Turkish Airlines Euroleague’de 2015-2016 sezonu geçtiğimiz günlerde oynanan maçlarla başladı. Euroleague’de ilk defa dört takımla mücadele ettiğimiz sezonun ilk haftasında dört takımımız da sezona galibiyetle başlarken ilk Euroleague tecrübesini yaşayan Pınar Karşıyaka İspanyol devi Barcelona’yı devirerek tarihi bir başlangıç yaptı. Euroleague’e ilk defa katılan bir diğer temsilcimiz Darüşşafaka Doğuş evinde Dinamo Sassari’yi uzatmada mağlup ederken geçen sezon Final Four oynamayı başaran Fenerbahçe Ülker Bayern Münih’i evinde son çeyrek performansı ile mağlup etmeyi başardı. Sezona Fransa deplasmanında başlayan Anadolu Efes ise Limoges’i rahat geçerek takımlarımızın ilk maçlardaki galibiyet serisini tamamladı. Şimdi de grupların ilk haftaki görünümüne kısaca göz atalım:
A Grubu: Şampiyon Dondu
Temsilcilerimizden Fenerbahçe’nin de yer aldığı A Grubu’nda son şampiyon Real Madrid sezona şok bir mağlubiyetle başladı. Khimki deplasmanında maçın başından sonuna kadar rakibinin sert oyununa cevap veremeyen İspanyol temsilcisi, kendisini başarıya götüren özelliklerden olan etkili takım oyununu oynamayı başaramayınca ne kadar yenilebilir bir takım olduğu ilk maçtan görüldü. Real Madrid’in mağlubiyetindeki en önemli faktörlerden birinin Rudy Fernandez ve Sergio Rodriguez’in bir türlü devreye girememesi ve oyunun Lull’un üstüne kalması olduğunu söylersek sanırım yanılmış olmayız. Maç boyunca sert savunmasıyla güçlü rakibini yıldıran ve skor üstünlüğünü elinde tutarak maçtan 84-70 galip ayrılan Rus ekibi ise son haftalar geldiğinde kendisi için çok ekstra olacak bir galibiyet alırken tehlikeli bir takım olduğunun da sinyalini verdi. Strasbourg’u ağırlayan Kızılyıldız ise 4 oyuncusunun çift hanelere çıktığı maçta rakibini ikinci periyottan itibaren sürklase ederek rahatça mağlup etti.
Gelelim temsilcimiz Fenerbahçe’ye. Geçen sezon Final Four oynayarak çıtayı oldukça yükselten Fenerbahçe Ülker, 4 numara pozisyonunda oynamasına rağmen takımın beyni denebilecek Nemanja Bjelica’nın gidişiyle Final Four oynayan kadroyu büyük oranda değiştirdi ve sezona yepyeni bir çehre ile girdi. Yeni oyuncuların gelişinden kaynaklanacak uyum sürecinin takıma nasıl yansıyacağı konusunda endişeleri olanlardan biri olarak, ilk maçta üç periyot boyunca bu sürecin negatif etkilerini gözlemledim diyebilirim. Hücumda, resmi maçlarda yeni yeni beraber oynamaya başlayan oyuncuların birbirlerine ve takım düzenlerine alışması sebebiyle, hele de ilk yarıda yarıdaki üretkenlık eksiği ve bunun sonucunda gelen basit top kayıplarının getirdiği hızlı hücumlarla yenen sayılar Bayern Münih’in skorda öne fırlamasını sağladı. Rakipte özellikle de Rentfoe ve Djedovic’i durduramayan Fenerbahçe son çeyreğe 10 sayı geride girecekken Dixon’un uzaklardan attığı son saniye üçlüğüyle bir anda ateşlendi. Son periyotta çok iyi savunma yapan ve hücumda da top çevirerek kalitesini ortaya koyan temsilcimiz, Dixon’un da ne kadar büyük oyuncu olduğunu gösterircesine üç periyot boyunca susup son periyotta sazı eline almasıyla maçı 74-67 kazandı ve sezona iyi başladı. Temsilcimizdeki temel eksiklikler uyum sürecinden kaynaklı üretkenlik ve basit top kayıpları olurken skorun iyi dağılması ve üç periyot geride oynanmasına rağmen son periyotta geri dönebilecek kararlılığın gösterilmesi olumlu yönler olarak göze çarptı. Sezonun ilerleyen haftalarında başta Ekpe Udoh olmak üzere sakat oyuncuların geri dönmesi ve takım düzenlerinin oturmasıyla Fenerbahçe Ülker’in bu kaliteli kadroyla başarılı olacağını düşünüyorum.
