Tsipras’ın AB’ye “Rusya” Mesajı

Mali krizden çıkış yolları arayan Yunanistan’ın karizmatik Başbakanı Tsipras, nisan ayının başında Rusya’yı ziyaret etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Tsipras ile bir araya geldiği görüşmede gündem maddesi olarak iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin masaya yatırılması bekleniyordu. Görüşme gerçekleşmeden önce konuşulanlar arasında Rusya’nın Yunanistan’a sattığı gaz fiyatları, mali yardım veya kredi sağlama gibi konular vardı.

Putin ile Tsipras bir dizi ekonomik anlaşmaya imza attı.

Tsipras’ın bu ziyaretinde şüphesiz görüşülecek ana mevzulardan birisi Yunanistan-AB kriziydi. Aynı zamanda bu ilişkilerin ciddi manada sıkışıklığa yol açtığı bir süreçte Tsipras’ın Rusya ziyareti bir denge politikası kurabilme gayreti açısından incelenmelidir. Tsipras’ın bu alternatif hamlesi, AB basınında da yankı uyandırdı. 8 Nisan’daki bu görüşme, AB baskılarından bunalan Yunanistan’ın bir nefes alabilmesi adına ümitli bir adım olarak görülmektedir.

Putin ile Tsipras’ın görüşmesinin evvelinde, 23 Mart’ta Tsipras, Merkel ile görüşmüştü. Almanya Şansölyesi Angela Merkel, AB’nin yapacağı yardımların Yunanistan’ın garanti ettiği reformların hayata geçirilmesi şartına bağlı olduğunu ifade ederek somut bir çözümden ziyade hafif bir dayatmada bulunmayı tercih etti. Diğer AB ülkelerinin de sık sık ifade ettiği argümanlardan birisi olan Yunanistan’da reform paketlerinin uygulanması, Tsipras’ın açıklamalarına göre toplumun durumunu iyiden iyiye zora sokacak ve sosyo-ekonomik açıdan ciddi sorunlara yol açacak özelliklere sahip. Bu reform paketi içerisinde kısaca adil bir vergilendirme sistemi, vergi kaçırma ve yolsuzlukla mücadele, yakıt kaçakçılığı ile mücadele gibi maddeleri içermekte. Reform paketi içerisinde Syriza’yı iktidara taşıyan önemli seçim vaatlerinden (örn. asgari ücretlerin yükselmesi)  bazılarının yer almaması ise partinin taviz verdiğini, vermek mecburiyetinde kaldığını göstermektedir. Zaten bu vaatlerin AB krizi aşılamadan gerçekleşmesini beklemek de bir mucize beklemekle eş değer görülebilir.

Öncelikle Yunan hükümeti içerisindeki derin arayışları ve kısmen fikir ayrılıklarını anlayabilmek adına sürece üstünkörü de olsa bir göz atmakta fayda var. Syriza iktidara gelirken daha refah bir toplum ve sosyo-ekonomik sistemin yeniden pozitif anlamda ıslahı gibi vaatlerle topluma bir umut kapısı olmuştu. AB’nin dayatmalarından dolayı ise hükümet kanadında ciddi rahatsızlıklar söz konusu. Hatta hükümet ortağı Bağımsız Yunanlar Partisi Genel Başkanı ve Savunma Bakanı Kamenos’un “AB ve IMF mevcut politikalarda diretirse ABD, Rusya, Çin ve Hindistan alternatifine yöneliriz.” sözleri ciddi bir rahatsızlık ifadesi olarak basında yer buldu. Tüm bunların yanında Yunanistan hükümetinin AB dışında doğrulabilmesi pek mümkün gözükmemektedir. Bu yüzden Yunanistan’ın kör idealist bir tarzla AB’yi dışlayarak kuracağı herhangi bir çözüm planı gerçekçi tabloya münasip bir tavır olarak görülemez. En azından kısa vadede pek bir anlam ifade edemez.

Peki, Tsipras’ın kritik AB krizi sürecinde Rusya’ya yaptığı ziyarette verdiği mesajlar neydi?

Ziyaretin zamanlamasının AB’ye yönelik bir mesaj gönderme amacını taşıdığı aşikar. Bunun yanında Tsipras, görüşmelerde hepten Avrupa Birliği’nden uzaklaşma anlamına gelecek adımlar atmamaya da özen gösterdi.

AB’nin Rusya’ya Ukrayna krizi nedeniyle uyguladığı yaptırımlar ve ambargo konusuyla ilgili Tsipras’ın açıklaması ise AB ile görüş ayrılığının açık bir ifadesidir: “Ekonomik bir savaş çözüm değildir.”

Görüşmede Yunanistan’ın kredi talebinin olmadığının ve borç istemediğinin vurgulanması da AB’ye mesajlar içermektedir. AB’nin bu görüşmeden rahatsızlık duymasının ve eksenin kayma iddiasının altını boşaltmaya yönelik yapılmış bir açıklama gibi yorumlanabilir. Tsipras, borç ve kredi meselesi için net bir şekilde “Biz dilenci değiliz.” açıklamasını yaparak noktayı koydu.

Netice olarak, Aleksis Tsipras’ın Rusya ziyareti özellikle Almanya ve Fransa’ya oldukça önem arz eden bir uyarı niteliğindedir. Son zamanlarda dile getirilen Avro bölgesinden çıkarılma tehdidine mukabil yapılan bu ziyaret, AB’yi frenleyebilme noktasında bir amaca matuftur. Bunun aksine AB’den vazgeçme ve yüz çevirme gibi bir hedefi içermemektedir. Zaten Yunanistan bu dengeyi kurabildiği ölçüde uluslararası alanda kendisine yer bulabilecektir. Bundan dolayı Yunanistan hükümeti ve Tsipras’ın radikalleşmeden dikkatli bir şekilde, realist bir politika güderek dengeyi sağlayabilmesi elzemdir.

Kaynakça

“Syriza’nın Zaferi Sonrası Yunanistan’ın AB Süreci” Erdal  Tanas Karagöl, Salihe Kaya (SETA Perspektif): http://file.setav.org/Files/Pdf/20150411175844_syrizanin-zaferi-sonrasi-yunanistanin-ab-sureci-pdf.pdf

www.evrensel.net “Putin-Çipras Görüşmesi ve Alternatif Arayışı”

tr.sputniknews.com “Rusya, Avrupa’daki yekpare bloğu dağıtıyor” Fatih Kuduğ

tr.sputniknews.com “Çipras-Putin: Moskova’da gülen yüzler, Avrupa’da kızgın suratlar”

Leave a Reply