“Bakan oğulları gözaltına alındı.” Türkiye gündemi bir anda alev topuna döndü. Zaten gündemden önce dershaneler meselesi yüzünden kendini iyice belli eden Cemaat – AKP gerginliği bu gözaltılarla beraber iyice hat safhaya çıktı. Paralel devlet, örgüt, çete, inlerinde yakalayacağız gibi ifadeler kullanıldı. Peki bunca yıldır birbiriyle gayet iyi geçinen bu iki oluşumun son zamanlarda birbirlerine azılı düşman gibi davranmasının sebebi neydi? Gelin hep beraber tarihin arka odalarına doğru yola çıkalım.
Aslında Cemaat ile Ak Parti her ne kadar birbirine yakın gözükse de hep bir arada soğukluk olduğu belli idi. Toplum önüne bu yansıma da genellikle Cemaat, Ak Parti için kötünün iyisi değerlendirmesini yapardı. Lakin, günümüze kadar iki tarafında menfaati birbirine uyduğu için bu ayyuka çıkmamıştı. İktidara geldiğinden bu yana AKP nin polisiye de, bürokrasi de cemaat mensubu insanların kadrolaşmasına göz yumduğunu sanıyorum bilmeyen yoktur. Bu sayede Ergenekon, Balyoz gibi davalar rahatlıkla açılabildi.
İmdi, ilk başlangıç İstanbul Baş Savcılığı’nın Hakan Fidan’ı savcılığa ifade vermesi ile başladı. Hakan Fidan’ı KCK soruşturması adı altında, MİT’in PKK ile Oslo’da görüştüğünü iddia ediyordu. Bu Başbakan Erdoğan’ı kızdırdı ve Ekrem Dumanlı’nın sorduğu bir soru üzerine: “Mit müsteşarımı değil, alacaksan beni al.” dedi. 2004 de özellikle çete davalarına bakılması için kurulan Özel Yetkili Mahkemeler, bu gelişmelerin ardından kapatıldı. ÖYM’ler kapatılırken, Zaman gazetesi hariç, neredeyse hiç bir gazete bu konuya değinmedi.
Bu meseleden sonra Ak Parti, Cemaatin can damarı olan dershaneleri kapatmak için bir girişimde bulundu. 2012 yıllarının sonunda meydana gelen bu girişimin üstünde çok uzun süre durulmamış ve hükumet geri adım atmıştı. Tabi bu sırada ipler tek tek kopmaya başlamıştı. Medyanın haberi olmadan Cemaatin üst-düzey yöneticileri tasviye etmeye başladı. Türkçe Olimpiyatları’nda Başbakan geldikten hemen sonra “Yaradan Var” adlı türkünün söylenmesi bunu gösteriyor gibiydi.Gezi olayları sırasında Fethullah Gülen’in açıklamaları da sanki bu gerginliği hissettirmiyor değildi.
En son bu yılın sonlarına doğru girerken, yeniden Dershane Meselesi’nin patlak vermesi bu gerginliği iyice gerginleştirdi. İki tarafta birbirine ağır ithamlarda bulundular. Farklı alanlarda restleşmelerde olsa en son “Yolsuzluk Davası” bu olayı belki de geri dönülemeyecek hale getirdi. Gezi olaylarında birbirinden pek hazzetmeyen Cemaat ve Geziciler birbirlerinin tweetlerini retweet eder oldular. Ak Partililer Fethullah Gülen’e dair bir takım iddialarda bulundular ki Cemaate karşı olanlar bile bu denli birbirine girmemişti. Fethullah Gülen’in bedduası (Mübahele ayeti), Erdoğan’ın boykot çağrısı bu gerginliği iyice tırmandırdı. Zekeriya Öz üzerinden bir takım gerginlikler, Ariel Şaron’un ölümünü hangi gazete nasıl manşet attı vs. derken şu an HSYK Kanun Tasarısı görüşülüyor. Fatih Projesi (Öğrencilere Tablet Dağıtımı) ile öğrenciler tablete sahip olabilecekler ve kıymetli milletvekillerimiz tabletleri çok etkili bir şekilde kullanmayı biliyorlar. Hani eskiden Anayasa falan fırlatıldığı olmuştur ama iPad falan ülkemiz şu 15 yılda baya bir gelişme kat etti.
Daha eskilere gidecek olursak Hz.Ali ile Hz. Muaviyye arasında da, Ebu Hanife ile o dönemin şahı arasında da, Mehmet Akif ile II. Abdülhamid arasında da belli çatışmalar ve anlaşmazlıklar olmuştur. Konular farklı olabilir ama tarih farklı şekillerde tekerrür etmektedir. Ülkemizde eskiden olduğu gibi, artık yeni ayrımımız Cemaat – Ak Gençlik – Geziciler olacak gibi gözüküyor. Ve Geziciler ile Cemaat bu kavgada yanyana duruyor. Bana göre MHP ile BDP nin koalisyon oluşturması ne kadar imkansız gözüküyorsa bu da o kadar imkansız gözüküyordu. Ama güzel ülkemde gün geçmiyor ki şaşırtan bir şeyler olmasın.
Son söz olarak; bu artık iyice bir düşmanlık haline geldi. İki tarafta ne yazık ki birbirlerine karşı ahlaksızca bir tutum içinde saldırıyorlar. Muhafazakar kesim olan biteni büyük bir üzüntü ile izlerken, Geziciler ise büyük bir hayretle seyretmekteler. Biz en güzeli Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın sözleri ile bitirelim.
Hakk şerleri hayreyler,
Zannetme ki gayreyler,
Arif anı seyreyler,
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.