Sınıf, cinsiyet, din, mezhep, meslek grupları gibi farklı sosyal kategorilerin biraradalığının demokratik toplum yapılarının temel bileşenlerinden biri olduğunu biliyoruz. Toplumlar, bu kategorilerin her birinde sosyal, politik, ekonomik ve törensel olarak farklı örgütlenme biçimlerine sahip. Bu örgütlenme biçimleri ve bunların hem birey hem de devlet aygıtıyla kurmuş olduğu ilişkiler yumağını ise sosyopolitik sistem olarak tarif edebiliriz. Toplumsal kategorilerin bir sosyopolitik sisteme ne ölçüde etkide bulunduğu; o sistemi diğerlerinden ayıran, tabiri caizse o sisteme rengini veren ayırıcı bir yapı oluşturmaktadır.
İşte bu noktada alışageldiğimiz sosyal ve politik sistemleri bir an için bir kenara bırakalım. Afrika’nın doğusunda; Etiyopya’da ve Kenya’nın kuzeyinde yaşayan, Afrika Boynuzu’nun en büyük etnik grubu olan Oromo halkı kendine has ve yerel bir demokratik yönetim sistemini yüzyıllardır sürdürmekte. Gadaa olarak bilinen bu sistem, Oromo halkının gündelik yaşam pratiklerinden tutun, onların siyasi, sosyal, ekonomik ve dinsel ilişkilenme biçimlerine kadar geniş bir alanı tahkim etmekte. Peki nedir Gadaa’nın kendine has özelliği? Bir diğer deyişle, Gadaa’yı bir politik ve sosyal sistem olarak, diğer sosyopolitik organizmalara göre daha dayanıklı kılıp yüzyıllardır ayakta tutan dinamikler ve gerekçeler nelerdir?
Gadaa, bir siyasal ve sosyal sistem olarak belirli tarihsel koşullar içerisinde, Oromo halkının yaşadığı maddi çevrenin getirdiği bir dizi fırsat ve zorunluluğun sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Tarım ve hayvancılığın toplumsal ve ekonomik uğraşların merkezinde olduğu, bunlara ek olarak ticaret ve ücretli emeğin de tarihsel süreç içerisinde üretici faaliyetlerin içinde kendine yer bulduğu Gadaa Sistemi, bir mülkiyet sistemi olarak değil, aksine üretime dayalı bir yeniden dağıtım ve adil bölüşüm sistemi olarak neşet etmiş ve varlığını sürdürmüştür.
Kuşak sınıfları ya da kuşak grupları adı verilen beş farklı derece içerisinde Oromo halkını organize eden sistem, toplumdaki bütün erkeklere belirli haklar ve sorumluluklar yüklemektedir. Kadınlar ise erkekler dolayımıyla sistemin parçası olurlar. Bu derecelendirmenin sonucu olarak toplumdaki iş bölümü sağlanmış olur. Böylelikle, her kişi belirli bir derecede, belirli bir kuşak grubu içinde ve kabiliyetleri ölçüsünde topluma katkıda bulunmuş olur. Her bir derecenin sınırları çizilmiş haklar ve sorumluluklar içermesi ve belirli bir yıl aralığı (sekiz yıl) ile sınırlanmış olması da bireylerin o anki toplumsal pozisyonlarını kötüye kullanmasını engellemek amacıyla dizayn edilmiştir.
Gadaa’yı oluşturan derecelere baktığımızda, beş farklı aşama görmekteyiz. Bunlar, her ne kadar farklı adlandırmalar olsa da, Iti Mako, Daballe, Folle, Kondala ve Luba’dır. Iti Mako, en genç kuşak sınıfı olarak sistem içindeki ilk 8 yılı gösterir. Bu sınıfın mensupları genellikle eve yakın ayak işlerinden ve büyükbaş hayvanların bakımından sorumludurlar. Daballe, sistem içindeki ikinci sekiz yılı (8-16) temsil ederken, onun mensupları geniş bir sorumluluk alanı ile donanmıştır. Temel görevi, hayvancılığın korunması ve geliştirilmesi olan sınıfın, yeni ticaret imkanlarını araştırma ve yeni yerleşimlerin nerede kurulacağına yönelik tali sorumlulukları da bulunmaktadır. Folle ise, Oromo halkının ulusal güvenliğinden sorumlu olan, sosyal hiyerarşideki üçüncü sınıftır. Güçlü erkeklerden bir araya gelen ve askeri bir disiplinle örgütlenen bu kuşak sınıfı, sistem içerisinde yerel toplulukları korumakla görevlendirilmiştir.
Kondala, bir geçiş sınıfı olarak hiyerarşideki dördüncü sınıfı oluştururken sistem içerisinde geçirilen 24 ile 32’nci yıllar arasına tekabül eder. Bu sınıf, ulusal güvenlik zaafa uğradığında Folle sınıfına yardım etmek üzere bir yedek ordu gibi davranır. Önceki üç sınıfın aksine, Kondala sınıfının evlenmesi mümkündür. Ayrıca, yönetimde söz sahibi olacak memurları seçmeye ve idarenin kanun ve ilkelerini derinlemesine incelemeye başlarlar. Son olarak, Luba ise tam anlamıyla yönetici sınıftır. Luba sınıfını oluşturan üyeler politik gücün tamamını kontrol eder, Chaffe adı verilen toplantılarda yasaları değiştirir ve kendileri arasından bütün Ohomo halkını yönetecek idarecileri seçerler. Bu sınıfın üyeleri ayrıca kendi yerel topluluk içindeki uyumu ve barışı korumakla görevlidirler.
Luba kuşak sınıfının gerektirdiği sekiz yılı dolduran erkekler Gadaa Sistemi’nden emekli olurlar ve Yuba adı verilen emeklilik safhasına geçerler. Buradaki görevleri toplumun tamamına rehberlik etmek, yani danışmanlık yapmaktır. Deneyimli bilgeler olarak görülebilecek bu kişiler toplumda bir otorite ve hukuk uzmanları olarak ciddi şekilde saygı görürler. Fakat, bu bilgeler artık Gadaa Sistemi’nin aktif bir bileşeni olmadıklarından görüşleri toplum için bağlayıcı bir kanuni nitelik taşımaz.
Gadaa Sistemi’ni tarihsel süreç içerisinde incelediğimizde standartlara bağlı fakat esnek ve dinamik; merkeziyetçi olmanın aksine, adem-i merkeziyetçi bir karakteristiğe sahip olduğunu görüyoruz. Günümüz siyaset biliminde çokça atıf yaptığımız siyasal katılım ve demokratik temsiliyet gibi kavramların aslında yalnız Batı demokrasilerine özgü olmadığını, idarecilerin demokratik ve barışçıl yollarla değişmesinin yalnız geçtiğimiz birkaç yüzyılla ve belirli bir bölgeyle sınırlı olmadığını göstermesi bakımından Gadaa Sistemi’nden bizim gibi demokratik siyasal kültürünü geliştirmede bocalayan ülkelerin çıkarabileceği çok önemli dersler olduğu kanaatindeyim.
Kaynaklar:
Keller, E. J. (1991). Revolutionary Ethiopia: from empire to people’s republic. Indiana University Press.