Üç adaylı Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin ilk turuna tam bir ay kaldı. Halkın doğrudan dahil olduğu ilk Çankaya seçimi öncesinde kalan bu kısa zamanda, adaylar kendilerini tanıtmaya ve cumhurbaşkanı oldukları takdirde nasıl bir tutum takınacaklarına dair ipuçları vermeye yoğunlaştı. Bu yazımda, verdikleri demeçlerden ve günümüze kadar yaptıklarından yararlanarak, adayların nasıl bir cumhurbaşkanı olmayı hedeflediklerini anlatacağım. Yazımın seçim öncesinde adayları daha iyi tanımak isteyen seçmenlere yardımcı olacağı inancındayım. YSK’nın açıkladığı sıraya göre işte cumhurbaşkanı adayları…
Prof. Dr. Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu
CHP ve MHP’nin siyaset dışı ortak adayı, nam-ı diğer “Çatı Aday”. Meclis dışındaki 3 partiden (BTP, DSP, DP) destek alması bekleniyor, Saadet Partisi’nin tavrı henüz netlik kazanmadı. Desteğini aldığı farklı görüşteki siyasi partilerin hiçbiriyle zıtlaşmamak arzusunda. Laikliğe önemle vurgu yapıyor. Atatürk’ten Millî Mücadele kahramanı ve Türk tarihinin dayanağı olarak bahsediyor.
Cumhurbaşkanlığı makamının siyasetin tıkandığı yerde bir hakemlik, bir orkestra şefliği makamı olduğunu savunuyor. Başkanlık sistemini Frankenstein’a benzetiyor, sisteme şiddetle karşı çıkıyor. AK Parti’nin içerisinden de aday olmasını isteyen bürokratlar olduğunu iddia ediyor.
Tüm siyasi partilere eşit mesafede, tarafsız, birleştirici bir cumhurbaşkanı olacağını söylüyor. Alevilerin Cemevlerinin ibadethane yapılması isteğine sempatiyle yaklaşıyor. Kendisini rasyonalizme inanan muhafazakâr ve dindar bir insan olarak tanımlıyor. Çözüm sürecine olumlu bakıyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmasını destekliyor. Ortadoğu politikasında Türkiye’nin taraf tutmamasını, arabulucu konumunda olmasını savunuyor. Cumhurbaşkanı adayları arasında medeni bir yarıştan yana, açık oturum fikrine sıcak bakıyor.
Recep Tayyip Erdoğan
Halihazırda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı. 12 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin Genel Başkanı. Tanıtılmasına en az gerek duyulan aday. Başkanlık sistemi arzusu herkesin malumu. Geçmişteki cumhurbaşkanlarını (Gül hariç) vitrin makamında oturmakla itham ediyor. Halk tarafından seçilecek olmasını cumhurbaşkanının yetki değişikliğine dayanak olarak sunmaya hazırlanıyor. Tarafsız olmayacağını açıkladı, cumhurbaşkanı olmasını milletin iktidarının son halkası olarak görüyor. AK Parti’yle bağlarını koparmadan aktif siyasi rolüne devam edebileceği bir cumhurbaşkanlığı makamı istiyor. Gülen Cemaati’yle mücadelesine devam etmekte kararlı.
1982 Anayasası’nın yerine yeni anayasa yapılması gerektiğini savunuyor. Statüko olarak tanımladığı CHP-MHP işbirliğine karşı halkın adayı olduğunu söylüyor. Yeni Türkiye vurgusu yapıyor, 12 yıldır getirilen değişimin kaybedilmemesi için yapısal dönüşümle perçinlenmesi gerektiğine inanıyor. Kürtlere yönelik açılımdan sonra Alevilere yönelik bir açılım paketi hazırlığı yapıyor.
Selahattin Demirtaş
Geçtiğimiz günlerde yapılan kongreyle HDP Eş Genel Başkanı seçildi. En genç cumhurbaşkanı adayı. Kürt hareketini temsil ediyor ancak CNN Türk’te yayınlanan “Ne Oluyor” programında paylaştığı Çankaya planlarında tüm Türkiye’yi ilgilendiren detaylar var. Beklentilerin aksine ikinci turda herhangi bir aday lehinde seçimden çekilmeyeceğini açıkladı. Oldukça iddialı bir dil kullanıyor. Cumhurbaşkanı adayı olarak, Kürt hareketinin normal şartlarda seçimlerde aldığı oy oranından çok daha fazla oy alacağını öngörüyor. Cumhurbaşkanı olduğu takdirde yönetimde köklü değişikliklerin yolunu açacağının sinyallerini veriyor. Cumhurbaşkanının partisinden kopması gerektiğini savunuyor. Darbe anayasası olarak nitelediği 1982 Anayasası’nın yerine yeni anayasa yapılması gerektiği inancında.
İhsanoğlu gibi tüm adayların tartıştığı bir açık oturuma sıcak bakıyor. Radikal demokrasi terimini ortaya atıyor, bütün sorunların radikal demokrasiyle çözülebileceğini söylüyor. Cumhurbaşkanının ve meclisin yetkisinin azaltılmasını, yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasını savunuyor. Seçim barajına karşı. Kürt sorununu çözmeyi hedefliyor. Kuzey Irak’ta Kürt devleti kurulduğu takdirde tanınması gerektiğini düşünüyor. Alevilerin ve diğer bütün inanç gruplarının kendi yaşayışlarını doğrudan belirleme hakkı olduğuna inanıyor, devletin onlar adına karar verme hakkına sahip olmadığını düşünüyor. Gezi Parkı direnişini sahipleniyor. Kendisini ezilen ve ötekileştirilen halkın temsilcisi olarak öne sürüyor. Kendisi dışındaki adayların seçilmesi durumunda var olan sisteme bir sorgulama yapılmayacağına inanıyor.
Üç aday profilinden çıkardığım sonuç şu: Erdoğan ve Demirtaş değişim ve dönüşüm vurgusu yaparken İhsanoğlu özellikle cumhurbaşkanlığı makamı konusunda var olan sistemin devamından yana bir tavır almış durumda. Ancak değişim her ne kadar ilk bakışta olumlu düşüncelere yol açsa da toplumun farklı kesimlerinin kendilerine karşıt siyasi düşüncelerin getirdiği değişimlere olumlu bakmadığını unutmamak lazım. Adayların söyledikleri ve yaptıklarının ışığında bilinçli bir şekilde ilk defa sandığa gideceğimiz bir cumhurbaşkanlığı seçimi bizi bekliyor.