Sayın Cumhurbaşkanı,
Cumhuriyet rejiminin temel dayanağı olan parlamenter sisteme yönelik değişiklik Türkiye Büyük Milleti Meclisi’nden referanduma gitme talebiyle geçti. Bu talep bugün sizin önünüze gelmiş bulunmaktadır. Bugün 7’den 70’e, tabandan tavana, milletin her kesiminin gündemi Türkiye Cumhuriyeti’nin sistem değişikliğidir. Bugün önünüze gelmiş değişiklik teklifinin içeriğini, hukuki sorunlarını ya da yapılmak istenmesine gerekçe olan kazanımlarını sorgulamak yerine dikkatimizi başka bir noktaya çekmek istiyorum. Dikkat çektiğim bu nokta da sizin okumayacağınız bu mektup da bir Türk gencinin tarihe düştüğü not olarak kalacağını biliyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Cumhur olarak, Türk genci olarak son zamanlarda idrak ettiğiniz ve işaret ettiğiniz tehlikelerin farkında olduğumuzu bilmelisiniz. Türk genci bu milletin yüzyıllardır ne badireler atlattığını, bu topraklarda millet olarak yaşamanın ne denli zor olduğunu bilecek tarih bilincine sahiptir. Bu tarih bilincine sahip insanlar olarak biliyoruz ki Türk milleti uzun yıllardır emperyalizmin saldırıları altındadır ve bugün bu saldırılar, emperyalizme önayak olması adına küreselciliğin desteklediği etnikçi-bölücü ve yobaz-gerici terör örgütleri üzerinden sıklaşmıştır. Öncelikle bu saldırıların hedefinin idrakindeyiz: Türk askeri, Cumhuriyetin bütün kurumları, sokaklarımız, özgürlüğümüz, namusumuz, ulusumuzun bütün fertleri ve içinde bizler ve siz. Türk gencinde var olan bu idrak bizleri ve sizi oldukça rahatlatmalıdır; çünkü Türk genci bu topraklarda bağımsız yaşamamızı sağlayacak, Cumhuriyete nereden gelirse gelsin tüm tehditleri göğüsleyecek en önemli güçtür. Bu toprakların ve tarihin bu en önemli gücünü emperyalizme karşı yanınızda hissedin. Türk genci bağımsızlık ve vatan tehlikede ise diğer tüm tartışmaları halının altına süpürür. Müsterih olabilirsiniz.
Benzer şekilde son zamanlarda içeride ve dışarıda millete yönelen tehditlere karşı bir idareci olarak durmanız da Türk gençlerini rahatlatmaktadır. Bu destek oldukça, belki hayati, önem taşımaktadır. Türk genci kampüsünde etnikçi-bölücü odaklara karşı ülkesini savunmaya çalışırken sizin desteğinizi hissetmediği günlerde zor günlerden geçmiştir. Türk askeri içeride ve dışarıda sizin desteğinizi görmediği günler PKK terör örgütüne karşı zor günler geçirmiştir. Cumhuriyetin tüm kurumları Fethullahçı saldırılara karşı sizin desteğinizi hissetmediğinde zor zamanlar yaşamıştır. Bu nedenle bugün emperyalizmin bu araçlarına karşı devletin varlığını hissediyor oluşumuz biz Türk gençliği için de sınırda çarpışan Mehmetçik için de çağdaş medeniyet için çabalayan cumhuriyet kurumları içinde dönüm noktasıdır. Bizler de bu desteği hissettiğimiz ve daha önemlisi Türk genci olarak tarih boyunca vatansız kalmamış bu millete olan borcumuzu ödeyeceğimiz için, cumhuriyet emanetini ilelebet koruyacağımızdan emin olduğumuz için müsterihiz.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Tüm bu tehditlere karşı geldiğimiz noktada bir yumruk olmuş konumdayız. Bakalım elimize; parmakların hiçbirisi aynı değil, çeşit çeşit sokaktaki insanlarımız gibi. Fakat aynı elin parmakları onlar. Kökleri aynı kemiğe uzanıyor. Tarih bilincimiz, uzandığımız yer coğrafya kader aynı. En şanslı olduğumuz konu ise bu parmakların bir yumruk olurken yakaladığı uyum ve yaratacağı şiddet. Bu yumruk tarihin en alçak odaklarını hem de hep birlikte üstümüze çullanmaya çalışırken tepelerine inen yumruk. Mazlum milletlere güç olan, emperyalizmi dağıtan yumruk. Bugün o parmaklar yine yumruk şeklini alıyor, sıkıyoruz yumruğumuzu indireceğiz hak edene. Bir yumruk gibi yine emperyalizmin tepesine inecek. Gerektiği gün de ‘Ya istiklal ya ölüm’ diyeceğiz.