket etti. Kemalistler, Sosyalistler, Milliyetçiler birlikte isyan bayrağını çekti. Böyle bir ittifak daha önce hiç gerçekleşmemişti. Sosyal Medya vasıtasıyla çok kısa zamanda örgütlenen insanlar tüm dünyaya ‘’ Taksime Destek ‘’ çağrısı yaptı. Çok geçmeden Türkiye’nin neredeyse her noktasında halk sokaklara dökülmeye başladı ve geniş katılımlı protestolar kendini gösterdi. Polisin gösterilere müdahale etmesiyle şiddetli çatışmalar yaşandı, çok sayıda insan yaralanandı. Ama bu polis müdahaleleri insanları yıldıramadığı gibi çok daha ateşledi ve en sonunda polis bir çok noktada geri çekilmek zorunda kaldı.

Olaylar Sosyal Medya da büyük yankı bulurken, eylemler toplumsal bir muhalefete dönüştü

Olaylar Sosyal Medya da büyük yankı bulurken, eylemler toplumsal bir muhalefete dönüştü

CNN, BBC, Reuters gibi dünyaca ünlü haber ajansları ‘Türkiye Ayağa Kalktı‘ başlığıyla olayları duyururken, Türkiye’nin en ünlü televizyonlarının derin sessizliği yürekleri yaraladı. Türkiye’nin en büyük metropollerinde adeta meydan savaşları yaşanırken Ntv, Cnn Turk, Trt gibi bir çok önemli haber kanallarının yemek ve eğlence programları yayınlaması tek kelimeyle bir kara mizahtı… Bu olaylar sonuçlandığında Türk Medyasının bu korkak ve aciz tavrı asla unutulmayacak.

Gelelim olayların bu noktaya gelmesinin sebeplerine;

Ak Parti İktidarı özellikle 12 Eylül Referandumu ve 2011 Seçimleri sonrası gücünü iyiden iyiye arttırmasıyla ve devletin zirvesindeki güç dengelerini bütünüyle kontrol etmeye başlamasıyla birlikte kendisine karşı olan bütün görüşlere karşı müthiş bir duyarsızlık ve umursamazlık göstermeye başladı. Öyle ki Ak Parti için Meydanlara Toplanan Milyonlar, Kaygılarını, hassasiyetlerini ifade eden çok büyük kitleler sadece ‘’ Marjinal Gruplar ‘’ konumundaydı. Nitekim, özellikle son aylarda iyiden iyiye çığrından çıkan hükümet yetkilileri bir çok konuda insanların kaygılarını ve  çığlıklarını duymamazlıktan geldi. 2 yılı aşkın süredir Türkiye’yi bütün dünyaya rezil eden Suriye Politikası bir kenara dursun; bu politikanın acı bir sonucu olan Reyhanlı Saldırısı hala hafızalardaki tazeliğini korur iken; apar topar çıkartılan ‘Alkol Yasası‘ , Başbakan’ın ‘Bir iki Ayyaş…’ açıklaması, kendilerinden olmayan insanların haklı taleplerini ve eylemlerini ‘Marjinal Gruplar‘ diyerek geçiştirme hastalığı, her olayda insanlara karşı kullanılan orantısız ve anlamsız şiddet, adeta bir parfüm gibi dakika başı sıkılan ‘Biber Gazı’ alışkanlığı…. Gezi Parkı olayları aslında bütün bu iktidar politikalarının bir sonucudur.

Yaşanan olayları eleştiren arkadaşlarımızın ‘’ Olay Gezi Parkı, bir iki ağaç filan değil.. Asıl amaç Ak Parti karşıtlığı ‘’ tespiti bence kesinlikle doğru bir tespit. Evet tüm bu infialin sebebi Gezi Parkında kesilecek bir iki ağaç değil. Hükümetin uzun bir süredir devam eden ve artık yeter dedirten baskıcı, dayatmacı ve diktatörvari tutumu… Onun için bu tespitte bulunmak bence protestolara katılan insanları haksız çıkartmadığı gibi daha da haklı çıkartıyor.

Başbakan Erdoğan olaylara ilişkin yaptığı açıklamada muhalefeti suçladı.

Başbakan Erdoğan olaylara ilişkin yaptığı açıklamada muhalefeti suçladı.

Sonuç;

Bu olaylardan hiç kimse bir ‘’ Milli Devrim ‘’ beklemesin. Bu olaylar sonucunda hükümetin istifa etmesi, bir nevi ‘’ Türk Baharı ‘’ yaşanması çok ütopik ve hayalperest bir beklenti olur. Ancak; bu olaylar insanların yeri geldiğinde gösterebileceği tepkiselliği ve bu tepkiselliğin potansiyelini göstermesi açısından oldukça önemli. ‘Benim halk desteğim var’ , ‘Yüzde %50 oyum var’ , ‘İstediğimi yaparım’ tarzı davranış biçimi hükümete hiç bir katkı sağlamayacağı gibi çok zor durumlarda bırakabilir. Umarız tüm bu yaşananlardan  gerekli dersler çıkartılır ve olayların daha fazla büyümesine sebebiyet verecek politikalardan uzak durulur.

Leave a Reply