Oscar Pistorius…
1986 yılında, iki fibula kemiğinden yoksun bir şekilde dünyaya Johannesburg’dan merhaba diyen Güney Afrika’lı bir atlet. O, hayata küsmeyip karbon fiber takma bacaklarla profesyonel koşmaya başlayan ve Olimpiyat Oyunları’nda yarışan ilk ampute atlet olma unvanını taşıyan biri. 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda 400 metrede yarı final koşmayı başaran ve 2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda iki altın ve bir gümüş madalya kazanarak gönüllere taht kuran, “Güney Afrika’nın altın çocuğu” olarak adlandırılan Oscar Pistorius’un bu heyecan dolu öyküsüne geçtiğimiz haftalarda yeni bir sayfa daha eklendi.
14 Şubat gecesi ampute atletin birlikte yaşadığı model sevgilisi Reeva Steenkamp’ı öldürmesiyle birlikte başlayan 10 günlük bir macerayı geride bıraktık. İlk iddialar Pistorius’un, sevgilisini hırsız sanarak, yanlışlıkla öldürmüş olabileceği yönündeydi çünkü ünlü atletin oturduğu bölgedeki hırsızlık oranı çok yüksek ve bölgedeki hemen herkes kişisel silah taşımakta. Olayla ilgili polis, dedektif, savcı, hakim, Pistorius’un avukatı ve ailesinin karşılıklı açıklamaları giderek kafa karıştırdı. İlk anda polis sözcüsü Katlego Mogale, “Kurbana dört el ateş edildiği ve kurbanın olay yerinde hayatını kaybettiği anlaşılmıştır. Olay yerinde 9mm’lik bir tabanca bulduk” ifadelerini kullandı. Daha sonra buna ek olarak Pistorius’un evinde kanlı bir kriket sopasının da bulunduğu belirtildi. Pistorius’un protez bacaklarıyla sutopu, tenis, kriket ve rugby sporlarıyla ilgili olduğu biliniyor ancak mühim olan olayın gelişimi. İşte bu noktada kafalar çok karışıyor çünkü açıklama yapan herkes bambaşka hikayeler anlatıyor. Elbette Pistorius’un dünyanın ilk ampute atleti olması da davanın popülerliğini arttırarak, tüm dünya basınının ilgisini çekmeyi başardı; bu da bilgi kirliliğine davetiye çıkardı. Olayları tarafsız bir gözle incelersek, yapılan açıklamalardan yola çıkmamız gerekir. Öyleyse başlayalım:
Polis, Pistorius’un yatak odasında bulduğu mermi kovanından yola çıkarak, Pistorius’un sevgilisini kovaladığını, yatak odasından kaçan genç kadının banyoya saklandığını düşünüyor. Kriket sopasıyla veya başka bir şekilde banyo kapısının camını kıran Pistorius, ardından üç el daha ateş ederek kız arkadaşı Reeva Steenkamp’ı öldürdü.
Pistorius’un ifadesine göre; ampute atlet gece yarısı tuvaletten gelen sesler duydu. Sevgilisinin yanında yatmadığını fark etmeyen Pistorius, yatağının altından tabancasını çıkardı; dizlerinin altından kesilen bacaklarının üzerinde, karanlıkta tuvalet kapısına rastgele ateş açtı. Ardından kilitli tuvalet kapısını kriket sopasıyla kırarak içeri girdi. Yaşamını yitiren Steenkamp’ı merdivenlerden aşağıya sürükleyerek, kardeşi ile avukatını aradı ve polise teslim oldu.
Başsavcı ve olayı soruşturan dedektif Hilton Botha ise Pistorius’un komşularının, silah seslerinden önce, bağrışma sesleri duyduklarını söyledi. Ayrıca Steenkamp’ın başından, dirseğinden ve kalçasından vurulduğunu da belirten dedektif, kurşun izlerinin, Pistorius’un dikkatlice nişan aldığına işaret olduğunu iddia etti. Öte yandan dedektif, kurşunların yukarıdan aşağıya bir yol izlediğini; bunun da, Pistorius’un protezlerini takmadığı tezini çürüttüğünü savundu.