B Grubu: Favoriler Kazandı
Anadolu Efes’in mücadele ettiği B Grubu’nda ise son yıllarda Final Four’un ve hatta finalin gedikli takımı Olympiakos bu sezona da galibiyetle başladı. Takımın karakteristiği haline gelen kararlılık ve son ana kadar mücadelenin yapı taşlarından Sloukas’ı ve atlet uzunlarını kaybeden Yunan ekibi, oyun kurucu pozisyonunu Daniel Hackett ile takviye ederken atlet uzunlarının yerini de bir başka atlet uzun, eski Galatasaraylı Patric Young ile doldurmuş görünüyor. Spanoulis’in liderliğinde işleyen sistemin devam edeceğini tahmin ettiğim Olympiakos, ilk yarısı dengeli geçen maçta 3.periyotta Young ve Printezis’in etkili oyunuyla farkı yavaş yavaş açarak grubun zayıf halkalarından Cedevita Zagreb’i 76-61 ile geçti. Gruptan avantajlı bir sıralama ile çıkmak için kıran kırana mücadele edecek gibi görünen iki takımın maçında, Armani Milano Laboral Kutxa’yı 78-76 ile geçerek kritik bir galibiyetle başladı.
Sezona Fransa’da başlayan Anadolu Efes ise, neredeyse başından sonuna kadar kontrol ettiği maçta Limoges’i 89-77 ile geçmeyi başardı. Maçta özellikle, sezon başı olmasına göre iyi oturmuş hücum düzenleri ile sürekli çok rahat sayı bulan Anadolu Efes (bunda rakibin zayıf olmasının da payı var) farkı zaman zaman 18 sayıya çıkardığı maçta rakibinin belli dönemlerde yaptığı ataklarına da başarıyla cevap verdi ve maçtan farklı galibiyetle ayrıldı. Pınar Karşıyaka’dan transfer edilen şutör Diebbler hem set oyununda hem de hızlı hücumlardaki bitiriciliği ile dikkat çekerken (6/10 3 sayı,21 sayı) , yeni transferlerden Dunston ve Alex Tyus da beğeni topladı. Heurtel’in direksiyonda olduğu temsilcimizde skorun çok iyi dağılması başka bir pozitif yön olurken, hücumda yapılan 19 top kaybı ise sezon ilerledikçe oynanacak daha sert maçlarda olduğu takdirde çok can yakabilecek bir sorun. Zaten Limoges’in de kısmen geri gelebildiği anlarda Anadolu Efes’in top kayıplarından kaynaklı hızlı hücumlarla sayı ürettiğini söyleyebilirim. Özetlemek gerekirse; ilk hafta olumlu ve oturmuşa yakın bir görüntü veren Anadolu Efes’in böyle devam ettiği takdirde Olympiakos ile grup birinciliği mücadelesi yapabileceğini düşünüyorum.
C Grubu: Kaf-Kaf Tarih Yazdı
Geçen sezon Türkiye Basketbol Ligi’ni şampiyon tamamlayan Pınar Karşıyaka’nın, bütün otoriteleri şaşırtan Barcelona galibiyeti ile başladığı grupta, Lokomotiv Kuban eski günlerinden uzak Panathinaikos’u evinde son periyot performansı ile 81-70 mağlup etti. Litvanya ekolünün Euroleague’deki daimi temsilcisi Zalgiris Kaunas ise Stelmet Gora karşısında son çeyrekteki 7-20’lik seri ile tam anlamıyla tecrübesini konuşturarak galip geldi.
