Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Üçüncü Kez Adaylığı Tartışmasına Kısa Bir Bakış

2023’te yapılması planlanan genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça, gerek mecliste gerekse sokakta konuşulan konulardan biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, gelecek seçimde adaylığını tekrar koyma ihtimali. Özellikle bu haftalardaki hızla değişen ve Ukrayna-Rusya savaşı ile günaşırı gelen zamlar etrafında şekillenen gündemde pek fazla yer almasa da, seçimler yaklaştıkça oldukça büyük fikir ayrılıklarına yol açacağı şimdiden belli olan bu konu hakkında tartışmaların şimdiden başladığını söylersek yanılacağımızı sanmıyorum. Bu yüzden, hâlâ bir hukuk devletinde yaşadığımızı varsayarak bu konudaki hukuki tartışmalara genel bir bakış atmayı dikkate değer görüyorum.

Öncelikle tartışmanın asıl sebebini, yani hukuki fikir uyuşmazlığının nereden kaynaklandığını temel hatlarıyla açıklamak isterim ki bu da Anayasanın cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili 101. maddesinin 2.fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. “ hükmüdür. Maddenin açıklığından şüphe etmemekle birlikte, yine anayasada istisnai bir durumun düzenlenmiş ve bu durum Anayasa 116/3’te yer alan “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” hükmüyle belirtilmiştir. Yani mevcut anayasaya göre, iki kez seçilmiş bir cumhurbaşkanının üçüncü bir kez seçilmesi için tek yol Meclisin erken seçim kararı vermesidir ve bu karar için üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun sağlanması gerekmektedir ki bu sayı da 360’tır. Şu anda Mecliste milletvekili bulunduran ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelecek seçimde de adaylığını destekleyeceğini bildiren üç parti olan AKP, MHP ve BBP’ninse Mecliste toplamda 334 sandalyesi bulunmakta ve bu sayının anayasanın belirlediği alt sınır için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Buna karşın tartışmaları daha da ilginç hale getiren bir diğer konuysa erken seçim isteğinin aslında muhalefet kanadından gelmesi ve Cumhur İttifakı cephesinin keskin bir dille bu talebe kapıyı kapaması, yani Erdoğan’ın adaylığının anayasaya göre tek meşru yolunun uygulanmak istenmemesidir. Bu demektir ki, Erdoğan ve ittifakın diğer mensupları seçimin hem olması gereken zamanda, 2023’te, yapılmasını hem de Erdoğan’ın anayasada belirtilen hükme aykırı olarak üçüncü kez seçilmesini istemektedir.