Karanlık Noktalar
Birbiriyle çelişkili olan, üst üste yapılan açıklamaların ardından olayda halen karanlık noktalar bulunmakta:
1. Yapılan otopsiye göre Steenkamp’ın mesanesinin boş olduğu biliniyor, yani ünlü modelin gerçekten tuvalet ihtiyacını gidermek için banyoya girdiği kanıtlanmış oldu. Dolayısıyla polisin dediği gibi kaçıp saklanma hikayesi pek mantıklı gözükmüyor.
2. Polisle Pistorius’un ortak payda da kesişen açıklamalarına göre, ampute atlet sevgilisini hırsız zannetmiş ve hırsızın banyo penceresinden girdiğini sanarak kriket sopasıyla banyo kapısının camını kırmış. Fakat Dedektif Hilton Botha, Steenkamp’ta ölmeden önce herhangi bir darp izine rastlanmadığını da belirtti. Dolayısıyla kriket sopasındaki kan izleri gizemini hala korur durumda.
3. Yerel medyanın polis raporlarına dayanarak geçtiği haberlere göre silah sesleri gelmeden iki saat önce komşular evden gelen bağırışlar nedeniyle polisi aradı. Dedektif Botha’ya göre de olay böyle gelişti ancak Pistorius ise ifadesinde Steenkamp’ın cesedini merdivenlerden aşağıya sürükleyerek, kardeşi ile avukatını arayıp, polise teslim olduğunu belirtmişti. Bu hikayelerdeki çelişkilerin yanı sıra asıl kör nokta, söz konusu komşuların 600 metre uzaklıkta oturuyor olması. Bu da kavga seslerini duydukları iddiasını zayıf kılıyor.
Savcılar, Oscar Pistorius hakkında “önceden tasarlanmış cinayet” suçlamasında bulundu ama Pistorius’un amcası Arnold Pistorius, Güney Afrikalı ampute atletin öldürmekle suçlandığı kız arkadaşı Reeva Steenkamp’la mutlu bir gelecek hayal ettiğini açıkladı, yani ona göre aralarında bir husumet; dolayısıyla ampute atletin sevgilisini öldürmesi için sebep yoktu.
Öte yandan Oscar Pistoruis’un eski kız arkadaşlarından Jena Edkins, “Onunla beş yıl beraber oldum ve bana bir kere bile elini kaldırmadı” derken, Samantha Taylor ünlü atletin karanlık bir tarafı olduğunu ve halkın tanıdığı gibi biri olmadığını söyledi. Elbette bu son magazinsel açıklamalar Pistorius’un dünyaca ünlü bir atlet olmasından kaynaklanıyor ama yine de şu aşamada Güney Afrikalı atlet hakkında her türlü bilgi kırıntısı önemli bizim için.
Davayla ilgili en son gelişme ampute atletin kefaletle serbest bırakılması oldu. Hakim Desmond Nair, Oscar Pistorius’un ülkeden kaçma riski bulunmadığına hükmederek 73.800 sterlin karşılığında serbest bırakılmasına karar verdi. Güney Afrikalı ampute atlet, tutuksuz yargılanacak. Bakalım, dava sürecinde ilerleyen zamanlarda neler yaşanacak.
Davayla İlgili İlginç Notlar:
Öte yandan davaya dair ilginç detaylar da su yüzüne çıkıyor:
* Bunlardan birincisi dedektif Hilton Botha’nın davadan alınması. Botha ve üç güvenlik görevlisi 2011’de sarhoş bir şekilde içinde 7 yolcu olan minibüse ateş ettikleri iddiasıyla yargılanıyor. Dedektif, hakkında kasten adam öldürmek iddiası bulunduğu için geçtiğimiz günlerde Pistorius davasından alındı.
* İkinci ilgi çekici detay, Oscar Pistorius’un erkek kardeşi Carl Pistorius’un 2010 yılında trafik kazasında bir kadını öldürdüğü gerekçesiyle Mart ayı içerisinde yargılanacak olması.
* Bir diğer ilgi çekici detay ise Pistorius’un sponsoru Nike’ın sponsorluk sözleşmesini dondurduğunu açıklaması oldu.
kaynak: www.eurosport.com, www.ntvspor.net