Bir Kırık Gözlük: Uğur Mumcu Cinayeti

Türkiye Cumhuriyeti, tarihi boyunca onlarca faili meçhul cinayete tanıklık etmiştir. Bunlardan bir bölümü 68 Kuşağı ile başlayıp kızışan Sağ-Sol kavgasında yaşandı. Milliyetçi Marksist’i, Marksist ise milliyetçiyi kendi düşüncesini zorla dayatmak için öldürüyordu. Bazen de iki taraftan da olmayıp tek arzusu Türkiye’nin düzenini bozmak olan kimseler hem sağcıyı hem de solcuyu birbirlerine daha da düşürmek için eylemler yaptı. Bu olaylar sonucunda yaklaşık beş bin vatandaş öldü ve 12 Eylül 1980 Darbesi yapıldı. Bu çatışmaların galibi belli değildi, ama şu kesindi ki Türkiye kazanmamıştı.

“Katilin sağcısı, solcusu olmaz, katil katildir.”   

-Uğur MUMCU

Darbe döneminde faili meçhul cinayetler farklı bir yüzle ortaya çıkmıştı. Polis tarafından gözaltına alınıp daha sonra ölü bulunan insanların katilleri ve ölüm nedenleri bulunamıyordu.  90’lara gelindiğinde ise işin rengi apaçık değişmişti, faili meçhul cinayetler büyük bir ivme kazanmıştı. Sayıları gittikçe artıyordu; sadece 1990-1994 yılları aralığında 579 faili meçhul cinayet işlendiği kayıtlar altına geçmişti. Artık daha çok siyasiler, generaller ve gazeteciler bu cinayetlere kurban gidiyordu. Bu kurbanlardan biri de gazeteci, araştırmacı ve yazar olan Uğur Mumcu’ydu. 22 Ağustos 1942 yılında Kırşehir’de doğan Mumcu, eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladı. Mezun olup askere gittiğinde çoktandır yazı yazmaya ve bunları gazetelerde paylaşmaya başlamıştı. Hatta bir yazısından ötürü mahkûm edildi ancak bu kararı Yargıtay bozdu. Bu olaydan sonra askerliğini sakıncalı piyade eri olarak tamamladı. Askerliği de bitince, sivil hayatına devam etmeye başladı. Birçok gazetede yazdı. Gazeteciliğin yanı sıra makale ve kitaplar da yazıyordu. Hem solcuyu hem sağcıyı sert bir kalemle eleştiriyordu çünkü tek düşündüğü Türkiye ve halktı. O, yazılarında asıl olarak ölümü ve katilleri eleştiriyordu.




24 Ocak 1993 günü Ankara, soğuk ve karlı bir pazar gününe uyanmıştı. Hava birkaç gündür eksilerde seyrediyordu ancak o gün uzun bir süre sonra ilk defa sıcaklık sıfırın üstüne çıkmıştı. 24 Ocak kararlarının on üçüncü yıl dönümüydü: Türkiye’nin ekonomik açıdan neredeyse bambaşka bir vaziyete geçmesinin ardından on üç yıl geçmişti. Bu kararların mimarı Turgut Özal cumhurbaşkanı mevkiindeydi. Milliyet gazetesinin ilk sayfasında Diyarbakır’da bir kahvenin tarandığını ve 8 ölünün bulunduğu yazıyordu. İnsanlar böyle haberlere çoktan alışmıştı. Artık fazla tepki verilmiyordu.

Saat 13.26’da evinden son kez çıktı Uğur Mumcu, ama bunun bir son olduğunun farkında değildi. Eşi Güldal Mumcu ile birlikte bir hasta ziyaretine gideceklerdi. İlk olarak Uğur Mumcu dışarı çıktı; çünkü son zamanlarda çok fazla tehdit alıyordu, bir şeyler olacağının farkındaydı sanki. Ancak bunu belli etmek istemedi ve eşine arabayı ısıtacağını bahane ederek içeride beklemesini söyledi. Arabasına ulaştığı anda arabasına yerleştirilmiş C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu hayata veda etti. Elli yıllık çınarın yaşamı burada sonlanmıştı. Bu suikastın amacı neydi? Terör örgütleri böylesine üst düzey bir gazeteciyi öldürmekle ne planlanıyordu? Tabi ki de Türkiye’yi daha da karıştırmak; terörü ve silahı daha çok güçlendirmekti gayeleri. Lakin planladıkları gibi olmadı. Mumcu’nun cenazesine milyonlar katıldı. Halk uyandı ve birbirine daha çok kenetlendi.

Dönemin bakanı İsmet Sezgin, “Bu cinayeti çözmek, devletin namus borcudur” dedi fakat 2010’da bu borcu ödeyemediklerini açıkladı. En büyük hayalinin Uğur Mumcu suikastını çözmek olduğunu söyleyen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan, Mumcu’dan 8 sene sonra, tam aynı gün olan 24 Ocak 2001’de bir cinayete kurban gitmişti. Tuhaf olan ise belki de katillerinin hâlâ aramızda dolaştığı Gaffar Okan suikastı da tarihe faili meçhul cinayet olarak yazılmıştı. Aradan geçen yirmi sekiz senenin sonunda Mumcu’nun failleri hâlâ bulunamadı. Artık Uğur Mumcu yoktu, ancak onun düşünceleri sonsuzluğa uzanacaktı.

Biz unutkan bir ulusuz. Unutuyoruz olup bitenleri. Unutuyoruz ve oğulları kızları ölen ana babaları, kanlı gözyaşlarıyla baş başa bırakıp gidiyoruz.”

-Uğur MUMCU




KAYNAKLAR:

1- Faili Meçhuller– Politik, Sosyal, Kültürel Araştırmaları Merkezi. 2013. https://www.21yyte.org/assets/uploads/files/Faili%20Me%C3%A7huller-Tarihe%20G%C3%B6re%20S%C4%B1ral%C4%B1%20Liste.pdf

2- Milliyet, Gazete Arşivi, 24 Ocak 1993. http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Arsiv/1993/01/24

3-“Sakıncalı Piyade Er Uğur Mumcu” 47 yıl önce bugün Patnos yoluna çıktı. Cihat Arpacık. 2020. https://www.indyturk.com/node/179896/haber/%E2%80%9Csak%C4%B1ncal%C4%B1-piyade-er-u%C4%9Fur-mumcu%E2%80%9D-47-y%C4%B1l-%C3%B6nce-bug%C3%BCn-patnos-yoluna-%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1

4-Uğur Mumcu’nun katilleri hala bulunmadı. Cumhuriyet Gazetesi. 2020 https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ugur-mumcunun-katilleri-hala-bulunmadi-1715700

 

Leave a Reply