Tarihinde ilk kez Euroleague’de mücadele eden Pınar Karşıyaka ise tarihi ilk maçında tarihi bir galibiyete imza attı. Geçen sezon şampiyon olan güçlü kadrosundaki önemli yabancılardan Dixon’u, Diebbler’ı ve D.J. Strawberry’yi kaybeden İzmir ekibi, yerinde transferler ile bu oyuncuların yerini doldurabileceğini gösterdi. Artık görece yıldızlar topluluğu niteliğinde takımlar kurmamasına karşın İspanyol ekolünün en önemli temsilcilerden ve Final Four’un müdavimlerinden Barcelona’yı, skoru 3. periyottan itibaren kontrol etmeye başlayarak ve maç sonunda da soğukkanlı biçimde farkı koruyarak 71-62 mağlup eden İzmir temsilcisi, diğer gruplara göre biraz daha zayıf gözüken bu grupta çok ekstra bir galibiyet aldı. Takım oyunu ve savunma sertliği böyle devam ettiği sürece, Karşıyaka’nın bu ilk sezonunda son 16 için rahatlıkla mücadele edebileceğini düşünüyorum.
D Grubu: Daçka’dan Mutlu Başlangıç
Ölüm Grubu denebilecek, Darüşşafaka Doğuş’un mücadele ettiği D Grubu’nda ise, CSKA Moskova Maccabi Tel Aviv’i 100-69 gibi oldukça farklı bir sonuçla geçti. Kadro yapısında fazla değişikliğe gitmeyen CSKA, 5 oyuncusunun çift haneye ulaştığı maçta aldığı ezici galibiyetle rakiplerine gözdağı vermeyi de başardı. Euroleague in değişmez takımlarından Unicaja Malaga da Alman basketbolunun son yıllarda Euroleague’de Bayern Münih’le beraber en önemli temsilcisi Brose Baskets’i 76-71 mağlup etti.
Geçtiğimiz sezon Türkiye Basketbol Ligi’ne yeni çıkmasına rağmen Avrupa’nın en iyi antrenörlerinden Oktay Mahmuti ile başarılı bir sezon geçiren Darüşşafaka Doğuş da Wild Card ile Euroleague’de oynamaya hak kazandı. Oktay Mahmuti’nin, 2000’li yılların ortalarında kısıtlı imkanlarla, oynattığı sert savunmaya dayalı sistem basketbolu sayesinde Euroleague’de Efes Pilsen ile harikalar yaratmasını izleyerek büyümüş (Anadolu Efes’in başına yeniden geldiğinde Final Four’un kapısından döndüğünü de hatırlatalım) bu satırların yazarı için Oktay Hoca’yı Euroleague’de yeniden izlemenin ayrı bir keyif olacağını söyleyebilirim. Maça gelecek olursak; Darüşşafaka’nın iyi savunma yapması ancak yeterince üretememesi sonucunda kısır geçen maçta üç periyot boyunca sahanın en kötüsü olan Haynes’ın son periyotta devreye girmesiyle maçı kazanma noktasına gelen Dinamo Sassari’ye Gordon’un sorumluluk almasıyla cevap veren temsilcimiz, tam da Oktay Mahmuti’nin sistemlerinin oyuncusu Milko Bjelica’nın 3 sayılık basketiyle maçı uzatmaya götürmeyi başardı. Uzatmada Oktay Mahmuti’nin takımlarının karakteristiği olan savunma sertliği ve mücadeleyi had safhaya çıkaran Daçka, hücumda da günün suskun ismi Redding’in devreye girmesiyle maçı 83-74 kazandı ve Euroleague’e galibiyetle merhaba dedi. Maçın son kısımlarına değin hücumdaki tutukluk ve Fenerbahçe’de olduğu gibi oyuncuların birbirleri ile oynamaya uyum sürecinin sıkıntılarını çeken temsilcimiz, maç boyunca gösterdiği kusursuz mücadelesi ve ribaundlarda kurduğu büyük üstünlükle (57-31) maçın sonuna kadar oyunda kalmayı başardı ve uzatmada da bunun karşılığını aldı. Oktay Mahmuti’nin sistem basketbolunu maçlar ilerledikçe daha iyi oturtma ihtimalinin yüksek olduğunu düşündüğümüzde, Avrupa’da ilk tecrübesini yaşayan Darüşşafaka Doğuş’un çok canlar yakması uzak bir ihtimal gibi görünmüyor.
Euroleague’de normal sezonun 2.hafta maçları 22-23 Ekim’de oynanacak. Temsilcilerimizden Anadolu Efes Emporio Armani Milano’yu ağırlarken, Fenerbahçe Strasbourg, Pınar Karşıyaka Panathinaikos ve Darüşşafaka Doğuş da Brose Baskets karşısında deplasmanda galibiyet arayacak. Takımlarımıza başarılar diliyoruz.