Peki, Cumhur ittifakı mensuplarının bunu savunurken kullandıkları hukuki gerekçe nedir ve nasıl tepkilerle almaktadır, diye soracak olursanız, hukuk çevresinde oldukça ilginç karşılanan argümanlara denk gelebilirsiniz. Bu argümanların sahiplerinden biri olan TBMM Başkanı ve hukukçu Mustafa Şentop, konuyla ilgili “İkinci kez adaylık söz konusu. Bu konuyla ilgili Anayasa Komisyonu, Genel Kurul’da yapılan çalışmalarda tartışılmamış bir konu. Hukuki boyutuyla ilgili olarak bir akademik çalışmayı ben yayınlayacağım. Ama konuyla ilgili hiçbir hukuki sorun olmadığını, yapılan tartışmaların bilgi eksikliğinden kaynaklandığını söyleyebilirim. “ açıklamasını yaparken, benzer görüşteki hukukçu ve siyasetçilerin 2023 seçimi için ortaya konacak olan adaylığın ikinci adaylık olarak görülme sebebini, ilgili maddenin ve hükümet sisteminin 6771 sayılı kanunla yapılan 2017 Anayasa değişikliği ile değişmesine bağlıyor. Yani bu sistemde cumhurbaşkanlığının tanım ve görevinin değişmesi sebebiyle yeni sisteme göre adaylık sayısının belirlenmesi gerekliğini ve ilk seçilmesinin 2014 değil, 2018 seçimiyle olduğunu iddia ediyor. Bu duruma karşı muhalefet cephesinden gelen yanıtsa kimileri için gerçekten şaşırtıcı nitelikte. Muhalefet, yaşanabilecek potansiyel bir anayasaya aykırılık durumuyla, AKP lehine 2007 yılında yine cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yaşanan 367 Krizi’ ne benzer bir mağduriyet yaratmamak adına tepkisiz kalacaklarını da ifade ediyor ve Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın adaylığı için özel bir tartışma yapmayacağız. Tartışmalar artık geride kalmalı. Aday olmak istiyorsa buyursun gelsin. Başkaları tartışırsa ona bir şey diyemeyiz, en azından biz yapmayacağız. Sonbaharda seçim olabilir; soğukkanlılıkla sandığı bekleyeceğiz” demekle yetiniyor. Buna karşın oy kaygısıyla değil de bir hukuk devletinde yaşamanın gerekliliklerini sağlama hedefiyle hareket eden bazı hukukçularsa, Erdoğan’ın olası adaylığının üçüncü adaylık olarak sayılması gerektiğini, çünkü her ne kadar 2017 değişikliğinde konuyu düzenleyen 101.maddede değişiklikler yapılmış olsa dahi ilgili fıkranın aynen korunduğunu ve geçerliliğini sürdürdüğünü savunmakta. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ece Göztepe Çelebi bu konuda, yapılan değişikliğin aynı anayasa çerçevesinde yapıldığını, yani Erdoğan’ın aynı ‘tali kurucu iktidar’a aday olduğunu ve hükümet sistemi değişikliğinin yeni bir anayasal düzen yaratmayacağını ifade etmiştir. Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ise bu tartışmaya yeni bir perspektif kazandırarak Erdoğan’ın 2014’teki adaylığının yok sayılması halinde o dönemde cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı tüm işlemlerin geçersiz sayılabileceğini, ek olarak bunun makama saygısızlık olarak nitelendirilebileceğini belirtmiştir. Toparlamak gerekirse, Erdoğan’ın ilk cumhurbaşkanlığı dönemi sonrasında bir anayasa değişikliği yapılmış ve bu değişiklikte cumhurbaşkanının bazı görev ve yetkileri değişmiş olsa dahi, Cumhurbaşkanlığı sıfatının devamlılığı korunmuştur ve bu sebeple ilk dönemin sıfırdan bir anayasa yazılıp kabul edilmişçesine göz ardı edilmesi hukuk camiasında birçok kişinin haklı itirazına sebep olmaktadır.

Sonuç olarak, bu tartışmaların özellikle gelecek günlerde iyice alevleneceğini söylersek yanılacağımızı sanmamakla birlikte, nihai kararın Erdoğan’ın adaylığına bir itiraz olması halinde Yüksek Seçim Kurulu’nun değerlendirmesiyle verileceğini söyleyebiliriz.  Muhalefet cephesinden ise bir itirazın gelip gelmeyeceğinin dahi henüz belli olmamasının yanı sıra, şu anda demokratik bir hukuk devletinde yaşadığını düşünen fertlerin hukuk düzeninin en temel koruyucusu olan anayasanın çiğnenmemesini önemsemesi gerektiğini ve bunu önlemek için herkesin elinden geleni yapmasının gerekliliğini de belirtmeyi önemli buluyorum.

Kaynakça:

https://tr.euronews.com/2021/09/07/erdogan-bir-kez-daha-cumhurbaskan-aday-olabilir-mi-uzmanlar-yan-tlad

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-60288415

https://m.bianet.org/bianet/siyaset/257634-ysk-bir-kimse-en-fazla-iki-defa-cumhurbaskani-secilebilir-ancak

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/cumhurbaskani-erdogan-ucuncu-kez-aday-olabilir-mi-prof-dr-hikmet-sami-turk-1907168

https://tr.sputniknews.com/20220208/prof-yazici-erken-secimsiz-ucuncu-kez-adaylik-hukuken-mumkun-degil-1053627062.html

https://www.evrensel.net/haber/454542/anayasa-hukukculari-yanitladi-3-kez-adaylik-anayasaya-aykiri

https://www5.tbmm.gov.tr//develop/owa/milletvekillerimiz_sd.dagilim

https://haber.sol.org.tr/haber/erdoganin-adayligi-tartismasina-yskdan-yanit-325911

https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/erdogan-cumhurbaskanligina-yeniden-aday-olabilecek-mi-6281178/

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/erdogan-cumhurbaskani-adayi-olamaz-mi-42004082

Leave a Reply