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Bugün bulunduğumuz nokta gösteriyor ki karşı karşıya kaldığımız bu ciddi tehditler, gerek niteliği gerekse niceliği ile sizleri ve bizleri, yani baştan aşağıya tüm milleti karşısına almıştır. Ne mutludur ki bu tehditlere boyun eğmeyeceğimizi biliyoruz. Ne mutludur ki tarihimiz bu alçaklıklara verilmiş en güzel cevapları içinde barındırıyor. Ne mutlu ki bize yönelen tehdit ciddileştikçe bir elin parmakları gibi bir araya gelebiliyor ve sıktığımız yumruk sertleşiyor. Bu yumruğu 100 yıl önce indirdiğimiz emperyalizm tekrar bu yumruğun şiddetini merak etmektedir. Bir Türk genci olarak düşüncem bu yumruğu gevşetebilecek, parmakların uyumunu bozabilecek tuzakları bulunduğunuz mevkinin kudretiyle def etmeniz gerektiğidir.
Ne dedik en başta? Bugün 7’den 70’e, tabandan tavana, milletin her kesiminin gündemi Türkiye Cumhuriyeti’nin sistem değişikliğidir. İçeride emperyalizmin tehditleri sıklaşmışken, canlı bombaları ile üzerimize gelirken, daha birkaç ay önce çaldıkları uçağımızla meclisimiz bombalanmışken, sınırımızda Mehmetçik vatanı için dişe diş savaşırken, cumhuriyetin tüm kurumlarındaki işgale karşı mücadele edilirken, ekonomik bunalım küreselci tehditlerle birleşmiş ve büyümüşken gerçekten gündemimiz referandum mu olmalıdır? İçeriğine dair tek laf etmedim sonuçta milletin önemli bir bölümü destekliyor, önemli bir bölümü de desteklemiyor. Bu parçalanmışlık kimin işine gelecektir?
Devlet ve millet aynı mevziye girmişken, yumruk sıkılmışken parmakların uyumunu bozacak süreç mevzinin hangi tarafına yarayacaktır? Genci, askeri, halkı, yöneticisi sizin de dediğiniz gibi seferber olması gerekirken insanları tıpkı mecliste oluşan çirkin tablolardaki hale sokacak referandum anti-emperyalist mücadeleyi kösteklemez mi?
Sayın Cumhurbaşkanı,
Bugün sizin, Türk milletinin cumhurbaşkanının payına düşen Suriye’deki askerimizin vatan mücadelesine milletin tüm güçlerini seferber etmektir. Türkiye bugünlerde yaptığı hatalardan dönmektedir. Geçen yıl haziran ayında yazmıştım: içeride patlayan bombalara karşı gözüne fener tutulmuş tavşan gibiyiz ve çözümü şuradadır diye: ‘Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır. O satıh bütün vatandır.’ Çok şükür bugün vatanın her tarafında teröre karşı mücadele edilmektedir. Mücadele sınırlara uzanmıştır. Siyasi irade Fırat Kalkanı ile teröre karşı dur deme cesaretini gösterdi ve nihayet Türk ordusu vatanı için savaşmaktadır. Yumruk sıkılmak üzeredir. Şimdi de siyasi irade El-bab’daki Mehmetçik için, İzmir’deki polis için, sokakta hazır bekleyen genci için cesaret göstermelidir. Ve halkı ayrıştıracak süreçlere izin vermemelidir. Gazi meclisin sezemediği bu tuzağı siz boşa çıkarmalı ve değişiklik paketini referanduma değil meclise geri göndermelisiniz.
İçeriği doğru veya yanlış, bu paketin yaratacağı süreç emperyalizme inecek yumruğu dağıtacak bir tuzaktır. Bu tuzak aşılmalıdır.
Ayten Öztürk
Vatanın içinde bulunduğu bu günlerde düşüncelerini cesurca ifade etmen beni hem umutlandırdı hem de gururlandırdı. Yüreğine, aklına sağlık İlteriş.