Seçim…. Cumhuriyetin yüzüncü yılında hepimizin büyük ilgiyle hakkında konuştuğu demokrasinin büyük göstergesi. Artık bir hafta kaldı. Size bu yazının anketler veya seçim güvenliği ile ilgili olmadığını söylemeliyim. Bu yazı, cumhuriyetin yüzüncü yılında, içinde yaşayanlara bir hatırlatıcı olmaktan öteye gidemez. Oy vereceğiniz seçimi etkileyemez veya sizi oy vermemeye ikna edemez.
Size ne yapabileceğini söyleyeyim: oy vermenin politikliğini göz önünde bulundurursak, bu yazı herkese seslenecektir.
İnsanlar neden oy verir? Öğrenciler neden oy vermek için kilometrelerce yol kat edecekler? Neden? Çünkü oyumuzun bir etkisi olacağına inanıyoruz. Seçme kabiliyetimize güveniyoruz. Doğru olanı desteklediğimize inanıyoruz.
Bu noktada herkese şunu sormakta fayda var. Emin misiniz? Oy verecekken neye dikkat edeceksiniz? Şahsen ben ülkenin bugününü ve yarınını düşüneceğim. Bundan on sene sonra yirmili yaşlarıma tekrar baktığımda güzel şeyler hatırlamamı sağlayan seçimi düşüneceğim. Benden sonraki nesle güzel bir miras bırakmayı ve oy kabininden çıktıktan sonra rahatlamış hisssetmeyi düşüneceğim.
İnsanlar ne yapacak pek de bilmiyorum çünkü fark ediyorum ki, ben bu ülkede azınlığım. Neyi önemseyeceksiniz ya da neye göre seçiminizi yapacaksınız pek de bir fikrim yok. Sadece akşam evde muhtemelen Fatih Portakal’ın veya Oğuzhan Uğur’un sunduğu programı izlerken halkın tek bir şeyi seçtiğini umacağım: Geleceğini. Çünkü sonuç ne olursa olsun, iyi bir yarın istiyorsak onu seçmek zorundayız. Aynı programa bakan yüzbinler olarak lütfen kendimizi ve geleceğimizi seçmeyi unutmayalım. Çünkü en nihayetinde, Türkiye’yi bugüne getiren , sahip çıkmamız gereken ve bugün bayrağını taşıdığımız, yarınsa devredeceğimiz yegane gücümüz bu: Seçim. Unutmayın, bu ülke Kurtuluş Savaşı’nı vermeyi seçtiği için bugün buradayız. Çanakkale ve Sarıkamış’ta, Kıbrıs’ta ve Güney Doğu’da her gün hiç tanımadığı torunları için hayatından vazgeçen nesiller olduğu için bugün buradayız. O hâlde biz de, yarın hiç tanımayacağımız torunları ve göreceğimiz güzel günleri seçmeliyiz. Bize geleceği emanet etmeyi seçenlere ancak böyle hakkını verebiliriz. Çünkü seçilme lütfuna eriştiysek, seçmeliyiz. Bu sebeple 14 Mayıs’ta sandıklara gidilmeli ve oy kullanılmalıdır.
Tabii, 2 turlu seçimde gidiş dönüş bileti örneğin benim için 2200 lira tutuyor. İyi Parti ve CHP’nin başlattığı demokrasi biletine başvurup ilk tur için gidiş dönüş bileti alabildim neyse ki. Kardeşim alamadı ve babam bizim için seçimlerde toplam 3300 lira ödemek durumunda kalacak. Bu konuda Bilkent, “Askıda Bilet” kampanyası başlatabilir ya da partiler bunu yapmaya devam edebilir. Şu an kapanmış olan başvurular ikinci turda kesinlikle tekrar açılmalı. Yoksa öğrenciler nasıl oy kullanmak için gidip gelebilecekler? Buradan bütün siyasi parti yetkililerine ve Oy ve Ötesi gibi derneklere çağrımdır. Ayrıyeten okulumuzun deprem zamanı memleketinde olduğu için seçim bölgesini Ankara’ya alamayan ve depremden maddi olarak etkilenen öğrencilerin otobüs veya uçak biletlerini karşımalası gerektiğini düşünüyorum. Bu insanlara böyle bir maddi yük yüklenmemeli.
Yazıyı burada noktalayayım. Hepimize hayırlı olacak bir seçim olsun.
Sağlıcakla kalın.
Kaynakça:
https://www.google.com/url?sa=i&url=https%3A%2F%2Fwww.bbc.com%2Fturkce%2Fhaberler-turkiye-43808990&psig=AOvVaw37ALQlmKLYTGTAAfVhYJU_&ust=1683490837309000&source=images&cd=vfe&ved=0CBEQjRxqFwoTCNDL9JzC4f4CFQAAAAAdAAAAABAE.
